Batman\'da daha önce 27 gün boyunca alıkonulduğu korucuların elinden kaçmayı başararak kurtulan 18 yaşındaki Nazlı Bidikçi\'nin ailesine ait evin dün gece yine aynı korucular tarafından silahla taranması ve bir kişinin yaralanması, devletin beslediği koruculuk sisteminin nasıl bir baskı ve şiddet aracı haline dönüştüğünün en somut örneği oldu. Kaçırılma olayından sonra devlet yetkililerine olayın ciddiyetini bildirmelerine rağmen, herhangi bir önlem almadığını belirte aile avukatı Ayşe Acar, fütursuzca hareket eden koruculara müdahale edilmesi için kentteki bütün kurumlara ve devlet yetkililerine çağrıda bulundu.
Koruculuk sisteminin devletten aldığı güçle, bütün toplumsal kesimler kadar kadın üzerinde nasıl ciddi bir baskı ve şiddet aracı haline geldiği, Batman\'da aylardır süren bir olayla kendisini hissettirmeye devam ediyor. Batman\'ın Kozluk ilçesine bağlı Güllüce (Sican) köyünde yaşayan 18 yaşındaki Nazlı Bidikçi, geçtiğimiz 5 Temmuz\'da kaçırıldığı köy korucuları tarafından 27 gün boyunca alıkonuldu. Bu süre zarfında kendisinden hiçbir haber alınamaması ve kızını kaçan koruculara devletin herhangi bir yaptırımda bulunmaması ve yaşananlara sessiz kalması üzerine anne Nursel Bidikçi, Batman Valiliği önünde süresiz oturma eylemine başlatmıştı.
Zorla imam nikahı bile kıyılmıştı!
Alıkonulan Bidikçi ise, kendisini kaçırdıktan sonra zorla imam nikahı bile kıyan korucuların elinden kaçıp kurtulmayı başararak yine Kozluk\'a bağlı Yazılı köyünde bulunan bir eve sığınmış, ardından da haber verilen jandarma tarafından ailesine teslim edilmişti.
Söz konusu korucular hakkında suç duyurusunda bulunulmasına rağmen aradan geçen süre içerisinde bu yönlü herhangi bir gelişme yaşanmadı.
Adeta dokunulmazlık zırhı giyen korucular, arkalarına aldıkları devlet gücüyle dün yine kaçırdıkları Nazlı Bidikçi\'nın aile evini basarak evin bahçesinde bulunan herkesi kurşlun yağmuruna tuttu. Yapılan saldırıda Bidikçi\'nin amcası Şahabettin Bidikçi, vücuduna isabet eden kurşunlar nedeniyle ağır yaralandı. Kaldırıldığı Batman Bölge Devlet Hastanesi\'nde alındığı ameliyatta vücudundan üç kurşun çıkarılan yaralı, durumunun hala ciddiyetini koruması nedeniyle daha sonra Diyarbakır Dicle Üniversitesi Tıp Fakültesi Hastanesi\'ne sevk edildi.
Saldırıyı gerçekleştiren korucular ise, köyden uzaklaşarak kayıplara karıştı.
Yaşanan olaya dönük devlet yetkililerinden yada sivil toplum örgütünden herhangi bir girişim yada kınama gelmezken Bidikçi ailesinin avukatı Ayşe Acar, korucular konusunda karşılaştıkları süreci DİHA\'ya anlattı.
Bidikçi\'nin kaçırıldığı gün de korucuların yine aile fertlerini silahla taradığını ve şans eseri kimsenin yaralanmadığını hatırlatan Av. Acar, defalarca valilik, kaymakam ve savcılığa olayın basit bir kız kaçırma olayı olmadığını söylemelerine rağmen bütün yetkililerin soruna karşı kulaklarını kapattığını belirtti.
Korucular saldırıyor yetkililer sessiz!
Bidikçi ailesini koruması gereken askerlerin sadece günün belirli saatlerinde gidip imza aldığını söyleyen Acar, yine dün de askerlerin evden ayrılışı sonrasında korucuların köye girerek ailenin evini silahla taradığını söyledi. Acar, evde katliam yapmak isteyen korucuların bir minibüs dolusu silahlı adamla evi bastığına işaret ederek, daha önce yaptıkları uyarılar neticesinde gerekli önlemlerin alınmış olması halinde olayın bu noktaya gelmeyeceğini vurguladı.
Bu olayın bölgedeki bütün korucu vahşetini gösterdiğini de dile getiren Acar, devletin kendilerine verdiği silahla terör estiren koruculuk sisteminin bir an önce lağvedilmesi gerektiğini söyledi. Bu olay sadece bir avukatın ve kadın kurumlarının işi olmadığını, bütün sivil toplum örgütleri ve siyasi partilerin ortak sorunu olduğunu ifade eden Acar, bu sorunun çözümü için bütün kurumlara ve devlet yetkililerine duyarlılık çağrısı yaptı.
(Diha)