Diyarbakır’da 27 Aralık’ta Halkların Demokratik Partisi (HDP) Diyarbakır İl Örgütü önüne çevik kuvvet ekibi taşıyan zırhlı otobüsün sürücüsü H.A., İnşaat Mühendisi Cihan Can’a çarpmıştı. Güvenlik kamerasına yansıyan görüntülere göre H.A., kazadan sonra durmamış ve Cihan Can’ın üzerinden geçip yoluna devam etmişti. Araç, çevredekilerin müdahalesiyle dururken Cihan Can ölmüştü. Savcılık, “Taksirle öldürmek”ten gözaltına alınan şüpheli polis H.A.’yı tutuklanması istemiyle mahkemeye sevke etti. İfadesinde “Aracın odunlar üzerinden geçtiği için sarsıldığını düşündüm” diyen H.A. mahkemede serbest bırakıldı.
'Odun Olduğunu Düsündüm'
Olayın ertesi günü şüpheli polis H.A., polis merkezinde verdiği ifadesinde, olay günü HDP Diyarbakır İl Örgütü önündeki tedbir görevine gittiklerini söyledi. Turgut Özal Bulvarı’ndan HDP binasına gitmek için dönüş yaptığı sırada arabada bir sarsıntı hissettiğini belirten H.A. şöyle dedi: “Sürekli HDP il binası önündeki göreve gittiğim için olayın meydan geldiği yere yakın ekmek fırını olduğunu biliyordum. Daha önce fırına ait odunların yola fırladığı ve üzerinden geçtiğimiz olmuştur. Odunların yağmur dolayısıyla yola girmiş olduğunu düşündüm. Aracın odunlar üzerinden geçtiği için sarsıntı olduğunu düşündüm. Bu sırada fren yaptım yağmur dolayısıyla araç biraz daha ilerledi. Bu sırada bir sarsıntı daha oldu. Aracı durdurdum” diyerek, Can’ı hiç görmediğini iddia etti. Can’a çarptıklarını ancak arabadan inen diğer polislerin aracın altına bakmasıyla fark ettiklerini ileri süren H.A., “Vatandaş arka tekerin arka kısmında olduğu için aracı biraz daha öne alarak yaralı vatandaşa daha rahat bir şekilde müdahale etmesini sağladım.”
“Olayın yaşandığı sırada yağmur yağıyordu ve görüş açımı engelliyordu” sözleriyle kendini savunan H.A., çok düşük bir hızla ilerlemesine rağmen önünde yürüyen Can’ın “zırhlı otobüsün sağ bölümü tahmini bir metre mesafeli kör noktada” olduğunu belirterek, olayın aracın kör noktasında olduğu için meydana geldiğini söyledi. Adliyeye sevk edilen H.A. savcılıkta ifadesini tekrarladı. Savcılık, H.A.’nın üzerine atılı “taksirle öldürme” suçunu işlediğine dair kuvvetli suç şüphesinin varlığını gösteren olguların ve tutuklama nedeninin bulunduğu gerekçesiyle tutuklama talebiyle Sulh Ceza Hakimliği’ne sevk etti. Hakim, görüntü inceleme tutanağı, “zırhlı aracın şoför mahallinin araca sonradan eklenen zırh elemanları görüş açısını oldukça kısıtladığını gösterir” fotoğraflar ve “şüphelinin kaçma şüphesinin olmadığı” gerekçesiyle, savcılığın tutuklanma talebini reddederek, adli kontrol tedbiri ve yurt dışına çıkış yasağıyla serbest bırakılmasına karar verdi.
Karara tepki gösteren Can ailesi avukatı Fuat Coşacak, “Şüpheliyi kurtarmaya yönelik ne varsa, lehine hazırlanmış bir ifade ile kolluk ve savcılıkta ifade verdikleri görülmektedir” dedi. Zırhlı araç sürücüsü H.A.’nın ifadesindeki “odun” benzetmesine değinen Coşacak, “Koskoca bir adamı, odun parçasına benzetip üzerinden geçtiğine dair ifade, hayatın olağan akışına aykırıdır” diye konuştu.
Suça karışan şüpheli veya sanığın korunmaması ve toplumda infial yaratacak suç olması nedeniyle şüphelinin tutuklanması gerektiğini belirten Coşacak, “Sulh Ceza Hakimliği, aracın maktulü ezmesine, hatta dururken bile tekerin üzerinde olmasına rağmen doğal bir olaymış gibi davranmış ve şahsın derhal serbest bırakılmasına karar vermiş. Bu kadar pervasızca verilen bir karar. Hukuk açısından son derece sakıncalıdır ve reddediyoruz” ifadeleriyle tepki gösterdi.
Soruşturmanın “taksirle öldürme” suçundan başlatılmış olmasına karşın MOBESE görüntüleri ışığında olayın “bilerek, isteyerek, kasten öldürme” olduğunu vurgulayan Coşacak, “Soruşturmanın şeffaf bir şekilde yürütülmesi tek beklentimizdir. Gerçekleşen olay dosyaya olduğu gibi yansıtılmalı, soruşturma ve kovuşturma makamları buna son derece özen göstermelidir. Aksi halde verilecek herhangi bir karar ‘öldürmeye ve bu şekilde canice ezmeye’ onay anlamına geleceğini düşünmekteyiz” diye konuştu.
Cenazenin daha toprağa verilmeden önce polis H.A’nın salıverilmesine tepki gösteren Coşacak, “Kolluk görevlilerinden kaynaklı coğrafyamızda onlarca olay oldu. Hakkari’den Van’a, Batman’dan Diyarbakır’a kadar bu olaylar yoğunlukla yaşanmaktadır. Siyasi iktidarın göz yumması, adli makamlarında görmezden gelmesi nedeniyle insanların ölmesine sebebiyet veren kolluk görevlilerinin ellini kollunu sallayarak dışarıda gezdiği hakikati de ortadadır. Coğrafyamız bu tür şüpheli, sanık kolluk görevlileriyle doludur” dedi. Yaşanan olayın cezasızlıkla sonuçlanmaması için basına, barolara ve insan hakları kuruluşlarına “davaya dahil olma” çağrısında bulunan Coşacak, “Faillerin cezasız kalmaması ve coğrafyamızda elini kollunu sallayarak, rahat dolaşmaması için yasa ne gerekiyorsa yapacağız” diyerek, H.A’nın serbest bırakılmasına karşı itirazda bulunacaklarını dile getirdi.