Peki Meclis ne yapıyor? Kadın cinayetleri neden önlenemiyor? Bu soruya cevap niteliğinde bir araya gelen 100’ü aşkın kadın örgütü, temmuz ayında Kadın Cinayetlerine karşı Acil Önlem Grubu çatısı altında bir araya gelerek “Her yerde kadın katliamı var. Meclis Olağanüstü toplansın” talebiyle her yerde alanlara çıktı.
Peki kadınları birleşmeye iten süreç nasıl gelişti? TBMM alanlardan yükselen bu sese ne kadar kulak verdi? Yaklaşan 25 Kasım Kadına Yönelik Şiddete Karşı Uluslararası Mücadele Günü’nde kadınlar hangi taleple sokağa çıkacak? Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubu’ndan Begüm Acar sorularımızı yanıtladı.
Kadın katliamının partiler üstü bir sorun olduğuna dikkat çeken Acar, Meclisin çoğunluğunu oluşturan AKP’den henüz bir ses duymadıklarını belirterek, “Kadınları birey olarak değil ancak ailenin parçası olarak gören AKP, cinayetleri değil boşanmayı engellemek için daha çok çalışıyor” dedi.
Çok sayıda kadın örgütü Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubu çatısı altında birleşti, kadın cinayetini önceleyerek böyle bir ortak platform kurulması nasıl mümkün oldu?
2014’ün temmuz ayında 2 günde 6 kadın cinayeti yaşanması üzerine, yılardır kadın mücadelesi yürüten kadınlar olarak bir araya geldik. Bu mücadelede sözümüzü birleştirmek, birlikte yürümek gerektiğini düşündük. Feminist örgütlerden, kadın ve LGBTİ örgütlerinden, emek ve meslek örgütlerinden, sosyalist partilerden oluşan yaklaşık 140 kurum imzasıyla bu grubun ilk açıklamasını yaptık.
Bu coğrafyada her gün en az 3 kadının erkekler tarafından öldürüldüğü bir kadın katliamı yaşanıyor. Kadınlar her gün ölüm tehdidiyle karşı karşıya yaşıyor, öldürülmek için sadece kadın ya da trans olmak yetiyor. Kadın katliamı partiler, siyasetler üstü bir mesele. Bu katliamın sona ermesinde Meclisin büyük sorumluluğu var. Meclis tek gündemli toplanarak acil bir eylem planı yapmalı. Bu sebeple, “Her yerde kadın cinayeti, Meclis olağanüstü toplansın!” sloganıyla eylemlerimize başladık.
Acil Önlem Grubu olarak neler yaptınız temmuzdan bu yana?
İstanbul’da, sorunun muhatabı olan en baştaki kurumlardan birinde, Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığı İl Müdürlüğünde bir eylem yaptık. 20 Temmuz’da 15’i aşkın ilde kadınlar olarak eylemler yaptık. Ağustos ve kasımda Meclise götürülecek talepleri tartıştığımız forumlar yaptık. İstanbul’da daha önce de takip ettiğimiz, katledilen kadınların davalarını ortak şekilde izliyor, politik olarak müdahil oluyor ve adliye önünde taleplerimizi yineleyen açıklamalar yapıyoruz.
‘AİLE BAKANI SADECE İNKAR EDİYOR’
Grubun kurulduğu tarihten 25 Kasım’a uzanan süreçte kadına yönelik şiddet ve kadın cinayetlerinde bir değişim yaşandı mı? Hükümet gerekli önlemleri almada etkin hale geldi mi? Aile ve Sosyal Politikalar Bakanlığının gündeminde “kadın” ne kadar yer aldı mesela?
Kadın katliamı ancak zihinlerde yapısal bir dönüşümle engellenebilir. Bunun için etkili bir koruma ve önleme mekanizması, yeterli sayıda ve bağımsız sığınaklar, kadını aileden bağımsız bir birey olarak gören bir sosyal politika gerekli. Ama yapılan bu değil. Hükümetin ve Aile ve Sosyal Politikalar Bakanının söyledikleri kadın cinayetlerini inkar etmekten öteye gitmiyor. Ayşenur İslam erkek şiddeti ve kadın cinayetleriyle ilgili olarak kendi bakanlığına yöneltilen soruları Adalet ve İçişleri Bakanlıklarına yönlendiriyor mesela. Kadın cinayetlerini önlemek şöyle dursun, politikacıların söylemleri, hakimlerin kararları yeni kadın ve trans cinayetlerine zemin hazırlar nitelikte. Hâlâ kadın katillerine kadınları öldürdükleri için çeşitli gerekçeler bulunarak “Haksız tahrik indirimi” uygulanıyor. Biz buna erkeklik indirimi diyoruz; çünkü bu kararlar ancak erkekleri ve toplumdaki erkek egemen yapıyı korumak için verilebilir!
AKP BOŞANMAYI ENGELLEMEK İÇİN ÇALIŞIYOR
Grubun ana eksenine oturan talebe gelirsek; Meclisi acil göreve çağırdınız. Peki Meclis alanlardan yükselen bu sese kulak verdi mi?
Mecliste zaten konuyla ilgili iletişim içinde olduğumuz, bu konuda soru önergesi veren ve yetkili makamları zorlamaya çalışan milletvekilleri var. Ancak, Meclisin çoğunluğunu oluşturan AKP’den henüz bir ses duymadık. Hükümet konuyla ilgili önlem aldığını, yasalar çıkardığını savunuyor, bazı prestijli uluslararası sözleşmeleri imzalıyor. Ancak, pratikte bu başka türlü yaşanıyor. Kadınları birey olarak değil ancak ailenin parçası olarak gören AKP, cinayetleri değil boşanmayı engellemek için daha çok çalışıyor. Erkek şiddetinden kaçan kadınlar için daha çok sığınak açmak yerine, kadınları karakollardan ya da sığınaklardan şiddet gördüğü eve geri gönderiyorlar.
KADINLAR YARIN PEK ÇOK İLDE SOKAKTA 25 KASIM’DA MECLİSTE OLACAK
Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubu 23 Kasım pazar günü çeşitli illerde eş zamanlı eylem yapacak. Erkek-devlet şiddeti ile kadın ve trans cinayetleri konulu olacak bu eylemde kadınlar Meclisi göreve çağıracak. Bu eş zamanlı eylem için İstanbul’da kadınlar 14.00’te Kadıköy’deki Eminönü İskelesi önünde oturma eylemi yapacak. Ankara’da 22 Kasım’da gerçekleşecek kadın mitinginin dışında 25 Kasım günü Ankara Kadın Platformu ile Kadın Cinayetlerine Karşı Acil Önlem Grubundan kadınların oluşturduğu bir heyet TBMM’ye giderek hazırladıkları talepler dosyasını sunacak. 25 Kasım günü HDP’nin grup toplantısı kadına yönelik şiddete karşı mücadele gündemiyle yapılacak.
KADINLAR NE TALEP EDİYOR?
* Kadın-erkek eşitliğini sağlayacak ve tüm bakanlıkları bu yönde çalışmaya yönlendirecek ayrı bir kadın bakanlığı kurulmalı.
* Mecliste kadın ve trans cinayetleri ile ilgili bir komisyon kurulmalı, bu cinayetlerin verileri tutulmalı.
* Sığınaklar ve dayanışma merkezlerinin sayı ve nitelikleri arttırılmalı. Şiddeti önleyici ve koruyucu tedbirler ayrımcılık yapılmaksızın, göçmen, sığınmacı ve mülteci kadınları da kapsayacak şekilde ve ana dilde sunulmalı.
* Haksız tahrik indirimi kaldırılmalı ve kadın cinayeti davalarına kadın örgütlerinin müdahilliği kabul edilmeli.
Eda YILDIRIM - Evrensel