Bir Ezidi Kürdü olan Nadya Murad, 2014 yılında IŞİD tarafından esir alınmış, bir yılı aşkın süre cinsel istismara ve işkenceye maruz kalmıştı.

Kendi çabalarıyla kurtulmasından bu yana Ezidilerin karşı karşıya kaldığı insanlık suçları hakkında dünya kamuoyunu bilgilendirmeye çalışan Birleşmiş Milletler İyi Niyet Elçisi Murad, Peşmerge güçleri tarafından kurtarılan Şengal’deki Ezidi köyü Kojo’ya geri döndü.

‘Bu anı üç yıldır bekliyordum’

Nadya Murad, üç yıl önce IŞİD’lilerin Kojoluları kadınlar ve erkekler olarak ayırıp ‘Birleşmiş Milletler tarafından soykırım kabul edilen’ çeşitli suçlara maruz bıraktığı okulun bahçesine varınca göz yaşlarını tutamadı.

Murad, 11 yıl öğrenim gördüğü okulun çatısından ‘Bu anı neredeyse üç yıldır bekliyordum’ dedi.

Güney Kürdistan\'daki köyüne IŞİD’in düzenlediği baskında annesinin, altı kardeşinin ve çok sayıda akrabasının öldürüldüğüne tanık olan Murad, geri gittiğinde ise IŞİD tarafından ‘köle alınmak için çok yaşlı olduğu’ gerekçesiyle katledilen annesine ait giysiler buldu.

Murad, IŞİD’in köylerini işgal ettiği günlere dair şu açıklamada bulundu:

Silah sesleri duyduk. İlk önce bize yardıma geldiklerini düşündük. Fakat pencerelerden dışarı baktığımızda erkekleri öldürdüklerini gördük. Umarım bizim de kaderimiz satılıp Suriyeliler, Iraklılar, Tunuslular ve Avrupalılar tarafından cinsel saldırıya uğramak yerine erkekler gibi öldürülmek olur’ demiştik.

‘Hala alıkonulan 3 bin kadın kurtarılsın’

Nadya Murad, köylerindeki saldırıyı yöneten IŞİD’linin köylerinden bir Arap olduğunu, dinlerini değiştirmelerini istediğini fakat kimsenin kabul etmediği gerekçesiyle öldürüldüklerini söyledi.

Kendisi de IŞİD tarafından alıkonulan ve kendi imkanlarıyla kurtulmayı başaran Murad, ‘hala alıkonulan 3 bin kadının kurtarılmasını ve toplu mezarların kayıt altına alınmasını istediklerini’ dile getirdi: