Bu yaklaşımla bizler, AZADÎ İnisiyatifi olarak 30 Mart’ta yapılacak yerel seçimlerde, özelde belli bir siyasi partiyi destekleme yönünde bir karara varmamış olmakla birlikte Kürdistan sorununda sorumluluk üstlenmiş ve bunu dava edinmiş partilerin desteklenmesini gerekli buluyoruz.
Kürdistan coğrafyasında halkımızın hak ve özgürlüklerini gerçek manada savunmayan ve Kürdistan’ı Ankara eksenli Türk siyasi egemenlik sisteminin bir tür sömürgesi olarak kabul eden partilerin ise destek görmemesi gerektiğini düşünüyoruz.
Bize göre Kürtlerin özgürleşme talebi üzerinden şekillenen siyasetler, bu talebin karşılığını sağlamada eksiklik ve yanlışlıklar taşıyor olmakla birlikte, bu topraklarda yaşayan tüm insanlar için yeni bir toplumsalın imkanını sağlamaktadır. Bu imkanı canlı tutmak ve onu başta Kürtler olmak üzere tüm coğrafyamızın hak ve adalet arayışına katkı sağlayıcı yönde desteklemek gerektiği kanaatindeyiz.
Enfal - Halepçe Katliamı ve Güney Kürdistan Federe Devleti
Irak’ın devrik lideri Saddam Hüseyin\'in İran-Irak savaşı esnasında başlattığı El-Enfal Harekâtı kapsamında 16 Mart 1988\'de Kürdistan’ın Halepçe şehrine kimyasal silahlarla düzenlenen insanlık dışı saldırıda binlerce insan ölmüş, on binlercesi hasta-sakat kalmış ve etkileri hala devam eden insanlık suçları işlenmiştir.
Enfal harekâtında da yüz binlerce Kürdistanlı katledilmiş, esir edilip yurtlarından sürülmüş, yurtları yakılıp talan edilmiş; erkekler, kadınlar ve çocuklar birbirinden habersiz, değişik kamplara götürülerek aileler parçalanmıştır. Bizler gibi tüm insanlığın da lanetlediği bu insanlık dışı suçlar ve tarih boyunca Kürdistan halkına karşı işlenen cinayet, katliamlar ve daha pek çok büyük bedellere karşın Kürdistan Halkı’nın yaptığı başkaldırılar neticesinde Allah’ın yardımı ve izniyle 23. Yılını sevinçle ve neşeyle idrak ettiğimiz Güney Kürdistan Federe Devleti ilan edilmiş ve tam bağımsız bir devlet olma yolunda kararlılıkla mücadelesini sürdürmektedir.
AZADÎ İnisiyatifi olarak Kürdistan’ın tüm parçalarında hürriyet ve bağımsızlığın halkımızın tabii İslami ve İnsani bir hakkı olduğuna inanan bizler, Kürdistan’ın diğer tüm parçalarının da Güney Kürdistan gibi hak ve hürriyetlerine kavuşmasını Yüce Rabbimizden temenni ediyor ve özgür bir ülke için kararlılıkla mücadelemizi sürdüreceğimizi belirtiyoruz.
Bu vesileyle Kürdistan’ın hürriyet mücadelesinde canını ve malını feda eden, bu uğurda bedel veren ve emeği geçen herkesi rahmet ve minnetle anarken, bir kez daha şehid Şêx Abdusselam BARZANÎ ve Mela Mustafa BARZANÎ’yi de rahmetle yâd ediyoruz.
Batı Kürdistan / Rojava
Suriye’deki iç savaşın bir neticesi olarak yaşanan kardeş kavgası, Esad Rejimi ve muhaliflerin işlediği cinayetler-katliamlar insanlık onurunu zedeleyecek boyutlara ulaşmışken Batı Kürdistan halkının kardeş kavgasından uzak durması ve kendi kendini idare etme iradesi gösterebilmesi anlamlı ve yerinde bir tavırdır.
Bu anlamda Batı Kürdistan/Rojava’da ilan edilen Üçlü Kanton Geçici Yönetimi ve alınan seçim kararı ile statüleşmeye yönelik diğer çabaları önemsiyor ve anlamlı buluyoruz. Ancak bununla birlikte; Batı Kürdistan’ın ve halkının hakikatine ve gerçekliğine uygun kalıcı, adil, eşit, demokratik bir çözüm ve gerçek bir statü için Batı Kürdistan’daki tüm siyasi, toplumsal, dini ve etnik taraf ve çevrelerle istişarelerin artırılması, güven artırıcı adımların atılması, ittifaklara dayalı işbirliğinin sağlanması ve kazanımların kalıcı hale getirilmesi de bir zorunluluktur. Aynı zamanda diğer parçalardaki Kürdistan halkının tüm siyasi ve toplumsal dinamiklerinin de Batı Kürdistan’ın haklı mücadelesine ve halkına sahip çıkması, diplomatik girişimlerine destek olması elzemdir.
Hewlêr-Bağdat İlişkileri ve Bağlantılı Sorunlar
Petrol gelirlerinin ve devlet bütçesinin adil paylaşımı, Peşmerge gücünün yasal statüsü ve hakları, daha önemlisi Irak Anayasasının 140. Maddesi’nin uygulanmaması, Güney Kürdistan’dan kopartılmış Kerkük ve diğer bölgelerin iade edilmemiş olması ve dolayısıyla Güney Kürdistan topraklarının yüzde kırkının Irak Hükümeti’nin denetiminde olması uluslararası hukuka ve varılan antlaşmalara aykırıdır. Savaş dışı bir seçenekle bu sorunların halledilmesi Bağdat Hükümeti ile bu meseleye taraf diğer devletlerin sorumluluğundadır. Bu sorumluluğun yerine getirilmesi için BM ve diğer mekanizmaların devreye girmesi gerekir. Irak-Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkanı’nın, Parlamentosu’nun ve Hükümeti’nin bu konularla ilgili alacağı her türlü meşru kararın yanında olacağımızı beyan ediyoruz.
Kürdistan Konferansı ve Kürdistani İttifak
Güney Kürdistan’da Hewlêr ile Bağdat arasında, Batı Kürdistan’da Suriye, Doğu Kürdistan’da İran, Kuzey Kürdistan’da Türkiye devleti ile yaşanan sorunların çözümle sonuçlanmaması ve Kürdistan halkının hak ettiği adalet, hürriyet ve eşitlik talebinin fiiliyata yansımamasının bir nedeni de maalesef Kürdistani Hareketler arasında ittifak olmaması ve Kürdistan Milli Kongresi’nin bugüne kadar gerçekleşmemiş olmasıyla da yakından ilgilidir.
Kürdistan Milli Kongresi’nin biran önce toplanması için Kürdistani tüm siyasi parti, örgüt, hareket, cemaat ve STK’lara gerekli olan çabayı ve sorumluluğu göstermeleri yönünde çağrımızı yineler, bu konuda üzerimize düşen her türlü sorumluluğu yerine getirmeye hazır olduğumuzu da belirtmek istiyoruz.
Öcalan ve Siyasi Tutsaklar Bırakılmalıdır
PKK lideri Abdullah Öcalan dahil değişik bahanelerle tutuklu-hükümlü bulunan tüm siyasi tutsakların serbest bırakılmasını, zindanların boşaltılmasını, çözüm sürecinin iki taraflı müzakereye dayalı, kanuni ve hukuki yasal zemini oluşturulmuş halde şeffaf bir şekilde devam etmesini talep ediyor ve Türk devletine bu konudaki çağrımızı yineliyoruz. Özellikle hasta tutsakların sorunlarının öncelikli olarak ele alınmasını istiyoruz.
8 Mart Dünya Emekçi Kadınlar Günü
Öncelikle toplantı gününe denk gelen Dünya Emekçi Kadınlar Günü vesilesiyle tüm kadınlara şiddetten uzak, sömürüye uğramadıkları bir hayat diliyoruz. Bu sorun kadın ve erkek olarak tüm insanlığın sorunudur. Din, gelenek, modern saikler ve de başkaca gerekçelerle kadınların ötekileştirilmesi, baskı ve şiddete maruz bırakılması, fırsat eşitliğinin ellerinden alınması kabul edilemez. Kapitalist uygulamaların çarkları arasında kadının sömürülmesi, sömürüye alet edilmesi de insan fıtratına yapılan bir müdahaledir. Bu nedenle her ne gerekçeyle olursa olsun kadınların sömürülmesi insanlık onuruyla da bağdaşmaz. Ayrıca geleneksel kadın kimliğinin yanında modern hayatın dayattığı kadın kimliğinin de kadın aleyhine işleyen boyutları görünmelidir.
Tüm Kürdistan ve Dünya Halklarının 2014 Newroz Bayramı Kutlu Olsun
Hak Adalet ve Hürriyet mücadelesi yolunda milad olması temennisiyle 2014 Newroz’unu karşılamalı; barış, eşitlik ve kardeşlik mesajlarını tüm dünyaya ileterek, Kürdistan halkının milli bayramı olan bu günü coşkuyla kutlamalıyız.
Kürdistan tarihinde önemli kıyam, başkaldırı ve şehadetlere sahne olan Şubat ve Mart aylarını bu yönüyle de hatırlarken, bu vesileyle bir kez daha tüm şehid ve kahramanlarımızı rahmetle anıyor, şükranla yad ediyoruz.
Hak, Adalet ve Hürriyet için Kürdistan İslami İnisiyatifi / AZADÎ İnisiyatifi