Ahmet Türk: Kürt halkının kimliği göz ardı edilmeseydi farklı bir Türkiye olurdu

Kürt siyasetçi Ahmet Türk, “Dört parçada Kürt halkıyla doğru bir dayanışma gösterilseydi, Kürt halkının kültürünü, kimliğini, inancını ve haklarını göz ardı etmeyen bir mantıkla yaklaşılsaydı, çok farklı bir Türkiye ve Ortadoğu olurdu” dedi.
29.10.2023, Paz - 09:18
Ahmet Türk: Kürt halkının kimliği göz ardı edilmeseydi farklı bir Türkiye olurdu
Haberi Paylaş

İstanbul, dün önemli bir gündeme ev sahipliği yaptı. Aralarında siyasetçi, gazeteci, aydın ve sanatçıların da olduğu 78 isim, Kürt sorununun demokratik ve barışçıl temelde çözümü için bir araya geldi. 78 isim, imzacısı oldukları “Barışa Çağrı” başlıklı deklarasyonu kamuoyuna duyurdu. İmzacılardan biri olan Kürt siyasetçi Ahmet Türk, deklarasyonun önemini Mezopotamya Ajansı'na (MA) değerlendirdi.

İsrail-Filistin savaşı

Ortadoğu coğrafyasında emperyalist devletlerin çıkarları doğrultusunda her türlü oyunun oynandığına dikkati çeken Türk, halkların iradesi ve geleceğinin söz konusu devletler tarafından ipotek altına alındığını söyledi. Türk, bu bağlamda İsrail-Filistin savaşına işaret ederek, "Ortadoğu’da halkların birbirini kucaklayacağı, hak ve özgürlükler konusunda birbirilerini tanıyacakları bir ortamı sağlayamazsak, bugün Filistin'in başına gelen yarın başka halkların da başına gelebilir. Bu nedenle özellikle çok duyarlı olmamız gereken bir dönemdeyiz” dedi.

Türk: Farklı bir Türkiye olurdu

Kürtlerin de benzer şekilde geçmişten bu yana asimilasyon ve sindirme politikalarıyla karşı karşıya bırakıldığını kaydeden Türk, saldırılara karşı adalet, eşitlik ve hak arayışında olanların “terörist” ilan edildiğini kaydetti. Türk, “Dört parçaya bölünmüş bir halk var ve herkes Kürtleri potansiyel bir tehlike olarak görüyor. Oysa Kürtler birlikte yaşadığı halklarla eşit ve özgür bir yaşamı esas alıyor. Bu yaşamın sağlanması için çaba gösteriyor. Ama maalesef bu çabaları sonuçsuz kalıyor. Eğer Rojava’da, Rojhilat’ta, Bakur’da Kürt halkıyla doğru bir dayanışma gösterilseydi, Kürt halkının kültürünü, kimliğini, inancını ve haklarını göz ardı etmeyen bir mantıkla yaklaşılsaydı, çok farklı bir Türkiye ve Ortadoğu olurdu. Bugün ne emperyalist güçler Ortadoğu'da bu oyunları oynayabilirdi, ne de halklar arasında bir çatışma çıkmazdı. Ama maalesef bu inkarcı siyaset, Ortadoğu’yu sorunların çözümsüz olduğu bir noktaya getirdi” değerlendirmesinde bulundu.

‘Barış kelimesini suç sayan bir anlayış hakim’

“Ortadoğu’nun birçok yerinde barıştan korkan, barış kelimesini suç sayan bir anlayış hakim” diyen Türk, "Bu ülkenin aydınları, siyasetçileri ve demokratları Ortadoğu’daki tehlikeleri görerek, barış konusunda daha kararlı bir şekilde mücadele vermeleri gerekiyor. Deklarasyonla yayınladığımız barış çağrımız sadece bir başlangıç. Barıştan yana olan herkesin artık yüksek sesle düşüncelerini dile getirmesi gerekir. Eğer bizler susarsak barışı asla yakalayamayız. Ama gerçekten barış için sesimizi yükseltirsek bu siyaseti de etkiler" ifadelerini kullandı.

MA
Bu haber toplam: 5222 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:19:04:23