Eski HDP milletvekili Altan Tan, Başak Demirtaş’ın İBB adaylığından çekilmesini Serbestiyet’e değerlendirdi
Altan Tan’ın Serbestiyet’e açıklamaları şöyle:
“Başak Demirtaş’ın İstanbul Büyükşehir Başkanlığı’na aday olabileceğini açıklaması gerçekten sürpriz oldu. Çünkü böyle bir belirti yoktu. Selahattin Demirtaş da cumhurbaşkanlığı seçiminden sonra aktif politikayı bıraktığını söylemişti. Ama dönüşü muhteşem oldu. Çünkü ciddi bir hamle yaptı.
Demirtaş’ın bu hamlesi bir müddet tartışıldı, sonrasında yine sürpriz bir şekilde Başak Hanım adaylıktan geri çekildiğini söyledi.
Tabii kamuoyu ciddi bir merak içerisinde. Selahattin Bey neden böyle bir çıkış yaptı? Sonra neden böyle sürpriz bir şekilde geri çekildi? Neler oldu? Bu konularla ilgili Sırrı Sakık’ın ve Rüştü Tiryaki’nin Selahattin Demirtaş ile Edirne’de görüştükleri haberleri yayınlandı. Arkasından da bu açıklama geldi.
Birçok soru peş peşe sorulmaya başlandı: Arada bir ihtilaf mı var? Mustafa Karasu’nun Kandil’deki açıklamalarından sonra neden böyle bir geri çekilme oldu?
Bunların ardından Ahmet Türk’ün bazı açıklamaları oldu. Hepsini üst üste koyduğumuz vakit ‘Aramızda bir şey yok, tartışma yok’, Selahattin Demirtaş’ın kendi ifadesi ile ‘Halkın kafasını karıştırmaya gerek yok, her şey yolunda’ gibi açıklamalar yaptılar. Halkın kafasını karıştırmaya gerek yok diyorlar ama halkın kafası çamaşır makinesi gibi ve bu arkadaşlar bunun farkında değil gibi.
Devekuşu misali bir şeyleri saklamaya çalışmak sadece kamuoyunu aptal yerine koymaktır. Ne olup bittiğini, niye bunların olduğunu, neler döndüğünü en iyi bu arkadaşlar biliyorlar ve bu yüzden bunları halka açıklama borçları var. “Hiçbir şey olmadı” ya da “Acımadı ki, acımadı ki” demek en hafif tabirle halkı hiç ciddiye almamak demek. Bütün bu olan bitenlerin siyaset terminolojisinde bir karşılığı var.
Bu arkadaşların; Selahattin Bey’in, Sırrı Sakık’ın, Mehmet Rüştü Tiryaki’nin, Başak Hanım’ın, Ahmet Türk’ün ve tabii topa girdiği için Mustafa Karasu’nun da halka bir borçları var. Bu arkadaşlar açıklama yaptıktan sonra, olan biteni açık yüreklilikle ifade ettikten sonra daha ileri şeyler söyleyebiliriz.
Kurduğu üç cümleden biri “demokrasi, şeffaflık, açıklık” olan kişilerin böyle konuşmaya hakları yoktur. Susmaya da asla hakları yok. Eğer böyle yaparlarsa bunun kararını halk verir. Demokrasilerde bunun bir karşılığı vardır. Halk bakar, dinler, ne olup bittiğini kendince yorumlar ve bir karar verir…
Halkı ciddiye almamanın bedeline de katlanmak gerekir…”