Bahçeli, "HDP'ye kapatma davası açılmasını ve Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun milletvekilliğinin düşürülmesini çok yanlış bulduğunu, geçmiş deneyimlerin bu tür girişimlerin terör örgütünün işine yaradığını gösterdiğini" dile getiren Gül'ü, 'tencere-kapak' benzetmesiyle eleştirdi.
Bahçeli, Gül için "Çok üzüldüyse HDP veya CHP'ye katılması isabetli olur, tencere kapağını bulacaktır" ifadesini kullandı.
Bahçeli, Gergerlioğlu için ise, "Bu şahıs ilk günden itibaren direnişe geçmiş, TBMM terk etmeyerek milli iradeye kafa tutmuştur. Bu olacak ve sineye çekilecek bir şey değildir" derken, "Bu bölücünün milletvekilliği düşürüldüğüne göre, Gazi Meclis’te bulunma, yasama faaliyetlerine katılma hakkı artık söz konusu bile olamayacaktır. TBMM’ne yer yatağı serip sabahlamak ve bunu da nevi şahsına münhasır bir eylem olarak takdim etmek yasa dışıdır ve gayri meşrudur. Her önüne gelen, her keyfi yeten, her canı sıkılan TBMM’ne yatak serip gecelerse, bunu da bir hak arayışı veya protesto şekli halinde gösterirse, vekâletini üstlendiğimiz aziz milletimize ne diyeceğiz, bu çarpık ve çirkin tabloyu nasıl izah edeceğiz? TBMM’nin Muhterem Başkanı’nı bu vesileyle göreve davet ediyorum: Yer yatağı derhal kaldırılmalı, milletvekilliği düşürülen kirli şahıs Gazi Meclis’ten behemehâl çıkarılmalıdır. Taviz, teslimiyeti getirir. Teslimiyet ise boyun eğmedir. Buna da hiç kimsenin hakkı yoktur" çağrısı yaptı ve ekledi:
"Şayet TBMM Başkanı’nın yetkisi bu konuda sınırlıysa, süratle hazırlanacak bir maddelik kanun teklifinin Genel Kurul’da kabulüyle birlikte Gergerlioğlu’nun yer yatağı ile beraber Meclis’in kapısının önüne koyulması mümkündür ve konu acildir."
Abdullah Gül, T24'ten Murat Sabuncu'ya yaptığı açıklamada şunları kaydetmişti:
"Kocaeli Milletvekili Ömer Faruk Gergerlioğlu'nun milletvekilliğinin düşürülmesini ve HDP'ye kapatılma davasının açılmasını çok yanlış buluyorum. Bu hareketlerin hem Türkiye'ye hem de hükümete çok anlamsız bir yük getireceği nasıl görülmüyor? Şiddetle hiçbir ilgisi olmayan, geçmişi bilinen, ayrım gözetmeden insan hakları savunuculuğu yapan bir milletvekilinin dokunulmazlığının kaldırılması ve parti kapatma davasının açılması, Türkiye'de daha çok demokrasi ve hukuk ihtiyacı olduğunu reform paketleriyle açıklama çabasında olan hükümete ve ülkemize bir yük olacaktır. Tüm bunlar 90'lı yıllarda yaşanmış ve Türkiye aleyhtarlığına ve Türkiye'nin izolasyonuna büyük bir fırsat vermiştir. Daha sonra o günleri unutturmak için çok çabalar sarf edildi. Parti kapatmalarının ve dokunulmazlıkların kaldırılmasının terör örgütlerinin çok işine geldiğini daha önceki deneyimler göstermiştir. Terör demokrasinin güçlendirilmesiyle ve insan hakları standartlarının yükseltilmesiyle kitlelerden izole edilir ve terörle mücadele daha kolay olur. Yakın siyasi tarihimiz bütün bunların örnekleriyle doluyken aynı hataları yapmanın bu güzel ülkeye büyük zararlar vereceği kanaatindeyim."
Bahçeli'nin sosyal medya hesabından yaptığı açıklama şöyle:
"Öyle günler, öyle bayramlar vardır ki, milli birliğin dayanağı, milli varlığın kaynağı, milli dirilişin kıvancıdır. Nevruz, işte böylesi bir bayramın adıdır. Nevruz uyanıştır, canlılıktır, kaynaşmadır, kucaklaşmadır, kutlu bir toparlanışın simgesidir.
Türk milleti Nevruz’la birlikte yeni ve umut dolu günlerin geleceğine inanmış, bu tarih ve kültür hazinesini bugüne kadar imrenilecek bir heyecanla ve yüksek hedefler eşliğinde yaşamış ve yaşatmıştır. Nevruz baharın müjdecisi, barışın ve kardeşliğin müellifidir.
Hoşgörü arayan Nevruz’un mesajlarına bakmalıdır, bereket ve bolluk özlemi çeken Nevruz’un ruhuna odaklanmalıdır. Nevruz Bayramı, Türk’ün bahar bayramıdır, Türk milletinin yeni günü, ilkyazı, taze yılıdır. Ergenekon’dan çıkış, Bozkurt’un geleceğe yürüyüşü Nevruz’la başlamıştır.
Balkanlar’dan Turan coğrafyasına kadar kutlanan Nevruz Bayramı, ayrılığa, ayrımcılığa, bölücülüğe, bölünmeye, nifaka ve şiddet niyetlerine karşı güvence, Türklüğün tarihin derinliklerinden gelen kültürel gücüdür. Nevruz’da yakılan ateşler ise kötülüğün defini hedeflemektedir.
Nevruz münasebetiyle yakılan her ateş temizliğe biraz daha yaklaşmaktır. Neşe ve sevinç halkaları üzerimizde oyun oynayan hain çevrelere karşı muazzam bir direncin ifadesidir. Nevruz biziz, biz Türk milletiyiz. Cemrelerin düşmesiyle ayaklanan doğa Nevruz’la yeşile bürünecektir.
Güneşin Koç burcuna girdiği Nevruz Bayramı’nın, yani Yeni Günün, iç barış ve huzur ortamımızın çelikleşmesine, birlik ve kardeşliğimizin çevikleşmesine, Türk ve İslam coğrafyalarının huzur ve selamete kavuşmasına vesile olmasını diliyorum. Nevruz Bayramı’mız kutlu olsun.
Niyazım odur ki, Cenab-ı Allah Türk milletinin varlığını ilanihaye korusun. Nevruz'u devlete ve millete meydan okuma fırsatı gören bölücülere karşı biriz, beraberiz, Allah’ın izniyle tahriklere, tacizlere, karanlık kampanyalara asla prim vermeyeceğiz.
Geçen hafta HDP Milletvekili Ö.Faruk Gergerlioğlu’nun milletvekilliği düşürülmüş, adalet ve hukuk harfiyen uygulanmıştır. Fakat bu şahıs ilk günden itibaren direnişe geçmiş, TBMM terk etmeyerek milli iradeye kafa tutmuştur. Bu olacak ve sineye çekilecek bir şey değildir.
Bu bölücünün milletvekilliği düşürüldüğüne göre, Gazi Meclis’te bulunma, yasama faaliyetlerine katılma hakkı artık söz konusu bile olamayacaktır. TBMM’ne yer yatağı serip sabahlamak ve bunu da nevi şahsına münhasır bir eylem olarak takdim etmek yasa dışıdır ve gayri meşrudur.
Her önüne gelen, her keyfi yeten, her canı sıkılan TBMM’ne yatak serip gecelerse, bunu da bir hak arayışı veya protesto şekli halinde gösterirse, vekâletini üstlendiğimiz aziz milletimize ne diyeceğiz, bu çarpık ve çirkin tabloyu nasıl izah edeceğiz?
TBMM, bir eylem sahası, bölücülerin yatakhanesi, kanun kaçaklarının sığınma alanı değildir. Büyük Türk milletinin kalbinde bir hançerin yuvalanmasına göz yumulamaz, tahammül edilemez, sabır gösterilemez. TBMM’de yer yatağı sermek demokrasiye sürülmüş kara bir lekedir.
TBMM’nin Muhterem Başkanı’nı bu vesileyle göreve davet ediyorum: Yer yatağı derhal kaldırılmalı, milletvekilliği düşürülen kirli şahıs Gazi Meclis’ten behemehâl çıkarılmalıdır. Taviz, teslimiyeti getirir. Teslimiyet ise boyun eğmedir. Buna da hiç kimsenin hakkı yoktur.
Şayet TBMM Başkanı’nın yetkisi bu konuda sınırlıysa, süratle hazırlanacak bir maddelik kanun teklifinin Genel Kurul’da kabulüyle birlikte Gergerlioğlu’nun yer yatağı ile beraber Meclis’in kapısının önüne koyulması mümkündür ve konu acildir.
Gergerlioğlu’nun milletvekilliği düşünce ‘Gül’en yüzü asılan, HDP’nin kapatılmasıyla ilgili dava açılmasından rahatsızlık duyan 11.Cumhurbaşkanı’na diyeceğim de şudur: Artık Güroymak’a Norşin diyen yoktur, o günler geçmiştir. Gül diye dikeni yutturanlar kalmamıştır.
11.Cumhurbaşkanı’na tavsiyem, eğer çok üzüldüyse, HDP’ye veya CHP’ye katılması isabetli ve tutarlı bir davranış olacaktır. Hatta çok da yakışacaktır, nitekim tencere yuvarlanıp kapağını bulacaktır."