DEM Parti Parti Meclisi, siyasal gelişmeler ve seçim gündemiyle DEM Parti Genel Merkezi’nde toplandı
Yerel seçimlere ilişkin açıklamalar yapan Bakırhan, “Biz kimsenin ilk yardım çantası değiliz. Her sandıkta başı gözü yarılanlara, her daim pansuman için yetişecek yedek güç olmadığımızı belirtmek istiyoruz” dedi.
PM toplantısında konuda önemli kararların açığa çıkacağını aktaran Bakırhan\'ın konuşmasından öne çıkanlar şöyle:
“…Kürt sorununda demokratik çözüm hayati öneme sahiptir. Kürt halkı, bir yüzyıl daha esaret altında kalmayacaktır. Bunu en başta iktidar ve herkesin böyle bir bilmesi gerekiyor. İktidar ve siyasi partiler başta olmak üzere Kürt sorununda demokratik çözüm için siyaset üretmeyenlerin samimiyetini bizler sorguluyoruz, haklarımız sorguluyor. Bilinmeli ki başta Kürt meselesi olmak üzere Türkiye’nin temel meselelerine kulak tıkayanlar bir gün geçmişteki iktidarlar gibi tarih olmayla yüz yüze kalacaklardır. Bu yüzyılda Kürt sorunun demokratik çözümüne karşı durmak Kürt halkının yüzyıl daha statüden haktan hukuktan yoksun kalmasını savunmaktır. Buna asla izin vermeyeceğiz. Kürt halkı bütün dünyada saygı gören hakikati kabul görmüş bir halktır bu yüzyılda da bir statüye kesinlikle kavuşmalıdır.”
31 Mart 2024 tarihli yerel seçimlerin halkların kaderini belirleyeceğini vurgulayan Bakırhan, “Herkesin gözü partimizin vereceği bu kararlarda olacaktır. Bu seçim sadece Türkiye halkları değil partimiz açısından da önemli sonuçlar doğuracaktır. Bu seçim başta Kürt halkının iradesine ipotek koyarak atanan kayyımlarla hesaplaşacağımız bir seçim olacaktır” ifadelerini kullandı.
‘Kayyım Kürt halkının temel sorunudur’
“Kayyım Kürt halkının temel sorunudur” diyen Bakırhan, şöyle konuştu: “Bu sebeple sadece kayyım atanan kentleri değil aynı zamanda bölgede, Kürdistan coğrafyasında kötü yönetilen belediyeleri de demokratik yerel yönetimler anlayışımızla buluşturacağız. İrademizin yok sayılmasına bu sefer kesinlikle halklarımızla birlikte geçit vermeyeceğiz. Sadece yerel yönetimleri almayacağız aynı zamanda halkımızla birlikte bu iradeyi kayyım atanamaması için var gücümüzle elimizden gelen bütün çabaları ortaya koyarak, belediyelerimizi kentlerimizi savunacağımızı belirtmek istiyorum.
Kayyımlar sadece irade gaspı değildir. Bölgeden gelen birçok arkadaşımız bunu yakinen biliyor. Bunu yanında aynı zamanda kayyımlar pek çok sorunu da beraberinde büyüterek üreterek varlıklarına devam ediyorlar. Yolsuzluklar aleni bir şekilde ortada, hizmet desen hizmet yok. Ciddi bir hizmet eksikliği yaşanıyor. Ayrımcılık, kadına Kürt’e, ötekine hat safhada. Kayırmacılık desen kayyım biraz da kayırmacılıktır.
O kentten olmayan insanların o kentin olanaklarını çarçur ettiklerini hep birlikte izliyoruz. Bu problemler büyümüştür. Başta Kürtler olmak üzere kayyımların bu tutumlarının yaratmış oldukları olumsuzluklardan bıktılar, yıldılar. Önümüzdeki seçimlerde kayyımları kentlerimizden göndereceğimiz belirtmek istiyorum. Bu seçim irade ve özgürlük yürüyüşümüzde önemli bir duraktır. 14 Mayıs’ta bize siyasi etkisi yok diyenlere bu seçimde nasıl bir etkimiz olduğunu, nasıl belirleyici ve stratejik bir noktada bulunduğumuzu hep birlikte hatırlatacağız, “Buradayız. Em li virin” demeye devam edeceğiz.”
‘Kimsenin ilk yardım çantası değiliz’
Partinin seçim stratejisine dikkat çeken Bakırhan, Türkiye’nin batısında halkların, emekçilerin kazanacağın ve yerel yönetimlerde bulundukları her yerde temsil edilecekleri bir modeli esas alacaklarını ifade etti. Bakırhan, şunları söyledi:
\"Yine tekrar ediyoruz. Yakın zamanda bizim dahil olmadığımız bir çok tartışmada partimiz adına bir çok yorum yapılıyor, tartışma yapılıyor. Partimizin nasıl bir politik tutum takınacağı dışımızda tartışılıyor, yazılıyor, çiziliyor Şunu belirtmek istiyoruz. Biz kimsenin ilk yardım çantası değiliz. Her sandıkta başı gözü yarılanlara, her daim pansuman için yetişecek yedek güç olmadığımızı belirtmek istiyoruz.
Bizim için toplumu yok sayanlar sermayeyle kol gezenler meşru değildir. Partisinin bir önemi yoktur. Bizim için yolsuzluk yapan hırsızdır. Partisinin bir önemi yoktur. İster ampül ister ok olsun her kimki demokrasiden kaçıyorsa Kürt sorunun demokratik çözümünden kaçıyorsa en temel belediyecilik hizmetlerini bile yapamıyorsa biz bunun karşısındayız. Bu yerellerde de demokratik yerel yönetimler anlayışımızın kazanması için var gücümüzle kazanacağımızı bu kentleri yönetmeye talip olduğumuzu da belirtmek istiyorum.
‘Halk kimi istiyorsa onlar bizim adaylarımız olacak’
Bölgede halk kimi istiyorsa onlar bizim adaylarımız olacaktır. Bunun için ön seçimler büyük bir demokrasi şöleni şeklinde yapılacak. Bu çerçevede siz değerli PM üyesi arkadaşlardan da il ve ilçe örgütlerimizden milletvekillerimizden de bir talebimiz var. Bu ön seçimlerde biz taraf olmayacağız. Aday adayı olan bütün arkadaşlarımız bizim yoldaşlarımızdır, arkadaşlarımızdır. Birinin diğerinden bizim için bir farkı yoktur.
O sandık sonuçlarından çıkan ve seçilen arkadaşlarımız bizim adaylarımız olacaktır. bu konuda PM olarak daha duyarlı ve titiz davranacağınıza inanıyorum. Bizler Parti Meclisi Genel Merkez yöneticileri il ve ilçe örgütleri olarak ön seçimlerin bir tarafı değil sadece bu seçimleri koordine eden sonuçların demokratik ve doğru bir şekilde yansımasını sağlayan bir konumda olacağız. İlleri bizim görevimiz değil. Halkımızın işidir. Kimi seveceklerini onlar karar verecekler.’’