Pak tarafından basına Kürtçe ve Türkçe olarak yapılan ve bir kopyası nerinaazad.com\'a gönderilen bildiri de şu ifadelere yer verildi.
Kürdistan tarihi, Kürt milletini yok etmeyi amaçlayan yüzlerce jenosidle doludur. Bunlardan biri de, 31 Temmuz 1983 yılında Barzanileri hedef alan enfaldir.
Saddam Hüseyin liderliğindeki Irak devleti, 32 yıl önce bugün, genel olarak Kürt halkını özel olarak ulusal hareketin en direngen kesimini oluşturan Barzanileri adeta tarihten silmek için yoğun ve kapsamlı bir saldırı başlattı. Bu saldırı, adını Enfal suresinden alan, katliam ve ganimet anlamına gelen El-Enfal adıyla başlatıldı. Bu saldırılar neticesinde, bugün Şengal’de örneğini gördüğümüz türden, Kürt halkı adeta talan edildi. Köyler yakıldı, insanlar göçertildi, çocuklar gasp edilerek köleleştirildi, kadınlar ganimet olarak alındı ve satıldı.
Enfal katliamlarının en vahşi örneklerinden biri, 31 Temmuz 1983 yılında Barzani ailesine karşı işlendi; yaşları 7 ile 85 arasında değişen 8 bin erkek, Barzanilerle meskun bölgedeki köy ve kasabalardan toplandı, Erbil’e bağlı Kuştepe\'de kurulan Kudüs ve Kadisiye adındaki kamplara hapsedildi. Barzani erkekleri günlerce bu kamplarda aç ve susuz bırakıldılar, olmadık eziyetlere maruz kaldılar ve nihayetinde kaybedildiler. Bu insanlara ne olduğu bugün dahi bilinmemektedir. Aradan 22 yıl geçmesine karşın bu 8 bin kişiden hiçbir haber alınamamıştır. Bu insanlar imha edilerek, bugüne kadar nerde oldukları bilinmeyen toplu mezarlara gömüldüler.
Enfal saldırıları neticesinde 182 bin Kürt ortadan kaldırıldı; kimisi öldürülüp toplu mezarlara gömüldü, kimisi “Saddam’ın Fedaileri” ile “Saddam’ın Çocuklar ordusu”na verildi, geriye kalan kadın ve kız çocuklar ise Arap şeyhlerine cariye niyetine satıldı. Öldürülenlerin nereye gömüldüğü, cariye olarak satılan kadın ve kız çocukların ise kimlere satıldığı ve hayatta olup olmadıkları bu gün dahi bilinmemektedir.
8 bin Barzani erkeğinin Enfal edilmesinin başlıca nedeni, hiç kuşkusuz ki onların Kürt olmasıdır. Fakat Barzanilerin özellikle Enfal edilmesinin bir başka nedeni daha var ki, dikkat çekmeye değer: bilindiği gibi Barzaniler, Kürdistan ulusal kurtuluş mücadelesinde çok önemli bir yer tutmaktadırlar. Her şart altında kimliklerine ve yurtlarına sahip çıkmış, asla teslim olmamış, imkan buldukları her dönemde 7’den 70’e halk olarak direnmişlerdir.Genel olarak Güney Kürdistan, özel olarak Barzan, Irak yönetimine girdiği 1923 yılından itibaren kesintisiz bir direnişin ana üssü olmuştur. Barzanilerin ve Barzan bölgesinin sömürgeciler tarafından özel bir muameleye tabi tutulmasının sebebi budur.
Bütün bu katliam ve jenosidlere karşın Güney Kürdistan halkı yok edilemedi; bugün daha iyi bir noktada bulunmakta ve bütün sıkıntılara karşın geleceğe daha bir umutla bakmaktadır. Fakat her şey bitmiş değil. Sömürgecilerin bir kısmı artık eski yöntemleri kullanabilecek güçte olmasa da, onların adına vekalet savaşı yürüten ve halkımızı hedef almaya devam eden şer odakları mevcudiyetini korumaktadır.
Bilindiği gibi Güney Kürdistan, Enfal katliamından 32 yıl sonra yeni bir Enfal daha yaşadı. İnsanlık değerleri ile hiç bir ilgisi olmayan İŞİD adlı terör şebekesi, halkımıza yönelik hunharca saldırılara girişti.Şengal ve Kürdistan’ın güney batısı İŞİD’in yeni saldırılarının merkezi oldu.Doğudan batıya tüm Güney Kürdistan 1500 kilometre uzunluğundaki sınırı boyunca savaş cephesine dönüştürüldü. Enfal\'de olduğu gibi halkımız katledildi, yerinden edildi, kadın ve kız çocuklarımız yağmalanarak pazarlarda satıldı. Bu insanlık dışı saldırılar karşısında, geçmişte olduğu gibigünümüzde de başta sömürgeci devletler olmak üzere kimi “ komşu” devletler, özellikle Arap ve müslüman ülkeler sessizliğe büründüler. Biliyoruz ki bu devletler, uluslar arası konjonktür nedeniyle yapmaya imkan bulamadıkları saldırıları gerçekleştirsin diye İŞİD’in kuruluşunda ve güçlendirilmesinde büyük rol oynadılar. Bu saldırgan rolleri devam ediyor. Eğer IŞİD hiçbir kaygı duymadan Kürdistan’a saldırmaya devam ediyorsa, bilinmelidir ki bunun başlıca azmettiricisi sözkonusu devletlerdir.
Fakat nafile; Kürt halkı, kendi ülkesinde dünya milletlerinin onurlu bir üyesi olarak özgürce yaşayacağı günlere mutlaka erişecektir. Geçmişte olduğu gibi günümüzde de ne Enfaller ne de İŞİD saldırıları Kürdistan’ın kurtuluş ve özgürlük yürüyüşünü durduramayacaktır.
Bugün, Güney Kürdistan’da yurdumuzun her karış toprağını savunuyor ve işgalden arındırıyoruz. Nasıl dün Kürdistan Federe Devleti, Halepçe, Kaledize, Seydsadık’ın harebeleri üzerinde oluştuysa, bugün de Güney ve Batı Kürdistan’da pêşmerge ve savaşçılar, kendi kanlarıyla bağımsız ve özgür Kürdistan\'ın sınırlarını çiziyorlar.
Barzani Enfalini bir kez daha şiddetle kınıyor, bu katliamda hayatını kaybedenleri ve tüm Kürdistan şehitlerini saygıyla anıyoruz. 31.07.2015
PAK(Partîya Azadîya Kurdistanê-Kürdistan Özgürlük Partisi)
Basın ve İletişim Bürosu
