DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan, 31 Mart yerel seçimlerine ilişkin partisinin tutumunu, "Çok açık söyleyebilirim; herhangi bir partiyle yapılacak ve netlik kazanmış bir güç birliği şu an itibariyle yok" şeklinde özetledi.
DEM Parti Sözcüsü Ayşegül Doğan T24'ten Cansu Çamlıbel'e yerel seçimler, DEM Parti'nin tutumu, CHP ile olan temaslara ilişkin konuştu.
Röportajdan öne çıkanlar şöyle:
- Kürt Barometresi'ne göre Kürtler artık kendi kimliklerini daha kuvvetli biçimde sahipleniyor. Kürtlerin yüzde 71'i Kürt olmaktan gurur duyduklarını söylüyor. Bu veri DEM Parti'nin 2024 stratejisinin neresine oturuyor? Çünkü evet Kürt seçmenin birinci adresi olabilirsiniz ama bir yandan da hala 'Türkiye partisi' olma iddianız devam ediyor. Bu ikisi arasındaki denge neden tutturulamıyor sence?
‘’'Türkiyelileşmek' sanki tırnak içerisinde Türkleşmekmiş gibi algılatılmak istendi. Ve bu bazı kesimler tarafından çok maksatlı yapıldı. Bizim siyasi hareketimizin hikayesini gelin birlikte bir hatırlayalım. 1991 yılında Halkın Emek Parti'sini kuran siyasetçiler Sosyal Demokrat Halkçı Parti listesinden milletvekili seçilerek parlamentoya girdiler. Babamın o seçimdeki kampanya afişlerini hatırlıyorum, o afişlerdeki sloganları hatırlıyorum. "Yarın halkımızla olmak için bugün SHP'deyim" ve "Bu bir seçim ittifakı, yarın biz halkımızla birlikte olacağız" diyen sloganlar kullanılmıştı. Yani seçimden sonra Halkın Emek Partisi'ne geri dönerek Meclis'te grup kuracaklardı. Milletvekili sayısı 20'yi bulamadığı için bunu yapamadılar. Dönüp HEP'in parti programına ve tüzüğüne baktığımızda, o kapatıldıktan sonra kurulan DEP'in keza programına ve tüzüğüne baktığımızda… bunlar hep 'Türkiye partisi' olmak hedefiyle kurulmuştur. Oysa sonradan bu partilerin aleyhine sanki 'Türkiyeli' olma iddiası Kürtlerin haklarından ve taleplerinden vazgeçmekmiş gibi algılatılmaya çalışıldı. Bu bilerek yapıldı ve maalesef bazı Kürtlerde de karşılık buldu. Ama sonra o kafasında kuşku yaratılan kesimler 2015 Haziran'ında tekrar yüzünü HDP'ye döndü. AKP'ye meclis çoğunluğunu kaybettiren onlardır. Bizim siyasi hareketimizde 'Türkiyelilik' iddiası en başından beri var, zaman zaman kendi içinde daralsa da genişleme eğiliminde bir tavırdır bu.
1991'deki tırnak içerisinde söylüyorum siyasi tarihimizde 'meşhur yemin krizi' olarak yer alan Leyla Zana'nın Meclis'te söylediklerini hatırlayalım; "Ben bu yemini Türk ve Kürt kardeşliği için ediyorum" dedi. Bir arada yaşam projesi, bir arada yaşam istekleri olmasa Kürtler neden bu kadar çok fedakarlıkta bulunsunlar?’’
"Ne yazık ki Özgür Özel de devletin yaptığı şeyi yaptı; iyi Kürt- kötü Kürt ayrımını"
- Siyaseti takip eden, analiz etmekle mükellef iş yapanlar olarak elbette merak ediyoruz. Merak etmeme lüksümüz yok. Ama bence zaten Cumhurbaşkanı Erdoğan da ve devletin önemli makamlarındaki kişiler de hep merak etti Öcalan'ın ne düşündüğünü. Hatta Erdoğan'ın hatırladığım bir açıklaması var; Demirtaş'a kızdığı açıklamalardan birinde "Edirne'deki en büyük hesabı İmralı'dakine verecek" demişti. Bu da bir merakın, bir ilginin tezahürüdür nihayetinde.
‘’Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın o açıklamayla yapmaya çalıştığı onlarca yıldır devletin yaptığı şeydi; "İyi Kürt – kötü Kürt" ayrımı yaratma çabası. 1990'lardan beri Kürtlere bu yapılıyor. Bir tür güvercinler, şahinler ya da konuşulabillir ve konuşulamaz Kürtler. Bunu yapan sadece iktidar da değil. Mesela ne acıdır ki Özgür Özel de yaptı bunu en son olarak. Ne acıdır dememin sebebi, değişim iddiasıyla gelip aynı yerde takılması. "Ben 40 bin insanın katiliyle mektuplaşacağıma Demirtaş ile selamlaşmayı tercih ederim" dedi. Bu tür lafların Kürt tabanında olumlu bir karşılığı var sanıyorlarsa, iki taraf da yanılıyor. Biz Kürtlerin baktığı yerden mesele net; mevzu Kürt olunca iktidar da muhalefet de aynı bakış açısıyla yaklaşıyor. O yüzden sonuçta Kürtler hep buradan vuruldukları için bugün daha da çok gurur duyuyorlar Kürt kimlikleriyle. İnsanların kimliğinin neresine saldırırsanız, sesleri oradan daha güçlü çıkar.’’
"Şu an itibarıyla herhangi bir partiyle güç birliği kararı yok"
- Yola çıkarken bir parti adresi göstermemiş olsanız da Eş Genel Başkanlarınız ve CHP Genel Başkanı Özgür Özel'in yaptığı görüşmenin gündeminde bu güç birliği vardı. CHP ile DEM arasındaki görüşmeler hangi aşamada?
‘’İki siyasi partinin de komisyonları çalışacak. Çok açık söyleyebilirim; herhangi bir partiyle yapılacak ve netlik kazanmış bir güç birliği şu an itibariyle yok.’’
- İstanbul kararını ne zaman alacaksınız?
‘’Şu ana kadar açıklamadığımız il ve ilçelerdeki tutumumuza dair netlik kazanan bir durum yok. Netlik kazanmadığı için açıklamıyoruz. Bu konudaki tartışmalar ve görüşmeler sürüyor.’’