Demirtaş'tan Öcalan'a suçlama

Öcalan\'ın devletin politikalarına karşıt bir çizgide bulunduğunu, bu nedenle kendisiyle görüşülmediğini ileri süren Demirtaş, Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde Öcalan dahil bir çok argüman kullanılarak kendisinin Cumhurbaşkanlığı adaylığının engellenmeye çalışıldığını ileri sürdü.
30.12.2015, Çar - 09:42
Demirtaş'tan Öcalan'a suçlama
Haberi Paylaş

HDP Eş genel başkanı Selahattin Demirtaş ile Özgür Gündem\'den Sedat Yılmaz son dönem gelişmelerinin değerlendirildiği bir röportaj gerçekleştirildi.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde adaylığının engellenmesi için hükümetin bir çok baskı aracını devreye soktuğunu dile getiren Selahattin Demirtaş, Öcalan\'ın da bu baskı araçlarından biri olarak adaylığının engellenmesi için kullanıldığını iddia etti.

Bugün yayınlanan röportajda DTK Kongresi’nin sadece Kürt sorununun çözümü değil, Türkiye\'deki genel demokrasi sorununa dair de çok net bir öneri yaptığını dile getiren Demirtaş, 14 yıllık AKP iktidarının kendine bir egemenlik alanı yarattığını, Türkiye toplumunun değişme potansiyelini kendi lehine kullanmak istediğini dile getirdi.

Öcalan’ın büyük bir sabırla, devleti ve Erdoğan\'ı demokrasi çizgisine çekmeye çalıştığını ancak Erdoğan’ın bütün bunları anlamak yerine Kürt hareketini bir basamak olarak kullanarak diktatörlüğe doğru adım atmak istediğini ifade eden Demirtaş DTK\'nin ilan ettiği deklarasyonun Erdoğan\'ın kafasındaki Türk devlet yapılanmasına alternatif demokratik ulus, konfederel örgütlenme ve özerkliğe dayalı devlet modelinin çerçevesini çizdiğini belirtti

Alternatif modelde uygulanabilecek pratik model konusunda Demirtaş, yerel yönetimlerin anaokulundan yüksekokula kadar tüm eğitim kurumlarını açabileceğini, anadillerin resmi dil statüsünde korunabilmesi kararının alınabileceğini, halka imkanlar dahilinde parasız sağlık hizmeti sunulabileceğini, çiftçinin, esnafın, işçilerin, işsizlerin yaşadığı sorunlara çözüm için kent meclisleri, köy komünleri, işçi meclisleri, kooperatifler olabileceğini dile getirdi.

Demirtaş, devletin, bütün bu meşru, yasal uygulamalara saygı göstermemesi halinde, halkın bulunduğu her yerde kazanımlarını demokratik çerçevede savunabileceğini dile getirdi.

Diyalog ve müzakereyi Kürtlerin değil, AKP’nin bitirdiğini, buna rağmen müzakere kapısının her zaman açık kalacağını dile getiren Demirtaş, devletin vicdanına güvenmenin Kürtler açısından tam bir saflık, tehlike ve tuzak olacağı uyarısında bulundu.

Yaşanan olumsuz gelişmelerde sadece HDP’nin değil bir bütün olarak Kürt siyasetinin de eksiklikleri ve yetmezlikleri olduğunu vurgulayan Demirtaş, Ortadoğu\'da, dünyada bütün siyasi dengeleri etkileyip, belirleyebilecek bir güce sahip olmuş bir hareketin siyasi hamlelerini daha sağlıklı, öngörülebilir ve detaylarıyla planlaması gerektiğini ifade etti

Kürtlerin kendi haklarını kazanması için Türklerin de benzer bir çerçevede çıkarı olması gerekmediğini, kardeş halkın hakkının teslim edilmesinin başlı başına bir \"çıkar\" olduğunu vurgulayan Demirtaş Kürtlerin kaybettikleri, gasp edilen haklarını elde etmek istediklerini ifade etti.

Kürtlerin Türkiye\'yi bir iç savaştan kurtaracak, felaketten kurtaracak bir önermeyi yaptığını ileri süren Demirtaş, Milliyetçi bir akım olarak davranıldığı taktirde, Türkiye\'nin çok büyük bir iç savaşa sürükleyip, Suriye ve Irak\'tan daha kötü bir tablonun ortaya çıkabileceği uyarısında bulundu.

Bir Türkün bütün bunlara bakarak \"evet benim bundan kazancım var\" diyebileceğini dile getiren Demirtaş, devletin Kürtleri asimile etme, katletme, inkâr etme ve sömürme yükünden Türklerin kurtulacağını ifade etti.

Diktatörlüğe karşı tek panzehirin kendilerinin ortaya koyduğu özerklik olduğunu, hükümet ve devlet çevrelerinin özerklik çerçevesi teklifini bölücülük, terörizm, hainlik olarak nitelemesinin tesadüf olmadığını dile getiren Demirtaş, takip eden dönemde meselenin şiddet alanı dışına çıkarılarak siyasi zemine çekilmesi için herkesin katkısını beklediklerini belirtti.

Demirtaş, Anayasa\'nın ilk 4 maddesini tartıştırmam diyen CHP’nin Kürt sorunu başta olmak üzere, Alevi sorunu, emek, kadın gibi temel sorunlar gündeme geldiğinde eski reflekslerinden sıyrılamadığını dile getirdi.

Cumhurbaşkanı, Başbakan ve Adalet Bakanı\'nın açıklamalarının, nerinaazad yazarı Oktay Yıldız’ın dile getirdiği \"Çökertme planı\" olarak hazırlanan planın kapsamlı bir şekilde süreceğini gösteren açıklamalar olduğunu dile getiren Demirtaş, Kürt halkının kararlı olması gerektiğini vurgulayarak, sorunun diyalog içerisinde çözülmesi yönünde siyasi karakter ortaya koyacaklarını ifade etti.

Türkiyelileşmenin Türkleşmek olmadığını, Türkiyelileşmenin diğer partilere benzemek olmadığını ileri süren Demirtaş, Türkiye’nin çok renkli, çok kimlikli, çok dilli, ve çok kültürlü bir ülke olduğunu veTürkiyelileşmenin de partiyi buna uygun hale getirmek olduğunu dile getirdi.

AKP, MHP ve bir kısım pişman aydının HDP\'den Kürtleri Ankara\'daki Türkleştirme politikasına teslim etmesini beklediğini vurgulayan Demirtaş, Türkiye\'nin batısı Kürtleri, haklarını olduğu gibi ve mevcut durumuyla kabul ederse HDP’nin o zaman kolayca Türkiyelileşmiş olacağını belirtti.

Hükümetin yılda 4 defa şahin- güvercin listesinin güncellendiğini, bazen şahin, bazen güvercin olduklarını vurgulayan Demirtaş, bunun hükümetin bölüp-parçalama, içeriden tartıştırma yaratma politikası olduğunu ve hiçbirinin tutmadığını ifade etti.

Cumhurbaşkanı adayı olmamam için çok uğraşıldığını, kulis yapıldığını, adam gönderildiğini ileri süren Demirtaş, hatta Öcalan üzerinden bir engelleme yaratmaya çalıştıklarını iddia etti.

Kapsamlı bir savaş konsepti yürütüldüğünü, askeri olarak da sonuç alınamadığını, Kürtlerin hepsini katledip teslim alacağız şeklindeki kahramanlık gösterisinin Amed\'in, Cizre\'nin direniş duvarlarına çarptığını belirten Demirtaş, bunun içinden nasıl çıkacaklarını tartıştıklarını, çaresiz durumdaki şiddet organizasyonunun nasıl bir Pirus Zaferi\'ne dönüştürülebileceğini tartıştıklarını ifade etti.

Bebeklerin öldürüldüğünü, cenazelerin sokak ortasında çürümesinin dayatıldığını, ekmeksiz susuz bırakılmaya çalışıldığını dile getiren Demirtaş, Cizre, Sur, Silvan, Nusaybin, Gever, Kerboran, Derik, Silopi, Şırnak’ın bütün dünyanın suskunluğuna rağmen çok kahramanca direndiğini, halkın zalimce uygulamalara boyun eğmediğini vurguladı.

5 Nisan’dan bu yana Öcalan ile görüşmenin yapılmamış olmasının, Öcalan’ın AKP’nin politikası ve çizgisine dair çok net karşı duruş içinde olduğunu teyit ettiğini dile getiren Demirtaş, işlerine yarayabilecek tek bir cümlenin oradan çıkabileceğine inanmaları halinde, heyet üstüne heyet göndereceklerini vurguladı.

Bir daha asla!

Demirtaş Özgür Gündem’deki söyleşiyi şu sözlerle bitirdi:

Roboski Katliamı’ndan birkaç saat sonra oradaydım. Cenazeler, hastanede battaniyelere, iplere sarılı... Hepsi mazot kokuyordu, yanık kokuyordu. Gencecik çocuklar, küçük çocuklar. Hepsinin yüzüne bakmaya çalıştım, odaların hepsini tek tek gezdim. O zaman şunu hissettiğimi hatırlıyorum: Bu kadar sahipsiz olmamalı bizim çocuklarımız, bu kadar kolay olmamalı. Cenazelerin etrafında leş kargaları gibi duruyorlardı. Ölümüzün bile o kadar hakarete uğraması bizim suçumuzdur, Kürt siyasetçilerinin suçudur. Bunu hiç haketmiyor insanlarımız. Öfke değil bu, utanç. Kendi adıma bu bizim utancımızdır. Bu utancımızı gidermek için mücadele ediyoruz.”

Nerina Azad
Bu haber toplam: 20787 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:09:30:06