Önceki gün kaleme aldığı yazıyla partisinin seçimdeki gerileyişine dair tespitlerde bulunan Demirtaş, aktif politikayı bıraktığını duyurmuştu. Demirtaş, Artı Gerçek’ten İrfan Aktan’ın sorularını yanıtladı. Söyleşinin öne çıkan kısımları şöyle:
"Aylar önce Genel Merkezimize, sonuçlar ne olursa olsun seçimlerden sonra aktif siyasi çalışma yürütmeyeceğimi belirtmiştim. Halen aynı düşüncedeyim. Dışarıda canla başla mücadele eden tüm yoldaşların, bu süreci özgücümüzle ve başarıyla tamamlayacağına inanıyorum ve bu konuda hepsine güveniyorum. Partimize yönelik eleştiri ve önerilerim tümüyle iyi niyetli, yapıcı ve katkı sunma amaçlıdır. Hiç kimse, eleştirilerimi HDP’yi yıpratmak için kullanmaya kalkmasın. Ben HDP’liyim ve öyle de kalmaya devam edeceğim. Bunu herkesin iyi bilmesini istiyorum."
Demirtaş, popülist siyaset eleştirilerine ise şu yanıtı verdi:
"Popülist siyasetle HDP’nin ilkelerini görünmez hale getirdiğim eleştirilerine saygıyla yaklaşıyorum. Popülerlik ile popülistliği birbirine karıştıranları bir kenara bırakarak tüm bu eleştirilere anlam biçiyorum. Kendi açımdan bu saatten sonra zorlamanın bir anlamı olmadığını düşünüyorum. Arkadaşlarım bunu ısrarla söylüyorlarsa bir bildikleri vardır ve artık kendilerinden üstün bir performans beklemek de hepimizin hakkıdır."
Demirtaş aday listelerinin oluşumunda hatalar yapıldığını belirterek şöyle konuştu:
"Listelerin oluşturulmasında belli bir yöntem eksikliği olduğu, halkın beklenti ve önerilerinin dikkate alınmadığı eleştirileri var. Bu eleştirilerin ciddiyetle ele alınması ve tüm yerellere izahatta bulunarak samimi bir özeleştiri verilmesi gerekir. Adaylarımızın ve seçilen arkadaşlarımızın hepsi de çok değerli, kıymetli yoldaşlardır fakat mesele onların kişiliğinden bağımsız bir iç demokrasi meselesidir.
Bu süreçten çıkarılacak derslerle yerelden başlayarak hızla büyük kongrenin toplanması ve yönetimde değişiklikle birlikte taze kana ihtiyaç olduğu kanaatindeyim. Gördüğüm kadarıyla halkımız da Eş Genel Başkanlar başta olmak üzere parti yönetiminden bu olgunluğu ve sorumluluğu bekliyor. "
“Cumhurbaşkanı adayı olmaya hazır olduğumu söyledim ama reddedildi”
Demirtaş ayrıca HDP'ye cumhurbaşkanı adayı olma önerisi getiridiğini, ancak bu önerisinin reddedildiğini de açıkladı:
"Cumhurbaşkanlığı adaylığı tartışmaları başlamadan önce ben Genel Merkezimize, Cumhurbaşkanı adayı olmaya hazır olduğumu ve seçimi ikinci tura bırakıp o aşamada demokratik hamlelerle daha fazla katkı sunabileceğimizi belirttim. Ayrıca, benim adaylığım partimizin de oy oranını artırabilir dedim. Aslında siyasi yasağım yoktu ama ola ki Yüksek Seçim Kurulu adaylığımı reddetse bile sonrasında çıkaracağımız adayın tabanımızın sahiplenmesinin daha kolay olacağını belirttim. Fakat bu önerim, herhangi bir gerekçe sunulmadan reddedildi. Gerekçesini halen bilmiyorum."
“TİP gerçeğe sırtını dönmeyi tercih etti”
Seçimden önce Gültan Kışanak’ın TİP’e yönelik “ortak listeyle seçime girme” çağrısını desteklediği hatırlatılan Demirtaş, “Ortak listeyle seçime girilseydi sonuç çok farklı olur muydu?” sorusuna şu yanıtı verdi:
"TİP’in kararı yanlıştı, halen yanlıştır. Devrimci, öncü siyasetin görevi kitlesini değiştirme, dönüştürme iddiasında ısrar etmektir. Erkan Baş’ın beni ziyaretinde de öncesinde de bu görüşlerimi kendilerine iletmiştim. “Kürtlerle yan yana durmazsak oy alabileceğimiz kesimler var” deyip alacağınız oylar, neyi ne kadar çözmeye ve dönüştürmeye yarar ki? Kürt sorunu trafik sorunu değil ki ‘’bu cadde tıkalı, öbür yoldan gidelim’’ diyebilesiniz. Kürtleri ve Kürt halkının ulusal taleplerini ıskalayıp, görmezden gelip Türkiye’nin hangi sosyal, sınıfsal, siyasal soruna kalıcı çözüm üretebilirsiniz ki? TİP bunları en iyi bilen partilerden biri olmasına rağmen gerçeğe sırtını dönmeyi tercih etti. Yanlış yapıldı. Umarım bunun telafisi için herkes çok samimi bir çaba sarf eder, etmelidir.”
"Gidip tutmanız gereken el, Meclis’te HDP’lilerin elidir"
Demirtaş, röportajda HÜDA PAR'da mesaj iletti ve şunları söyledi:
"HÜDA PAR Genel Başkanı Zekeriya Bey’i avukatlık yıllarımdan tanırım, kendisine şunu belirtmek isterim: Kürdün eli, Saray’ın bahçesinde bir Kürt siyasetçi için idam sloganları atılırken tuttuğunuz Mustafa Destici’nin elinden kıymetsiz değil. Bugün gidip tutmanız gereken el, Meclis’te HDP’lilerin elidir. Hiçbirimiz artık kirli oyunlara prim vermeden halkımızın çıkarlarına odaklanmalıyız. Umarım bu mesajlarım, tarihsel önemi itibarıyla karşılık bulur."
Selahattin Demirtaş; Erdoğan'ın kendi adını kullanarak anti propaganda yaptığını da belirtti ve aslında kastının Kürtler olduğunu öne sürdü. Demirtaş, HDP'nin tweet atmak dışında bir yanıt vermediğine de dikkat çekti:
"Erdoğan, direnen Kürt halkını hedef almanın bir yolu ve Kürt karşıtlığını kodlamanın bir yöntemi olarak “Selo”yu kullanıyor. Açıkça Kürt demek yerine Selo demiş oluyor yani. Erdoğan son üç seçimi de benim ismim üzerinden Kürtlere karşı bir karalama kampanyası şeklinde yürüttü. Ondan beklenen de farklı olmaz herhalde. Ben buradan kendisine, hak ettiği cevap verme imkanına sahip değilim. Dışarıdaki arkadaşlarım ise son günlerdeki birkaç kısa tweet hariç, neredeyse hiç cevap vermediler. Bu gerçekten ilginç bir durum."