Halkların Demokratik Partisi (HDP) eski Eş Genel Başkanları ve Merkez Yürütme Kurulu (MYK) üyelerinin de aralarında bulunduğu 18’i tutuklu 108 kişi hakkında açılan Kobanê Davası, bugünkü duruşmasıyla devam ediyor.
Selahattin Demirtaş, SEGBİS'le bağlandığı duruşmada esasa karşı savunmasına sekizinci gününde devam etti.
Demirtaş’ın savunmasından öne çıkanlar şöyle:
Bahçeli bu davaya doğrudan müdahale ediyor
‘’…Erdoğan’ın yıllardır söylediklerini okuyorum. Ama Bahçeli’nin tweetlerini okumadım. Çünkü bu davaya doğrudan müdahale ediyorlar. Bahçeli benim üzerimden Kürtleri terörist ilan ediyor. Sorosçu Kavala, terörist Demirtaş. Atadedeler örgütüne üye hakim doğrudan Devlet Bahçeli tarafından atandı bu davaya. Devlet şu an MHP’dir. Artık devleti MHP yönetiyor. Sadece Yargıtay’a bakarak bunu görebiliriz. Bir daireyi tutup bütün herkese ayar veriyorlar. Birçok adliyede MHP’li mafyalar terör estiriyor.
Savcılar Kürdün K'sini küçük yazıyor
Nihal Atsız Kürtleri aşağılamak için Kürtler yazarken, ‘k’ harfini küçük yazardı. Diğer milletlerin isimlerini büyük yazardı. Bizim davalarımızda iddianameleri hazırlayan savcılar da böyle yapıyor. Kürtler yazarken ‘K’ harfini küçük yazarlar. Diğer milletleri yazarken baş harflerini büyük yazarlar.
Kürtler biliyor, Türkler neden burada olduğumuzu bilmiyor
Bizim kim tarafından rehin alındığımızı Kürtler biliyor. Dersim’den, Maraş’tan, duvarlara yazılan imzalardan biliyor. Türklere anlatılmalı. Sabırla anlatılmalı. Israrla anlatılmalı. Türkler bilmiyor neden burada olduğumuzu. Bizim savunmaların temel amacı budur. Bu yüzden kumpas davasıdır diyoruz. Gerçeklik hiçbir zaman göründüğü gibi değildir. İlk andakinden farklıdır. Doğru hafızayla bakmayı bilmektir. Bizim gördüğümüz bir kırmızı ile bir ırkçının gördüğü kırmızı bir değildir. Biz bu davayla hayatın anlamını kıymetini gelecek kitlelere anlatmaya gayret ediyoruz. Biz haklıyız. Haklılar elbette kazanır.
Heyet kumpasın farkındadır
Gerek rehine arkadaşlarımız gerekse avukat arkadaşlarımız kumpasın değişik boyutlarını o kadar ortaya koydu ki, savcı önümüzde tek bir delil koyamadı. Hukuk literatüründe hiç bir değeri yok mu metnin. Türkiye’de bağımsız yargı olsaydı zaten bu kumpas davası olmazdı. Heyetiniz zaten başından beri ne olduğunu biliyor. Mahkeme heyeti kumpasın farkındadır. Yıllardır delil toplamaya çalışıyorsunuz ama bulamıyorsunuz. Tanıkları dinlediniz, onlar da birbirleriyle çelişkili ifade verdi. Bu iki cümlelik davaya kafa karışıklığı ve kaos yaratacak delil bulmaya çalıştılar. Baktılar bu tweet tek başına bir kanıt değil, Mehmet Metiner, ‘Demirtaş’a Kandil talimat verdi’ dedi. Bunun üzerinden örgüt talimatıyla 6-7 Ekim olayları oldu denildi.
Benim adım Selahattin Demirtaş
Askerdeyken, benim yaşıtım olan komutan teskereden önce beni çağırdı. Normalde esas duruştan 10 saniye sonra rahata geçmemizi demesi gerekirdi. Demedi. 45 dakika boyunca esas duruşta beni tehdit etti. ‘Bu senin için bir fırsattır. Ben faili meçhul döneminde Batman’da görev yaptım. Benim demek istediğimi anlarsın’ dedi. ‘Bana iyi bak. Benim adım Selahattin Demirtaş. Daha çok ismimi duyacaksın’ dedim. Türkiye’deki mantığı bana anlatıyor. Türkün gücünü aklınca bana gösterecek. Onun söylediklerini unutmadım. Kendi ismimi de unutturmadım.
Türk aydının trajedisi
Türkiye’de ortalama bir demokratın Kürtlerle ileri seviye teması, ‘Benim de Kürt arkadaşım var. Bizim bakkal Kürttür’ şeklindedir. Hakimler Kürtlerin tarihini bilmiyor. Hala Kürdistan sürgün yerdir. 'Seni Hakkari’ye sürerim' diyor. Bodrum'a sürerim diyeni duydun mu? Ama Kürdistan ötekidir. Sürgün yeridir. Türkiye aydının en büyük trajedisi budur. Türkiye’de Kürtleri yargılayanlar bunları bilmezler. O yüzden bunları anlatıyoruz. O yüzden bizi yargılama hakkınız yok. Tarihsel olarak da yok.
Kürdistan bir hakikattir
Kürdistan ana vatandır. Kürtler bunu gönlünden çıkarmaz. Söküp atamaz. Kürdistan bir hakikattir. Kamışlı var Sine var. Burası bizim ana vatanımızdır. Bizim hayallerimiz, aşkımız, sevgimiz, romanımızla ilgilidir. Bunları nereye koyacaksınız? Kürt ve Kürdistan gerçeği insanlığın inkarıdır. Kürt milletinin bir tarihi vardır. Bunu inkar edersek birbirimiz yüzüne bakamayız. Utanırız. Düşürülmüş aşağılanmış bir kişilik olarak görürüz. Bir Türk, Kürde bunu dayatıyor. Bu dava vesilesiyle bizi köleleştirmeye çalışanlara bunu yapamazsınız diyoruz. Bizim bir ülkemiz var. Milli marşımız var. İşkence gördüğü cezaevinde yazdı bunu. ‘Ey Reqip’ dedi. Irak’ta Kürdistan bölgesi var. Üç yerde Kürdistan var, bu tarafta bir çakıl taşı da mı kalmadı? Irak ve Suriye’de sınır çizerken bir tane otumuz da mı bu tarafta kalmadı? Bu tarihi çarpıtmayı nasıl kabul edebiliriz? Kürdistan’ın en büyük parçası bu tarafta kaldı. Neredeyse 200 yıldır Kürtler buna itiraz ediyor. Musa Anter bir şiir yazdı. 49'lar davası başladı. Coğrafyacılar gitsinler Silopi, Cizre Hakkari’den haritayı bize anlatsınlar Kürdistan nasıl öbür tarafta kaldı. Irak’ta Kürdistan, İran Anayasası'nda Kürdistan eyaleti var. Rojava var. Hangi coğrafyacı bu kadar mükemmel bir harita çizdi de Kürdistan’ın bir böceği bile bu tarafta kalmadı. Bir metre kaldıysa onu da savunuruz. Bir ağacı varsa onu da savunuruz. Kobanê sınırın hemen yanındadır. Siz başka bir şey görüyor olabilirsiniz ama biz kardeşimizi o tarafta görüyoruz. Kardeşlerimiz orada öldürülürken biz burada davul zurnayla halay çekmemeyiz.