Rûdaw TV’de Hêvîdar Zana’nın sunduğu 17:00 bültenine konuk olan Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem, geçen hafta Cuma günü itibariyle Şırnak, Siirt, Batman, Mardin ve Diyarbakır’da il teşkilatlarını kurmak için ziyaretler başladıklarını söyledi.
Erdem, “Biz teşkilatlanmadan sorumlu komisyon olarak 5 ille yetkilendirildik. Bunlar Şırnak, Siirt, Batman, Mardin ve Diyarbakır. Çalışmalarımıza Şırnak’la başladık. Öncelikle partimizin web sayfasına yapılan başvuruları tek tek değerlendirdik. Bunun yanı sıra çeşitli isimler üzerinden gelen CV’leri de buna dahil etmek suretiyle bir isim havuzu oluşturduk. Bu havuzdaki isimlerden il başkanlığına talip olan isimlerle yüzyüze görüşmeler yaptık. İlk ziyaretlerimizin temel amacı il başkanlarımızı tespit etmek. Ama bundan sonraki süreçte il ve ilçe yönetimleri için de çalışmalar yürüteceğiz ve bu amaçla bölgedeki illeri tekrar ziyaret edeceğiz” dedi.
“DEVA Partisi’ne teveccühün çok daha fazla olduğunu görüyoruz”
Başvurularda herhangi bir şart aramadıklarını belirten Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem, “Sistem üzerinde çok yoğun bir başvuru var. 5 ilde toplam 5 bine yakın vatandaşımızın müracaat ettiğini biliyoruz. İl başkanı adayı olarak da 150’ye yakın adayın var olduğunu söyleyebilirim. Bunların tümü ile görüştük. Bu akşam itibariyle il başkan adaylarını tespit çalışmalarımız tamamlanmış olacak” bilgisini paylaştı.
“Türkiye’nin diğer bölgeleri ile mukayese edildiğinde bizim bölgemizde DEVA Partisi’ne teveccüh ve ilginin çok daha fazla olduğunu görüyoruz” diyen Erdem, sözlerine şunları ekledi:
“Hem başvuranların sayısına baktığımızda ve hem de bizi ziyaret edenlerden edindiğimiz gözlemle bölgede çok güçlü bir dip dalganın partiye teveccüh gösterdiğini gördük. Bu tabiki memnuniyet verici. Bölgenin yaşadığı yıllanmış sorunlar var. Aslında Türkiye’nin her yerinde yaşanan ekonomik sorunlar, işsizlik, demokrasi eksizliği, adalet ve liyakatın olmaması, hukukun ayaklar altına alınması, özgürlüklerin kısıtlı olması gibi sorunlar var. Ancak bizim bölge Türkiye’nin başka bölgeleri ile mukayese edildiğinde bu sorunları katlanmış bir şekilde yaşıyor.
Sadece özgürlükler ve ekonomi alanında yaşanan sorunlarla sınırlı değil, bir de kendi Kürt kimliğinden dolayı da sorunlar yaşamakta. Bölge insanı olarak buna ilaveten hem özgürlükler, hukuk, yargı ve ekonomik anlamdaki eksiklikleri biz çok daha fazla hissediyoruz. Bu anlamda bu dönem bir sıkışmışlık yaşanıyor. Ülkenin felahı, kurtuluşu ve geleceği açısından çok karanlık bir dönem yaşadık. Mevcut iktidara alternatif olacak alternatif bir siyasal söylem veya parti mevcut değildi.”
“AK Parti Anti-Kürt bir dil kullandı”
DEVA Partisi Kurucular Kurulu üyesi Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem, “AK Parti’den farkınız ne olacak. Daha önce bu partiye oy veren Kürtler size neden oy verecek?” sorusuna ise şu yanıtı verdi:
“AK Parti ilk başta Kürt meselesinde zaman zaman bazı açılımlar yaptı ama bu açılımları tamamlayamadı. Özellikle 2014-2015’ten sonraki sürece baktığımızda AK Parti artık kuruluş felsefesine, amaçlarına ters düşen bir siyaset izledi. Söylem düzeyinde de, pratikte de öyleydi. Ve Kürt vatandaşları, hepimizi rencide eden bir söylem geliştirdi malesef. Hatta geçen seçimlerde Anti-Kürt bir dil kullandı. Bu sadece Türkiye’de yaşayan Kürtler için değil, Rojava’da yada Güney’de yaşayan Kürtlere yönelik de ortalama bir Kürt vatandaşının kabul edemeyeceği bir dili kullandı ve bu bütün Kürtlerde bir rahatsızlık geliştirdi. Bunun ötesinde devletçi ve milliyetçi özellikleri ile tanınan MHP ve Vatan Partisi ile bir ittifak ilişkisi içerisine girdi. Bunlar Kürt vatandaşlarında bir rahatsızlık yarattı ve bir arayışı tetikledi. Yani yeni bir siyasi partinin, yeni bir söylemin ortaya çıkması, bu sıkışmışlığa son verecek, Kürt meselesini yeniden demokratik zeminde barışçıl yöntemlerle çözme noktasında irade ortaya koyabilecek bir arayış içerisine girildi. Bu arayışa denk gelebilecek bir siyasi parti olduğu için DEVA Partisi bölgede Kürt vatandaşlarımızdan yoğun ilgi görüyor. Partinin hem programında Kürt meselesine ilişkin tespitler ve öneriler var hem de partinin Genel Başkanı’nın yapmış olduğu çok net açıklamalar var. Yani partinin aktörlerinin ifadeleri ile partinin programı bu anlamda örtüşmekte ve her ikisinde de Kürtlere yönelik açılımlar önerilmekte.”
“Yeni anayasa diğer partilerin desteği ve toplumsal mutabakat ile olur”
Erdem, “Kürtler artık verilen sözlerin yerine getirilmesini ve anayasada yer almasını istiyor. DEVA Partisi olarak yeni bir anayasa yazama gibi bir hedefiniz var mı?” sorusuna, “Öncelikle bunu yapabilmesi için DEVA Partisi’nin tek başına iktidar olması gerekiyor. Hiç şüphesiz bunu da arzu eder. DEVA Partisi’nin tek başına iktidar olması veya anayasa yazabilmesi gerçekleşirse olursa bu noktada ciddi adımların atılacağını söylemek mümkün” sözleriyle yanıt verdi.
Prof. Dr. Fazıl Hüsnü Erdem, “Ama bugün görünen o ki, önümüzdeki süreç içerisinde eğer yeni bir anayasa yapılacaksa diğer siyasal partilerin de desteği ile bir toplumsal mutabakat, politik mutabakat zemininde bir anayasa yapılacaktır. O zaman diğer siyasi aktörler ve toplumsal kesimlerle oturarak, diyaloğa girerek, müzkare ederek bir formül üzerinde anlaşma yoluna gidilecektir diye düşünüyorum. Yani bugünden çok net birşey ifade etmek mümkün değil” diye ekledi.
“Partileşme sürecinde her kesim Kürtlerin görüşünü aldık”
Partileşme sürecinde, henüz resmi olarak parti kurulmadan önce Türkiye’nin temel meselelerine ilişkin masalar oluşturduklarını, bu masalara uzman isimler çağırdıklarını, Kürt meselesine ilişkin de bir masa kurduklarını anlatan Erdem, “Bu masaya kurulacak olan DEVA Partisi’ne oy verme ihtimali olmayan isimler de çağırıldı. Yani Kürtlerin farklı renk ve kesimlerini temsil eden isimler de çağırıldı. Benim kişisel olarak tanıdığım bağımsızlık isteyenler de, özerklik, yada federasyonu isteyenler de yada Türkiye Cumhuriyeti devleti içerisinde güçlendirilmiş ademi merkeziyetçi yönetimi isteyenler de çağırlmıştı ve her kes özgür bir şekilde kendi düşüncelerini paylaştı. Heyet de bu görüşleri not etti. Sonuçta o masada çoğulculuk mevcuttu. Ben kişisel olarak zaten her kesimle diyalog içerisindeyim ama bu süreç içerisinde de bunun gerçekleştiğine bizzat şahitlik ettim” diye konuştu.