Çözüm sürecine ilişkin gelişmeleri, Kobanê eylemleri ve sonrasında yaşananlar ile yeni şiddet yasasına ilişkin değerlendirmelerde bulunan aydın ve akademisyenler, hükümetin baskıcı politikalar uygulamaya devam ettiğine dikkat çektiler.
Avrupa Süryaniler Birliği Türkiye Sorumlusu Tuna Çelik, ülkede ve bölgede barışa en fazla ihtiyaç duyulan bir dönemden geçildiğini belirterek, barışın inşa edilmesi için ciddi bir demokrasi gelişiminin sağlanması gerektiğini ifade etti. Kobanê’de IŞİD çetelerinin saldırılarına dikkat çeken Çelik, “Yaşananlara sessiz kalmak yapılabilecek en kötü şeydir. Dış ülkeler her ne kadar görmek istemese de bu gün Kobanê’de bir direniş var. Bu sadece Kobanê direnişi değil, halkların direnişidir” diye konuştu.
‘SÜREÇLE İLGİLİ BİR AŞAMA KATEDİLMEDİ’
Çözüm süreci ile ilgili olarak, gelinen aşamada bir ilerlemenin katedilmediğine de vurgu yapan Çelik, iktidarın oyalama politikasından vazgeçmediğini söyledi. Devletin müzakerelere yanaşmadığını belirten Çelik, tek taraflı çözümün mümkün olamayacağını söyledi. Yeni şiddet yasası ile ilgili olarak da Çelik, “Güvenliği sağlamak ile görevli polisin hiçbir alanda şiddet kullanması kabul edilemez. Güvenlik silah ile şiddet ile sağlanamaz. Bu barışa zarar veren, baskıcı bir adımdır. Bu yasadan derhal vazgeçilmelidir” diye konuştu.
Doçent Doktor Ayşe Maya Arakon ise çözüm sürecini, “Kırılgan bir süreç” şeklinde niteleyerek, hükümetin de bu çerçevede yaklaşması gerektiğini ancak olumlu anlamda herhangi bir adım atılmadığını söyledi. Arakon, Kobanê olaylarında barışın içselleştirilmediğinin ve ‘90’ların egemen olan dilinin halen yerini koruduğunu vurguladı. Yeni şiddet yasası ile ilgili gelişmelere de değinen Arakon, “Polisin ‘makul suçlunun’ içini nasıl dolduracağı önemli. Bu hukuka ve insan haklarına aykırı bir durum. Ciddi bir şüphe durumu olmamasına rağmen bu tür cezaların verilmesi AB’ye aday olan Türkiye’nin antidemokratik uygulamaları arasında yer alacak. Bu durum Türkiye’yi polis devleti olma yoluna götürür. Bu da tehlikeli bir durum” değerlendirmesinde bulundu.
‘ÇÖZÜM SÜRECİNİN TERSİNE TAVIR’
Sivas Madımak’ta hayatını kaybeden aydınlardan Metin Altıok’un kızı Zeynep Altıok ise Türkiye’de acının ve hak ihlalleri çeşitliliğinin dorukta olduğu bir dönemin yaşandığına dikkat çekerek, Kobanê’de yaşanılanları süreçten ayrı düşünmenin mümkün olmadığını söyledi. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın, “Ankara’nın Kobani ile ne alakası var” sözlerini hatırlatan Altıok, “Bunu dediğinizde çözümün bir parçası olmak isteyen, dünya ve toplumsal barışın bir parçası olmak isteyenin, akrabalarının bulunduğu bir toprakta çekilen acılara kulak tıkaması kabul edilemez” dedi. İktidarın çözüm sürecinin tersine bir tutum takındığına işaret eden Altıok, “Bu da gerçek bakışlarını yansıtıyor” dedi. Barışın egemenlerin “Eğer uslu dururlarsa bahşedeceğiz” diyebileceği bir şey olmadığını söyleyen Altıok, “Barış için halkların yan yanalığı, ortak akıl ve dil bütünlüğünün sağlanması gerekiyor” diye konuştu.
(DİHA)