Cumhuriyet Halk Partisi (CHP) Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu, 23 Haziran İstanbul Büyüykşehir Belediyesi (İBB) seçimlerinde Halkların Demokratik partisi, (HDP) Kürt seçmenin tercihini ve PKK Genel Başkanı Abdullah Öcalan’ın son mektubunu, BBC Türkçe'ye değerlendirdi.
BBC Türkçe’den Ayşe Sayın’ın Kürt seçmen, HDP ve Kürt sorununun çözümüne ilişkin sorduğu sorulara, Kemal Kılıçdaroğlunun cevapları şu şekilde:
Son bir hafta Erdoğan'ın sahaya inmesi, Abdullah Öcalan'ın mektubunun AKP açısından ters teptiği yorumları yapılıyor. Sizce son hafta yaşananların etkisi ne oldu?
Onu bilemiyorum, çünkü biz onu değerlendirme fırsatı bulamadık, artısı mı oldu eksisi mi oldu diye. Şunu gözlemledim; Cibali tarafında, Siirtliler, Bitlisliler Eruhlular vardı, onların kahvehanelerine gittim, Eruhlularla bir özel toplantı yaptım. Onları hiçbir şekilde etkilemediğini gördüm. Yapılan atraksiyonun onları etkilemediğini gördüm, gayet kararlılardı. Bir de tabii çok mağdur edildiklerini söylüyorlar. "Bizi perişan ettiler" diyorlar böyle bir algı var.Demokrasinin olmadığını, tamamen perişan edildiklerini söylüyorlar.”
İstanbul seçimindeki HDP desteği işbirliğine dönüşür mü?
Diğer siyasi partilerle olan ilişkimize benzer bir ilişki olacak.Burada HDP kendi inisiyatifi ile demokrasiye duyduğu ihtiyaç nedeniyle böyle bir karar aldı. Bu iyi. Ama şunu da kabul etmek lazım, biz son 10 yıldır Doğu ve Güneydoğu'da çok çalıştık. Sorunların çözümü, Kürt sorununun çözümü konusunda emek harcadık, çalışmalar yaptık. Ben hiç gitmediysem en az 5-6 kez Doğu ve Güneydoğu'ya gidip sivil toplum örgütleriyle, bazen medyaya açık, bazen kapalı toplantılar yaptım.Dolayısıyla 'Doğu ve Güneydoğu'ya gidemeyen bir CHP süreci' tamamen dışarıda kaldı. Biz toplumun hemen hemen her kesimiyle rahat diyalog kurabiliyoruz.
Son çıkan seçim yasasındaki değişiklikle, partilerin bir araya gelerek yasal ittifak kurmalarına zemin hazırlandı. Bu çerçevede biz İYİ Parti, SP ve DP ile bir araya geldik.
HDP'nin sosyolojik tabanı kültürel haklarını elde etmenin çözümünü iktidar aracılığıyla bekliyordu, oysa şimdi yön değiştirdi ve CHP ile kol kola girerek bir arayışa girdi. Şimdi orada, hem iktidar partisi hem de HDP ayrıştığımız temel bir nokta vardı: Onlar sorunun çözümünü başka mecralarda arıyorlardı. Biz en başından beri çözümün adresi olarak parlamentoyu gösteriyorduk. Bugün, benim anladığım kadarıyla hem AKP hem de HDP artık "Evet bu sorun Meclis'te çözülür..." diyor. O noktaya geldiler. Bu bizim için çok önemli bir şey. Bu sefer sorun çözülecekse adres belli oluyor. O adreste biz bu sorunu çözeceğiz demektir.