Kürdistan Aydın İnisiyatifi Hazırlık Komitesi tarafından basına yapılan açıklama da şu ifadelere yer verildi.
Kürdistan partilerinin halkımızın özgürlüğü için yürüttüğü yaklaşık yüz yıllık mücadeleyi önemsiyor ve saygıyla anıyoruz. Kürdistan Ülkesinin işgal altındaki parçalarının özgünlüklerinin dikkate alınması koşuluyla şimdiye kadar her siyasi parti için bağlayıcı olması gereken Kurdistan Ulusal Stratejisi Belgesi / Bildirgesinin yokluğu bir eksikliğimizdir. Böyle bir ortak stratejik belgenin ortaya çıkmasının alt yapısını oluşturmak için uğraşıyoruz.
Kürdistan coğrafyasında yakın veya uzak tarihte Kürdlerin hiç durmadan devleştiklerini, yıkılan devletlerin yerine yenilerini kurduklarını, ulusal bağımsızlık düşüncesinin 19. yy’da Kürdistan’a ulaşmasıyla aralıksız bir şekilde ulusal bağımsızlıkçı çizgide örgütlenmelerin yaratıldığını, devam eden bir ulusal bağımsızlık savaşının sürdüğünü görüyoruz.
Farkında olalım olmayalım, tek gövde bir milletiz. Kirmanşah’taki, Erzincan’daki Kürd; aynı coğrafyada yaşayıp aynı tarihi paylaşan Kürd milletiyiz. Yakın tarihimiz Simko Ağa’dan Şeyh Ahmed Barzani’ye, Koçgirili Alişer’den Piranlı Şeyh Said’e, Şeyh Mehmud Berzencî’ye, Seyid Rıza’ya, Ağrı Kürdistan Cumhuriyeti lideri İhsan Bey’den Mahabad Kürdistan Cumhuriyeti devlet başkanı Qazi Mihemmed’e, Mele Mistefa Barzani’den PDK-İ lideri Qasımlo’ya ve PKK lideri Öcalan’a ulus olma irademiz üzeri ömrü sürgünlerde, tutsaklıklarda geçen, darağaçlarında sonlanan liderlerle anılıyor.
Türk, Fars ve Arapların ırkçı Kürd karşıtlıklarıyla nasıl bir araya geldiklerini görüyorsunuz. Beş yıldır Esad’ın üzerine adeta cehennem salan Türk Devleti, konu Kürdlerin Rojavayê Kurdistan’da egemenliklerini tamamlamalarına gelince aynı Esad tarafından Kürdlere saldırmak üzere Suriye’ye davet edilebiliyor. Şii Farslar, Kürd anasını görmesin hesabıyla, hem Farslıklarını hem Şiiliklerini bir tarafa bırakarak Sünni Türklerle kolayca Kürd karşıtı ittifak kurabiliyorlar. Biz ne yapıyoruz?
Örgütlerimiz; Mela Mistefa’nın, Qasımlo’nın, Öcalan’ın bu devletlerden yediği kazıklar ulus olarak yenmemiş gibi halen bu devletlerin birini diğerine karşı kullanabilecekleri hesabıyla politika yürüttüklerini sanıyorlar. Örgütlülükleri, birikimleri ve iç birlikleri bizden kat kat fazla olan düşman devletlere karşı örgütlerimizin izlediği bu ‘şark kurnazı’ politikaların bir esası olmadığını artık görmek lazım. Halen farkında olmayan vardır diye bir kez daha yazalım: Türk Devleti, IŞİD’in güya kontrol ettiği Cerablus’a İran’ın arabulucu olduğu bir Suriye-Türkiye anlaşmasıyla girdi. Çıkarları hiçbir yerde uyuşmayan, Suriye içlerinde alenen savaşta olan bu üç devlet nasıl bu kadar kolay işbirliği yapabiliyor, Kobani’de üzerimize cehennem zebanileri gibi gelen IŞİD bu üçlünün anlaşması karşılığı nasıl ortadan bu kadar kolay çekilebiliyor?.. Bunu herhalde bir tek biz Kürdlerin aklı alır. Kürd karşıtı ittifak bu kadar güçlüyken doğal olarak Kürd birliğinin en az o kadar güçlü olmasını beklemek işin doğası gereği değil midir?
Neden peki biz dünyanın ve Kürdlerin isteği hilafına iç birliğimizi sağlayamıyoruz?
Neden Kürd medyası düşmana değil de birlik olması gereken diğer Kürd parti ve liderlerine ateş püsküren yazılarla dolu?
Neden işgalci devletlerle ilişkide olan tüm Kürd partileri birbirlerini ajanlıkla suçlamaya varan ithamlarını sürdürüyorlar?
Oysa Kobani’nin kurtuluşuna katkıda bulunan Peşmerge’nin Kuzey Kürdistan’dan geçişini, Qandil’den Kerkük’e giden Gerillaların Hewler’den geçişlerini, halkımızın kendi savaşçılarını nasıl sahiplendiğini saygıyla hatırlıyoruz.
23 Ağustos’ta Türk ordusunun, Kürdistan güçlerinin ilerleyişini engellemek üzere Cerablus’a girişini izledik. İzledik çünkü Afrin’e uzanan o hattı Kürdistan olarak sahiplenecek bir ulusal iradeye, Kürd ulusal hukuk ve çerçevesi oluşturacak, böylesi konuları uluslararası arenada savunacak bir Ulusal Örgütlenmeye, İradeye sahip değiliz.
Savaşçılarımızı halen ortak komuta altında bir araya getirebilmeyi konuşabilmiş değiliz. Kürdistan’ın her parçasında halen ‘parti ordularına’ sahibiz. Kürd partilerine örgütlenmelerini bölgecilikten arındırmaları çağrısında bulunuyoruz.
Kürdistan Ulusal Kongresi adı altındaki Ulusal dayanışma denemeleri başarısız oldu. Kuşkusuz, Ulusal Bütünleşme çabasından vazgeçemeyeceğiz.
Ulusal Bütünleşme, bağlayıcı niteliğe sahip Ulusal Kongre uzun ve meşakkatli bir çalışma sonucunda vuku bulacaktır.
Kürd halkı zamana yayılmış bir felaket süreci yaşamaktadır. 11 Eylül saldırısında ABD hükümeti, felaket görüntüleri moral bozuntusu yaratmasın diye yayın yasağı uyguladı. Fransa, Paris’teki terör saldırıları zamanı yayın yasağı getirdi. TC, yayın yasağını son birkaç yılda onlarca defa devreye koydu. Kürd örgütleri, ulusal birliği zedeleyen hususlarda kendi alt birimlerine ‘kardeşine dokunma’ talimatı verebilmeli, basın organlarına yayın yasağı getirebilmelidir.
Öğretilmiş alışkanlıklarla, durumdan vazife çıkaran parti elemanları, sempatizanları, örgüt gazetecileri Kürd birliğini parti yöneticilerinden daha fazla dinamitlemektedir. Her Kürd partisinin yönetici kademelerinde özenle sızdırılmış yönlendirici ajanlar bulunmaktadır. Her Kürd siyasi partisi ‘ideolojik karşıt’ gördüğü diğer Kürd partisini suçlamaktan önce kendi içinde temizlik yapmaya bakmalıdır.
Kürdistan bir günde kurulmayacaktır. Her gün bir yanlışımızdan arınmalı, her gün bir doğruyu hâkim kılmayı başarmalıyız.
Kürdistan Aydın İnisiyatifi Hazırlık Komitesi, Kürd siyasi partileri arasındaki ‘ideolojik mücadele’ kılıflı kurulmamış bir devlet üzerindeki ilkesiz iktidar mücadelesini reddederken, hiçbir Kürd siyasi partisinin karşıt gördüğü Kürdlerin hiçleştirilmesi üzerinden kendini var edemeyeceği gerçeğinin altını kalın çizgilerle çizerek sorumlu makamlarda olan Kürd insanlarını beraber çalışmanın kazançları üzerinde düşünmeye davet ediyoruz.
Kürdistan’ın her parçasında Kürd partilerinin hiç zaman kaybetmeden bir araya gelmeleri, ulusal kaderimizle ilgili konularda uzlaşma çalışmalarına başlamaları elzemdir. Batı Kürdistan federasyonu ve Güney Kürdistan’daki bağımsızlık referandumu için ortak tavır sergilemek kaçınılmazdır. Kuzey ve Doğu Kürdistan partileri uzlaşma arayışlarına başlamalıdır. Rojavayê Kurdistan’daki TC işgaline karşı konulacak ortak tavır, birlik çalışmalarını başlatmak için iyi bir vesile olacaktır.
Kürdistan Aydın İnisiyatifi (İRK) Hazırlık Komitesi