“Kürtler cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ne yapar” ana sorusunun bugünlerdeki popüler alt-sorusu bu: Kürtler Mansur Yavaş’ı destekler mi? Diğer alt-soruları da malum: Kürtler Erdoğan’ı desteklemeye devam eder mi? Kürtler 2019 İstanbul seçimlerinde yaptıkları gibi İmamoğlu’na oy verirler mi? Muhalefetin ortak adayı Kılıçdaroğlu olursa Kürtler destek verir mi?
“Kürtler 2023 cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ne yapar” sorusunun bu dört soru ya da aday etrafında konuşulmasının da, bu dört sorudan Mansur Yavaş’la ilgili olanının bugünlerde popüler olmasının da sebepleri var. İlkinin, biri farazi iki sebebi söz konusu. Farazi sebep malum: HDP cumhurbaşkanlığı seçimlerinde aday çıkarmayacağı, çıkarsa da seçim ikinci tura kalacağı için, Kürtler ilk ya da ikinci turda bu adaylardan birine oy verecektir diye düşünülüyor. İlki gibi temelde bir varsayıma dayansa da ikinci sebep daha somut: Şimdiye kadar konuşulan adaylar bunlar. Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde iktidarın adayının Erdoğan, ortak aday çıkarması beklenen muhalefetin adayının da Kılıçdaroğlu, İmamoğlu ve Yavaş’tan biri olacağı varsayılıyor.
“Kürtler Mansur Yavaş’ı destekler mi” sorusunun popülerleşmesinin sebebi de açık: Karadeniz gezisinin İmamoğlu imajında yarattığı hasar. Aday olması durumunda Kürt seçmenlerden destek alabileceği düşünülen İmamoğlu’nun adaylık şansının Karadeniz gezisinin ardından azaldığı, buna mukabil Yavaş’ın şansının yükseldiği varsayıldığından, “Erdoğan’a oy vermeyecek Kürtler Yavaş’ı destekler mi” sorusu daha sık ve daha bir merakla soruluyor.
“Daha Neler?”, “Desteklediler ya!”
İmamoğlu ve Kılıçdaroğlu (ve aslında Erdoğan) için de akılları kurcalayan “Kürtler oy verir mi” sorusunun Yavaş’ın adaylığı söz konusu olduğunda daha kuvvetle sorulmasının sebepleri malum: Yavaş’ın MHP’li oluşu, zamanında Kürtlerle ilgili veciz laflar etmişliği ve daha önemlisi cumhurbaşkanı olması durumunda Kürtleri cezbedebilecek türden bir Türkiye manzarası oluşabileceğine dair bir işaretin söz konusu olmayışı. Dolayısıyla, vaziyete “Kürtler ve Mansur Yavaş” sadeliğiyle bakıldığında “Kürt seçmenler Yavaş’a oy verir mi” sorusunu “daha neler” diye cevaplamak zor değil. Buna rağmen aynı sorunun ısrarla, hem de “verirler tabii” cevabı ima edilerek, sorulmasının da anlaşılmaz bir tarafı yok. Kürtlerin büyük kısmının iktidardansa muhalefete yakın durduğu ve 2019 seçimlerinde pek çok yerde muhalefet adaylarına oy verdiği bilindiğinden, muhalefetin ortak adayı olması halinde Mansur Yavaş’a oy vermelerini beklemek de anlaşılabilir.
Hülasa, “Kürtler Mansur Yavaş’ı destekler mi” sorusunu “daha neler” diye savuşturmak da, “Ankara seçimlerinde desteklemediler mi, bu seçimlerde de desteklerler, hem Erdoğan’ı destekleyecek değiller ya, zaten kamuoyu yoklamaları da destekleyeceklerini gösteriyor” diyerek cevaplamak da mümkün. En azından ilk bakışta.
Kürtler, Kürt Meselesi ve HDP
Biraz daha iyi, daha net bir cevap için ikinci bir bakışa ihtiyacımız var. Şimdiye kadar ihmal edilenleri de hesaba katan ikinci bir bakışa. İhmal edilenler derken kastettiğim öncelikle siyasi aktörlerin Kürt seçmenlerle seçimleri arasındaki devreyi tamamlayacak kararları. Başta HDP olmak üzere, muhalefet partilerinin ve az biraz da Erdoğan’ın Kürt seçmenlere ne söyleyeceği belli olmadan “Kürtler Mansur Yavaş’a (ya da İmamoğlu’na veya Kılıçdaroğlu’na) oy verir mi” sorusunu hakkınca cevaplamanın mümkün olmadığını düşünüyorum. Kürt seçmenler her durumda siyasi temsilcilerinin sözünden çıkmadıklarından ya da çıkmayacaklarından değil, Kürt seçmenlerin tercihlerinin şekillenmesinde siyasi aktörlerin Kürt meselesinde ne yaptıklarının, ne söylediklerinin önemi büyük olduğundan ve Kürt seçmenlerin büyük kısmıyla HDP arasında epey kuvvetli bir bağ olduğundan.
“Kürtler Mansur Yavaş’a oy verir mi” meselesine bahsettiğim bu iki ana değişkeni hesaba katan bir nazarla baktığımızda görünen evvela şu: “Kürtler Mansur Yavaş’ı zinhar desteklemez” demek mümkün değil. Olur da muhalefet partileri HDP’yi ve Kürt meselesindeki önerilerini dikkate alan bir demokrasi programında ortaklaşırsa ve Yavaş da bu ortak programın cumhurbaşkanı adayı olursa, HDP’nin Kürt seçmenlere Yavaş’ı destekleme çağrısı yapması ve Kürtlerin de (firesiz olmasa da) bu çağrıya uygun davranması sürpriz olmaz. Burada meçhul olan Kürt seçmenlerin Yavaş’ı destekleyip desteklemeyeceğinden çok, muhalefetin bu türden bir programda uzlaşıp uzlaşamayacağı ve uzlaşsa dahi Yavaş’ın bu türden bir programın adayı olup olmayacağı. Yatkınlıklarına bakınca muhalefetin HDP’yi tanıyan ve Kürt meselesini gözeten bir demokrasi programında uzlaşması kadar, Yavaş’ın bu türden bir ortaklaşmanın adayı olması da çok kolay görünmüyor.
Bahsettiğim ikinci bakış “Erdoğan’ın karşısında muhalefetin adayı olması durumunda Kürtler her halükârda Mansur Yavaş’ı destekler” demenin de mümkün olmadığını gösteriyor. Temenni edilebilir ayrı ama 2019 Ankara seçimlerinde ne yapmış olduklarından ya da bugünkü kamuoyu yoklamalarında “hangi adaya oy verirsiniz” sorusuna verdikleri cevaplardan Kürtlerin her halükârda Yavaş’ı destekleyeceği sonucunu çıkarmak manasız. Manasız, çünkü öncelikle 2019’daki bir yerel seçim olduğundan, HDP bu seçimde Yavaş’a oy vermeyin yolunda bir çağrı yapmadığından ve Kürt şehirlerindeki Kürtlerle bilhassa Ankara gibi şehirlerdeki Kürtlerin eğilimleri arasındaki farklılıklardan ötürü Ankara örneğinden bugüne dönük bir modelleme yapmak doğru olmaz.
İkincisi, kamuoyu yoklamalarındaki “cumhurbaşkanlığı seçimlerinde hangi adaya oy verirsiniz” sorusu, muhalefet partilerinin ama özellikle de HDP’nin Kürt seçmenlere ne diyeceği belli olmadan sorulduğu için, bugün çıkan sonuçlar 2023 seçimlerinde ne olacağını gösteriyor demek de mümkün değil. Olur da muhalefet partileri HDP’yi ve Kürt meselesindeki önerilerini dikkate almadan bir programda ve bu programın adayı olarak Yavaş isminde ortaklaşırsa, buna mukabil HDP de “desteklemiyoruz” çağrısı yaparsa, Kürt seçmenlerin büyük kısmının Ankara seçimlerinde ne yaptıklarını ve bugün kamuoyu yoklamalarında ne dediklerini unutmaları işten bile olmayabilir. Hülasa, Yavaş Kürtlerin desteği olmadan da seçilir seçilmez ayrı konu, lakin Yavaş’ın ortak adayı olacağı muhalefet Kürt meselesinde cezbedici bir şey söylemese ve HDP desteklemese dahi “Kürtler Yavaş’a oy verir” demenin ardında birazıyla bir temenni ama daha çok da temenniden öte bir şey var gibi. Aklıma iki şey geliyor: Çaresizlik, daha kötüsü kayıtsızlık.
Çaresizlik veya Kayıtsızlık
Çaresizlik ve kayıtsızlık derken neyi kastettiğimi izah edebilmem için Kürt seçmenlerin cumhurbaşkanlığı seçimlerinde ne yapabileceğini hakkınca kestirebilmek işine dair ne düşündüğümü bir kez daha özetleyeyim. Şöyle düşünüyorum: Başka seçmenler gibi Kürt seçmenler için de 2023 seçimlerinde “her şeyi yapabilirler” ya da “kesinkes şunu yaparlar” denebilecek bir durum yok. Kürt seçmenlerin büyükçe bir kısmının Erdoğan’a oy vermeyeceğini tabii ki tahmin edebiliyoruz. Bilhassa 2015’ten sonra olan bitenden ötürü. Lakin, Kürt seçmenlerin her ne olursa olsun muhalefetin muhtemel ortak adayına oy vermeyebileceğini de aynı kesinlikte tahmin edebiliriz. Kürt meselesinin ve bugünlerdeki temsilcilerinin Kürt seçmenlerin kararlarını şekillendirmekte oynadığı rolden dolayı. Söylediğim bu.
Durum buysa eğer, cumhurbaşkanlığı seçimlerini Erdoğan’dan başkasının kazanmasını isteyenlerin yapması gerekenin ne olduğu belli: Seçimlerin “Erdoğan mı, rakibi mi” sorusuna kilitlenmesinin önüne geçmek. Seçimleri muhalefetin adayının kazanması, Kürtler de dahil seçmenler için Erdoğan’ın gitmiş olmasından başka hangi cazip sonuçları üretebilir? Erdoğan’ın kaybetmesini isteyenlerin odaklanması ve ikna edici bir cevap oluşturulması gereken soru bu. Cevabın Kürt seçmenleri alakadar eden kısmının nasıl oluşturulacağı da meçhul değil: Muhalefetin HDP’yi ve Kürt meselesindeki önerilerini dikkate alan bir programda ve bu programı temsil eden bir adayda ortaklaşması.
Buna rağmen “adayın kim olduğu önemli değil, yeter ki muhalefet bir adayda ortaklaşsın, Kürtler Yavaş’a da ya da Yavaş’a bile oy verir” demek, dediğim üzere, biraz temenniye benziyor ama daha çok da çaresizliğe, bundan da beteri kayıtsızlığa işaret ediyor.
Çaresizlik kısmı şu: “Yavaş ya da başkası, Kürtler her halükârda muhalefetin adayına oy verir” fikrinde ısrar edenler, muhalefetin HDP’yi ve Kürt meselesindeki önerilerini dikkate alan bir programda ortaklaşmasını da, HDP’yi meşru bir aktör olarak kale almasını da artık beklemiyor belli ki. “Kürtler Yavaş’ı da destekler” iyimserliğine sığınılmasının ardında bu türden bir çaresizlik var sanki.
Muhalefetin Türkiye demokrasisinin Kürt meselesiyle ilgili kısımlarında HDP’ye ve Kürtlere dişe dokunur bir teklif yapabileceği ümidinin zayıflamış oluşu. Çaresizlik dediğim bu.
Bir de kayıtsızlık ihtimali var. Mansur Yavaş seçilir iyimserliğinin ardında bir de HDP’nin meşru bir aktör olarak görülmesi, Kürt meselesinde dişe dokunur bir şeylerin yapılması ve Kürtlerin demokratik taleplerinin karşılanması işlerine dair bir kayıtsızlık var sanki. Yanılıyor olabilirim ancak muhalefet Kürt meselesinde ortaklaşmasa da Kürtler Yavaş’ı destekleyecek ya da muhalefet Kürt meselesinde her ne söylerse söylesin Yavaş seçimleri kazanıyor iyimserliğinin arkasında Kürt meselesine dönük bu türden bir kayıtsızlığın, bir tür önemsememe tutumunun olduğunu zannediyorum.
Ne olursa olsun, çaresizlikle ilgili olarak ancak beylik laflar edebilirim: “Çıkmamış candan umut kesilmez” ya da “siyasette çareler tükenmez” gibi. Kayıtsızlık işindeyse iki samimi hatırlatma yapmak isterim: 1. Kürtler muhalefetin adayını desteklemezse Erdoğan yeniden seçilebilir. 2. Muhalefet cumhurbaşkanlığı seçimlerini kazansa bile Kürt meselesinde bağlayıcı bir asgari program olmadan oluşmuş bir yasama ve yürütme durumunda, Türkiye demokrasisini bekleyen biraz daha debelenmekten başka bir şey olmaz muhtemelen. 30 senedir olduğu gibi.