27 Eylül Pazar günü tartışmalı Dağlık Karabağ bölgesinde çıkan çatışma sonrası iki ülkede de savaş hâli ilan edildi.
Azerbaycan, Türkiye dışındaki tüm ülkelere uçuşları durdururken, Karabağ yetkilileri, sorumluluğu Azerbaycan silahlı kuvvetlerine yükleyerek, çatışmaları “toptan bir saldırı” olarak adlandırıyor.
Bakü yönetimi, Ermenistan işgali altında bulunduğu ileri sürülen yedi köyün kontrolünü ele geçirdiklerini duyururken, Ermenistan bunun gerçeği yansıtmadığını belirtiyor.
Yine iki tarafın açıklamalarına göre çatışmalarda sivil kayıpları da mevcut. Rusya'dan barışın sağlanması adına çağrı gelirken, Reuters'ın da geçtiği Suriye'den cihatçıların Azerbaycan'a destek için gönderildiği haberleri sonrası Moskova'nın nasıl bir tutum izleyeceği merak konusu.
Ahval'de yer alan habere göre, Rusya uzmanı Dr. Kerim Has, Moskova'dan programında sıcak gündemi değerlendirdi.
Rusların cihatçı durumundan çok rahatsız olacağını dile getiren Kerim Has, "Rusya'nın arka bahçesi olarak kabul edilen Ermenistan'a bu cihatçıların gönderilmesi ciddi bir soruna yol açar" diyor ve Rusya Dışişleri Bakanı Lavrov'un mevkidaşı Mevlüt Çavuşoğlu ile telefon görüşmesine dikkat çekiyor.
Has'ın anlattığına göre Lavrov, Çavuşoğlu'ya hayatını kaybeden ve yaralananlardan dolayı taziye dileklerini iletti. Resmî olarak Türkiye'den askerlerin savaşmamasına rağmen böyle bir mesajın verilmesinin manidar olduğunu söyleyen Has, Rusya Dışişleri Bakanlığının Lavrov-Çavuşoğlu görüşmesi sonrasında paylaştığı bilgi notunda bu ifadelerin geçtiğini belirtiyor ve ekliyor:
"Bir çeşit, 'Siz oraya cihatçıları gönderiyorsunuz, biz de bunları not ediyoruz ve onlardan da birçok ölen var' diyerek siyasi bir mesaj vermiş olunabilir."
"Dağlık Karabağ’da çıkacak bir savaştan ne Türkiye ne Rusya ne Azerbaycan ne de Ermenistan fayda görür, en fazla fayda görecek olan Erdoğan iktidarı ile hasım taraflardaki aşırı milliyetçi çevreler" diyen Has, "Siyasi beka kavgası veren Erdoğan yönetimindeki bir Türkiye’nin Dağlık Karabağ ihtilafında çözüme katkı sunma ihtimali, sıfır" görüşünü dile getiriyor.
Has'a göre, hem Azerbaycan’da hem Ermenistan’da var olan en büyük eksiklik, tarihi önyargı ve husûmetlerden kaynaklı uzlaşmacı anlayışın yokluğu
Dağlık Karabağ sorununun çözümünü ancak iç huzurunu sağlamış bir Türkiye'nin sağlayabileceğini söyleyen Has, "Ancak bundan şu an çok uzak olunduğu gibi Ankara’da ateşe benzin döken bir iktidar var" ifadesini kullanıyor.
Has'ın analizinden öne çıkan diğer başlıklar şöyle:
İktidarı ve bileşenlerinin, içeride verdikleri siyasi beka mücadelelerini Suriye-Libya-Doğu Akdeniz’den sonra şimdi de Kafkasya’ya taşımaları, Moskova’nın öfke sınırlarını zorluyor. Türkiye-Rusya ilişkileri karşılıklı çıkara ve güvene dayalı bir zemine kavuşmadan, Azerbaycan-Ermenistan ihtilafında kalıcı çözüm pek mümkün değil. Rusya, Azerbaycan-Ermenistan ikili ihtilafında çözümü değil, sükuneti sağlayabilecek tek ve en etkili aktör, bunun için de yeterli enstrümanları var. Rusya için Türkiye’nin Dağlık Karabağ sorununa savaş yanlısı tutumla bu şekilde müdahalesi can sıkıcı, cihatçı sevkiyatıyla işe giriştiğine yönelik iddialar ise kriz çıkartıcı. Rusya’nın Dağlık Karabağ ihtilafında statükoya oynaması, Azerbaycan ve Ermenistan’la ilişkilerini geliştirmesine pek engel olmuyor.