PAK (Partîya Azadîya Kurdistanê - Kürdistan Özgürlük Partisi)
2016’yı geride bırakıp 2017’ye adım attığımız bugün, Kürdistan’ın dört parçasında , savaş, ölüm, acı , yıkım ve ulusal ittifaktan yoksunluğun ifade ettiği kara bulutlar ülkemiz semalarında dolaşmaktadır.
Kürdistan halkının düşmanları hem IŞİD eliyle, hem de çok boyutlu plan, strateji ve oyunlarıyla , 2016 yılında da Güney Kürdistan’ın bağımsızlığına engel oldular. Güney Kürdistan’daki siyasi kriz de ne yazık ki bağımsız Kürdistan’ın gecikmesinde küçümsenemeyecek bir rol oynadı.
Rojava Kürdistanı topraklarının birleşmemesi ve burada siyasi bir statünün elde edilmemesi için İran, Türkiye, Esad ve Bağdat rejimlerinin saldırı ve derin ittifakları 2016 yılında daha da genişletilerek sürdürüldü. Kürtlerin ittifak halinde ortak bir yönetim oluşturamamaları da devletlerin bu derin siyasetine daha elverişli bir zemin yarattı.
2016 Yılında da İran rejimi bir yandan idamlarla halkımızı terörize ederken, bir yandan da değişik siyasetlerle Kürdistan’ın dört parçasındaki özgürlük mücadelesine zarar veren müdahalelerde bulunmaya devam etti.
Türk Devleti uzun vadeli bir plan ve stratejinin gereği olarak 2016 yılında Kuzey Kürdistan’da tekrar savaşı başlattı. Bu savaş her şeyden önce, halkımızın var olan kazanımlarının yok edilmesini ve tüm siyasal, sivil mücadele alanlarının ortadan kaldırılmasını hedeflemektedir. PKK’nin hendek, barikat ve bombalı saldırı siyasetinin devletin bu gayri meşru siyasetine daha elverişli bir zemin yarattığı açıktır.
Kürdistan özgürlük mücadelesini değişik yol ve planlarla tasfiye etmeye çalışan, ülkemizi yıkıma uğratan devletlerin bu siyasetleri orta yerde dururken; ne yazık ki, Kürtler olarak, hala yanlış siyasetlerin, ulusal, stratejik bir düşünce ve siyaset tarzından yoksunluğun, ulusal ittifakları sağlayamamış olmanın yarattığı handikapın içinde bocalayıp duruyoruz. Bu zaaflarımız, elbette ki özgürlük mücadelemizi boğmaya çalışan söz konusu devletlerin işini kolaylaştırmaktadır.
Bugün artık netleşmiştir ki, özgürlük yolunda başarıyla yürümenin yolu, üç temel stratejinin hayata geçirilmesinden geçmektedir:
Birincisi; Kürdistan’ın dört parçasındaki kazanımları ve ortak çıkarları geliştirmeyi, korumayı amaçlayan, Kurdistani düşünceye dayalı uygulanabilir bir çalışma, plan, strateji ve yol haritasının oluşturulması.
İkincisi; Kürdistan’ın her parçasında ve parçalar arası Kürdistani , ulusal anlayışa dayalı , birlik, işbirliği, ittifak, dayanışma ve mücadelede koordinasyonun stratejik bir prensip olarak geliştirilmesi.
Üçüncüsü; Uluslararası alanda Kürtlerin düşmanlarını azaltan, dostlarını artıran bir siyaset izlenmesi. Dünya siyasetinde etkili rol oynayan devletlerin çıkarları ile Kürdistan halkının çıkarlarını yakınlaştıracak, ortak çıkarları öne çıkaracak strateji ve taktikler geliştirilmesi.
Güney Kürdistan’ın bağımsızlığı , Rojava Kürdistanı’nın toprak bütünlüğü temelinde siyasal bir statünün elde edilmesi , Doğu Kürdistan’daki özgürlük mücadelesine yeni bir ivme kazandırılması , Kuzey Kürdistan’da yeni bir sivil, siyasal diriliş hareketinin örgütlenmesi ile ulusal demokratik hak ve özgürlüklerin kazanılması , bu üç temel stratejinin birlikte uygulanmasından geçer.
Bugün gerçekleşebilir en yakın ve stratejik ihtimal, Güney Kürdistan’ın bağımsızlığıdır. Güney Kürdistan’ın bağımsızlığı tüm Kürt ve Kürdistanlıların kaderini değiştirebilecek tarihi bir adım olacaktır. Bu nedenle de tüm dünya Kürtlerinin Güney Kürdistan’ın bağımsızlık yürüyüşünde Kürdistan Bölge Başkanı Sayın Mesud Barzani’nin ve halkımızın yanında olmaları, aynı zamanda ulusal bir görevdir.
Bizler, belki bölgede etkili olan devletler ile kimi bölge devletlerinin siyaset ve stratejilerini değiştiremeyiz; ama, dile getirmiş olduğumuz bu üç temel siyasetin bileşimi olan bir strateji ile hem kapımıza dayanan fırsatlardan yararlanabilir hem de daha az tahribatla özgürlük mücadelemizi geliştirebiliriz.
Bu nedenle de yeni yılın sadece umutlarla değil, doğru siyaset ve stratejilerle başarıya kapı aralayabileceğimiz bir yıla dönüştürülebileceğini söylüyoruz.
Evet, artık daha fazla vakit kaybetme lüksümüz yok. 2017 Yılını savaşın sona erdirildiği, Kuzey ve Doğu Kürdistan’da ulusal demokratik hak ve özgürlüklerin elde edildiği, Güney’de bağımsızlığın, Rojava Kürdistanı’nda siyasi bir statünün gerçekliğe dönüştüğü bir yıla dönüştürmek için; umutlarımızı Kürdistani bir siyaset ve birlik anlayışıyla yoğuralım, başarının kapısını aralayalım diyoruz.
Bu duygu ve düşüncelerle, özgürlüğün, adaletin, insanca bir yaşamın, savaşsız bir dünyanın tüm insanlığa nasip olacağı bir yeni yıl dileğiyle, Kürdistan ve dünya halklarının yeni yılını kutluyoruz.