PAKUR (Partiya Kurdistanî) tarafından basına yapılan \'Kürdistan ve Dünya Kamuoyuna\' başlıklı açıklama da şu ifadelere yer verildi.
Her türlü kör şiddet; siyasetin, haklılığın ve meşruiyetin alanını daraltır. Kürdistan mücadelesinin terörize edilerek haksız kılınması da Türk devletinin Kürt kamuoyuna yönelik saldırgan tavrı da asla kabul edilemez. Bizce, nüfusu 40 milyonu aşan bir milletin haklı davasını savunmanın tek yolu şiddet ve silah değildir; güçlü bir millet bilinci tüm silahlardan güçlüdür. Akıl dışı her yöntem, Kürdistan davasının hak talebini gölgede bırakacak her türlü girişim, Türk, Fars ve Arap sömürgeciliğinin Kürdistan sathında daha çok kök salmasına sebep olur. Bu haliyle Türkiye ve Kuzey Kürdistan’da gelinen noktayı milletimizin geleceği açısından tehlikeli buluyor ve bunun sürdürülmesinin geri dönülemez sonuçlara sebep vereceğine dair kaygı taşıyoruz.
Türk Devleti, Kürtlere karşı kullandığı şiddeti kanunlar ile meşrulaştırmıştır. Kürtlerin ise meşru hakları, şiddet ile anlamsızlaştırılmaktadır. Kürtlerin kullanacağı “şiddeti” haklı ve anlaşılabilir kılacak yegane yol, devletleşme ve bağımsızlık talebidir. Gerisi milyonlarca Kürdü, dünya kamuoyunda \"terörist\" haline dönüştürür. Bu sorunun sınırları, Evrensel İnsan Hakları Beyannamesi\'nin önsözünde açıkça belirtilmiştir. Bu; \"İnsanın, zulüm ve baskıya karşı son çare olarak ayaklanmaya mecbur kalması\" olarak ifade edilir. Kuzey Kürdistan’daki merkez Kürt hareketinin hem Demokratik Türkiyeci oluşu hem de taleplerini şiddet üzerinden gerçekleştirme arzusu bir açmazdır ve Kürt milletinin mücadelesini haksız bir konuma taşımaktadır. Bunu kabul edilmez buluyor ve Türkler ile Türkler arasındaki bu kronik sorunun diyalog ile çözümünü savunuyoruz. Daha fazla ölümün ve tahribatın olmaması için dünyanın medenî değer güçlerini müdahil, arabulucu ve garantör olmaya çağırıyoruz.
İbrahim Halil Baran | Genel Başkan PAKURD Başkanlık Divanı adına