Tarık Ziya Ekinci, HDP'nin sonuç alamayacağını bildiği yerlerde, büyükşehirlerde seçimlere katılmadığını ve bu kararın doğru bir karar olduğunu dile getiren Ekinci, açlık grevlerini ve yaşama son verme eylemlerini doğru bulmadığını dile getirdi.
HDP bu tarzda politika tespit etti. Büyükşehirlerde, sonuç alamayacağını bildiği yerlerde seçimlere katılmadı. En azından “Beni durmadan kriminalize eden iktidarın toplumu temsil etmediğini kanıtlamam lazım” diye karar aldı. Bu karar da bence doğru.
“Açlık grevlerini ve yaşamına son verme eylemlerini doğru bulmuyorum”
Hayatına son verme eylemlerini son derece yanlış buluyorum. Her şeyden evvel yaşamalı ve yaşatmalıyız. Biz siyaset yaptığımız zaman amacımız toplumu yaşatmaktı, daha ileriye götürmekti.
Yaşamına son vermeye karar verenlerin mutlaka bundan vazgeçmelerini tavsiye ediyorum.
Açlık grevlerinin de gerçekçi olmadığını düşünüyorum. Yapılacak bir girişimin, toplumda etkili olması ve sonuç alıcı olması önemlidir. Eğer sonuç alıcı gücünüz yoksa, eyleminiz sadece bir çevre içinde yankı yapıyorsa, bu gibi önemli hareketlere girişmemek lazım. Giriştiğiniz hareketin sonuç alıcı olması gerekiyor ve haklı olmanız lazım.
Karşınızda öyle bir iktidar var ki, bütün devlet gücünü size karşı kullanıyor. Ağzınızı açtırmıyor, açlık grevine girdiğiniz zaman da sizi tecrit ediyor ve pek az insan açlık grevinde olduğunuzu biliyor.
Bu durumda açlık grevine gidilmesini ben doğru bulmuyorum. Onları mücadele etmeye, siyaset yapmaya davet ediyorum. Örneğin Leyla Güven çıkıp Meclis'e gelse ve her an söz alıp konuşabilse çok daha etkili olabilir.
İnsan bazen umutsuzluğa düşebiliyor ama siyasetçiler için buna rağmen yaşama umudunu canlı tutmak ve yaşayarak mücadele etmenin çok önemli olduğuna inanmak lazım. En sıkıntıda olduğunuz anda bile yapabileceğiniz bir şeyler olduğunu ve onun için zamanı beklemenin gerekli olduğunu düşünebilmelisiniz.
Tüm umudu kaybedip açlık yoluyla ölüme doğru gitmenin çok gerçekçi olduğunu kabul edemiyorum ben.