HDP Eş Genel Başkanı Sezai Temelli, partisinin seçilmiş belediye eşbaşkanları ile Diyarbakır’da düzenlenen toplantıda bir araya geldi. Temelli, AKP hükümetinin yerel seçimlerden ders alması gerektiğini belirttti ve “İktidarın bu dersi almak, hatalarından geri adım atmak yerine geride bıraktığımız bir hafta içinde hatalarında ısrar ettiğini görüyoruz” dedi.
Belli başlıklara değinmek gerekirse, bir tarafta iktidarın sürdüğü bir kampanya ve bunun karşısında kendini konumlandırmış HDP kampanyasıdır. Evet Türkiye bu ikili kampanyaya şahit oldu. 31 Mart'ta iki kampanyayı birlikte izledik. Ama buna çok daha tarihsel bir perspektiften baktığımda iki zihniyetin karşı karşıya geldiğini okumamız mümkün. 5 Nisan 2015 yılından bugüne, son 4 yıla baktığımızda mutlak tecridin hakim olduğu bir Türkiye fotoğrafı var karşımızda Dolmabahçe mutabakatı kabul edilmeden bugüne kadar yaşananlar; hukuksuzluk, adaletsizlik, insan hakların yok sayılması, demokratik kurumların tasfiyesi gibi bu süreci domino etkisi ile tanımlamak mümkün. 4 yıl boyunca İktidar mutlak tecritten başlayarak, savaş politikaları dayatmış, ülkenin kaynaklarının çarçur etmiştir.
Türkiye'nin son dört yılda bir kriz girdabında olduğunu ve bunun giderek derinleştiğini söyleyen Temelli şöyle devam etti:
"Bu kampanya gerilim hattında sürmesinin yegane nedeni budur. AKP-MHP bloğunu ısrarla bu hukuksuz nizamı sürdürme gayreti içindedir. Bunu eşi benzeri görülmemiş bir şiddet ve hakaret kampanyası ile yürütmüştür. Bir seçime mi giriyorduk bir savaşa mı beli değildi. GBT kontrollerinden sonra garnizonlaştırılmış şehirlere kadar her şeye şahit olduk. Bir iktidarın kampanyasına şahit olduk. Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemi denen şeye ve Cumhurbaşkanlığı’nın vasfını yitirdiğine bu kampanyada tanık oldu. Toplumsal bölücülüğüne ve nefret söylemine tanık olduk. Evet topumu tam da ortadan böldü. Bizler onlar diyerek Kürt düşmanlığı üzerinden nefret söylemini her gün dile getirerek bir şiddet kampanyasını dilde, üslupta sürdürdü."
Mezopotamya Ajansı'nda yer alan habere göre, "İktidarın seçim sonuçlarını kabul etmez tavrına karşı Anayasa kurumları Anayasa'ya ve hükümlerine göre adım atmalıdır" diyen Sezai Temelli, devam etti:
"YSK Anayasal bir kurumdur seçim adaletine ve seçimin nasıl yapılacağına dair yasalara uymak durumundadır. İtirazları değerlendirirken de mazbataları da verirken de YSK yasaların gereğini yerine getirmelidir. Bu çerçevede yeniden 31 Mart neyi ifade ediyor dediğimizde; bu süreci ifade etmesi öncesinde önümüzdeki dönem için politik ve toplumsal mücadele sürecine dair önemli bir perspektif sunmaktadır. "
Stratejileriyle kayyımlara son verdiklerini dile getiren Temelli AKP'nin vesayetçi anlayışının Türkiye'yi tecritleştirdiğini ileri sürdü.
Bu ihmallerden dolayı Türkiye, Cumhuriyet tarihi boyunca katı bir vesayetçi sistemle gelmiştir. Buna son vermek üzereyiz. Bunun en kristalize edilmiş şekli kayyımlardı ve buna son verdik. AKP döneminin bu vesayetçi ve kayyımcı anlayışı Türkiye'yi tecritleştiren en önemli sorundur. AKP'den öncede de vesayet vardı. Bugün bu anlayışı kırma zamanıdır. Vesayet sistemini kırma zamanıdır. Bu fırsat önümüzdedir. Bunu en iyi değerlendirecek olan sizlersiniz. Bu fikriyatı hayata geçirebileceğimiz bir tabanımız var. Bu tabanımız halkımızdır. Bu güçle Türkiye'yi bu baskı rejiminden ve vesayetçi rejimden kurtarabiliriz. 'Ne yapmalı' sorusuna yanıt vererek bunu yapabiliriz.
HDP'nin iktisadi ve siyasi anlamda çözüm üreten bir parti olduğuna dikkat çeken Temelli, titiz bir çalışma yürütmeleri gerektiğini vurguladı.
Bunlar üzerinden şekillenecek radikal demokrasi anlayışımız Demokratik Cumhuriyeti var edecektir. Bunun hayat bulacağı yer yerellerimizdir. Bunu en iyi şekilde değerlendireceğimizden kimsenin şüphesi olmasın. Çünkü HDP çözümdür, iktisadi ve siyasi alanda çözüm üreten ve bu çözümün mücadelesini veren bir partidir. Siyasal anlamda Türkiye’nin sorunu buradan şekillenmektedir.
Belediye meclis üyelerimizle belediye eşbaşkanlarımız en titiz çalışmayı yürütmelidir. Topumla halkla en fazla iç içe olan sizlersiniz. Daha fazla sokakta olmalısınız, asla kibirli olmamalı hiyerarşi oluşturmamalısınız. Nerede olursanız mutlaka kendinizi halkınızın içine görmelisiniz. Onlarla birlikte karar almalısınız. Partimizin ortaya çıkardığı geçmiş birikimlerle geçmişin 40 yılı yüz yılını hayata geçirmek sizlerin elinde. Bizi siz anlatacaksınız sokakta. Makro siyasetle değil günlük siyasetle bunu yapacaksınız. Hizmeti toplumla buluştururken de tam da orada olması gereken sizlersiniz. Radikal demokrasi yerel demokrasi anlayışımızla bunu toplumsallaştırmak, toplumun siyasallaşmasına katkı sağlamak sizlerin elinde.
Şeffaf olacağız. Bütün sorunlarımızı birlikte çözeceğimizin farkında olacağız. Halkımızla, toplumla her şeyi paylaşacağız. Önümüzde zor bir süreç var. Enkaz var karşımızda. İktidarın yaratmış olduğu politik ve iktisadi bir enkaz var. Bu enkazı kaldırabilecek gücümüz de var. Bu güç işte bizim fikriyatımızda, örgütsel yaklaşımımızda. Bunun için yeter ki biraz cesaretimiz olsun. Bu cesaret bizde fazlasıyla var.”