The Economist:Kürtler ve Irak

Açıkça dile getiremeseler de, Federal kürdistan Otonom Bölgesindeki Kürtlerin hâkim duygu hali neşe saçan bir duygudur.
28.06.2014, Cts - 17:21
 The Economist:Kürtler ve Irak
Haberi Paylaş
Açıkça dile getiremeseler de, Federal kürdistan Otonom Bölgesindeki Kürtlerin hâkim duygu hali neşe saçan bir duygudur. “Daha önce bu duyguyu halini dile getirdik” diye ifade ediyorlar. Kürtler uzun zamandan beri, kendilerine karşı mesafeli duran Bağdat Merkezi Yönetimine suçlama getiriyorlar. Daha yakınlarda, Sünni Arap kesimi dışlama politikasından dolayı Irak Başbakan Nuri El-Maliki’yi eleştirdiler. Kürdistan Bölgesel Yönetimi Başkenti Hewlêr’de politika yapan kıdemli siyasetçiler, IŞİD (Irak-Şam İslam Devleti/ Irak-Doğu Akdeniz İslam Devleti) örgütünün Musul’u ele geçirmesinden iki gün önce, 08 Haziran’da, bu örgütünün dehşet verici olayları konusunda kaygılarını paylaşmak üzere, Bağdat’taki meslektaşlarıyla temasa geçtiklerini söylüyorlar. Hiçbir sonuç alınmamış. Kürtler şunu da söylüyorlar; “Bağdat’ta işbaşında bulunan bakanlar 10 Haziran’da, şafak sökümünde, yardım dileme çağrısında bulundular. Tabi, artık çok geçti.”

İsyancılar/IŞİD örgütü militanları bir an evvel Bağdat’ta varmak üzere yola koyulduklarında, Kürdistan Bölgesinde normal hayat seyrine devam ediyordu. Doğrusu, Kürtler, birçok açıdan, normal hayatın akış seyrinde mesafe aldılar. Irak’ta ister etnik veya mezhepsel hatlara göre bir bölünme yaşansın veya isterse Başkent Bağdat merkezli bir federasyon olarak kalmaya devam etsin, Kürtler artık ellerini güçlendirdiler. Irak Ordusuna mensup askerlerin “yeşil hat” boyunca silah bırakmalarından dolayı, Kürdistan Yönetimi bölgesini Irak Arap bölgesinden ayıran 1000 Km’den (621 mil) fazla mesafeli sınır hattı boyunca, Kürdistan Silahlı Güçleri, Peşmergeler ilerleyerek kontrolü elde ettiler. Ve şimdilerde ise, Kürtlerin nazarında, Kürtlerin Kudüs’ü olan Kerkük şehri de dâhil, petrol üretim sahası Bai Hasan ve Suriye topraklarına açılan önemli sınır kapısı Rabia’nın da bulunduğu bütün o tartışmalı alanı kontrol ediyorlar.

Kürtler, Saddam Hüseyin rejimi döneminde Araplaştırılan, ancak, uzun zamandan beri aslında kendilerine ait olduğunu iddia ettikleri toprakların beşte birini yönetiyorlar. Irak Ordusu komutanları ve bölgedeki Araplar, Kürtlerin Kerkük’e el koyduğu şeklinde eleştirmelerine rağmen, bu durumu değiştirmeleri yönünde yapacakları bir pek bir şey kalmadı. Peşmerge komutanlarından birisi “sadece, meydana gelen güvenlik boşluğunu doldurduk” şeklinde açıklama yaptı. Kürdistan Dış ilişkiler faaliyetlerinin başında bulunan Felah Mustafa daha sert bir açıklama yaptı: “Daha önce Kerkük’te yapılan hatayı düzeltik ve 140. madde hükümleri de facto olarak uygulamaya konuldu”. Felah Mustafa, “Kerkük ve tartışmalı bölgelerde yaşayan halkın Arap yönetimindeki Irak’a veya Kürdistan Yönetimine bağlı kalmak yönünde irade beyan edileceği bir referandumun yapılacağı nüfus sayımı yapılacaktı” diye açıklama yapıyor. 2005’te ülke çapında bir referandum yapılmasını öngören Irak Federal Anayasasına atıfta bulunuyor. Ancak, nüfus sayımı - referandum hiç yapılamadı.

Kürtlerin itibarında kesinlikle artış oldu. Irak Ordusunda ayrılmalar yaşanırken, Peşmerge güçleri ortak hareket ediyorlar. Kürdistan Bölgesel Yönetimi, IŞİD militanlarının ele geçirdiği Musul ve diğer yerleşim yerlerinden kaçan 300.000 göçmeni barındırıyor. Yıllar önce Bağdat üzerine bombalar atılırken, yabancı iş adamları diğer bölgelerden ayrılıp Hewlêr’e geldiler. Irak’ın diğer bölgelerinde bulunan Hıristiyanlar, huzur içinde yaşamlarını idame etmek üzere Kürdistan’a gelip yerleştiler. Kürdistan bölgesinde, henüz kusurlu halde ve suiistimale açık olsa da, işleyen bir demokrasi var. Ve Irak’ın diğer bölgelerine nazaran çok daha iyi işlemeye devam ediyor.

Irak Başbakanı El- Maliki’nin Kürtlere ihtiyacı olmasına rağmen, Kürtlerin ise Maliki’ye ihtiyaçları yok. Bağdat ile Hewlêr arasındaki ilişkiler yamalı bir şekilde devam ediyor. Bu kriz döneminde her iki Başkent arasında iletişim sınırlı oldu. El-Maliki, IŞİD örgütü militanlarının Güney kesimi ele geçirmesinden bu yana, Kürtlerden yardım istemedi. Kürtler de zaten zorunlu değiller. Felah Mustafa, “Neden zorunlu olalım ki?” diye ifade etmişti. Kürtlerin öncellikli işi, Kürdistan coğrafyasını ve Kürdistan halkını savunmaktır.

Dahası, yaşanan bütün bu kargaşanın ortasında, Arap vatandaşlarına yönelik şikâyetleri hala dinmiş değil. Saddam Hüseyin rejimi Hava Kuvvetlerince 1988’de, 5000 dolayında Kürd’ün üzerine atılan gazla öldürüldüğü Kürt şehri Halepçe’ye yapılan saldırı hala da Kürtlerin hafızasında duruyor ve öfke duymalarına neden oluyor. IŞİD örgütüne katılmış Sünni bazı Kürtlerin artık Kürdistan’a dönmeleri gerekir. IŞİD’ın ele geçirdiği bölgelere yakın Duhok şehrinde görev yapan Peşmerge bir komutan “Onlara itimat edebilirsiniz” diye açıklamıştı.

Irak’taki güç dengesi Kürtler lehine döndüğünden dolayı, Kürtler, Bağdat yönetiminden üç önemli imtiyazı almak için ellerinden geleni yapacaklarına eminler: Kürdistan bölgesinden yeni petrol kuyularının açılması ve işletilmesi için yabancı şirketlerle sözleşme yapamadan doğrudan faydalanmayı sağlayan petrol satışının meşru hale getirme yasasını istiyorlar. Başbakan El-Maliki’nin federal bütçeden kaynaklı paylarına düşen tam hisseden el çekmesini istiyorlar. Peşmerge maaşının Merkezi Hükümet kasasından ödenmesini istiyorlar. El -Maliki bu talepleri karşılamayı kabul etmede isteksiz davrandı. Ancak, bu aşamadan sonra, pazarlık yapma pozisyonu zaten zayıf kalır.

Irak Kürdistan’ı liderleri, altı milyon nüfusla Kürdistan Bölgesinin, giderek daha da artan oranda, ekonomik birlik oluşturma yönünde anlam kazandığını ifade ediyorlar. Kürtler, bundan böyle, Kerkük dolaylarındaki petrol çıkarma/işletme alanlarından faydalanmaya devam ederlerse, yaklaşık olarak dokuz aylık bir dönemde varil başı fiyatın 113 ($) dolara yükselmiş olduğu bu günlerde, sahip oldukları petrol varil sayısını ikiye katlamış olacaklar. Kürtler, bunun yanı sıra, son günlerde kendi boru hattını inşa ettiler. Geçen hafta bir milyon varilden fazla Kürdistan petrolü Türkiye üzerinden uluslararası piyasada satıldı. Birçok sevkiyat işlemi de yakında gerçekleşecek. Önemli miktarda Kürdistan petrolü tankerlerle, Türkiye’ye olduğu gibi, İran’a da sevk ediliyor.

Şayet uluslararası piyasadaki alıcılar Bağdat Yönetiminin Kürtlerin petrol satışına veto koyacağı konusunda daha az kaygı duyuyorlarsa, Kürdistan’ın yeni boru hattından akacak petrol, bugüne kadar 165.000 varil iken, yılsonuna kadar 250.000 – 400.000 varile çıkabilir. Kuzey Irak’tan Türkiye limanı Ceyhan’a petrol akışını sağlayan boru hattı, bölgede meydana gelen saldırılardan dolayı, Marta ayından bu yana kapalıdır. Kürtler, Kerkük ile kendilerine ait yeni boru hattı arasında başka bir hattı inşa ederlerse, bu alandan da çıkarılacak petrolü Türkiye’ye yönlendirebilecekler.

Kürdistan Başbakanı Neçirvan Barzani, Kürdistan bölgesel Yönetimi Başkanı Mesut Barzani’nin yeğeni, “Irak’ta bundan sonra birliktelik sağlanamaz” şeklinde açıklama yaptı. Ancak, Kürtler şimdilerde birlik içinde olmalarına rağmen, varmayı hayal ettikleri bağımsızlık derecesini ve izleyebilecekleri taktikler konusunda, daha önceden alışkanlık haline gelen tartışmaları yapıyorlar. Türkiye Kürtleriyle giderek daha fazla sıcak ilişkileri olan, Barzani’nin başında bulunduğu Kürdistan Demokrat Partisi (KDP) giderek daha fazla otonomi kazanmaya aday. Şu sıralarda bazı sorunları yaşayan, Irak Federal Cumhurbaşkanı Celal Talabani’nin başında bulunduğu daha zayıf durumunda olan Kürdistan Yurtseverler Birliği (KYB) hem Irak yönetimine ve hem de İran yönetimine daha yakın. İşleri adeta daha da karıştırırcasına, son günlerde Kürtlerin eline geçen bölge Kürdistan Yurtseverler Birliğinin daha etkin olduğu Kürdistan kısmında kalıyor.

Kürtlerin önemli bir müttefik olarak gördüğü Amerika, kötü bir emsal ve bölgede istikrar bozucu güç olarak gördüğünü söyleyerek, Irak’tan ayrılan tam bağımsız bir Kürdistan’ı desteklemiyor. İran, Türkiye ve Suriye yönetimleri de, kendi egemenlikleri altındaki topraklara dağılmış 21 milyon Kürt nüfusunun bağımsız talebinde bulunmayı düşünebilecekleri nedeniyle, bağımsız bir Kürdistan fikrine karşı çıkıyorlar. Irak Kürt liderleri son zamanlarda Türkiye yönetimi aleyhine olabilecek adım atmama konusunda özellikle hassas davranıyorlar.

Irak Kürdistan’ının sevimli bir kırmızı, yeşil ve beyaz renginden oluşan, ortasında Güneş motifi işlemeli bayrağı bulundukları bölgelerdeki her bir köşesinde dalgalanıyor. Artık çok az sayıda Kürt nüfus Arapça konuşuyor. Kürt oldukları kadar Iraklı da hissedip etmedikleri sorulduğunda, çoğu Kürt artık bu sorulara gülümseyerek cevap veriyor. Kürt liderleri, bağımsızlık ilanı için acelelerinin olmadığını söyleyerek, uygun zamanın gelmesini beklediklerini söylüyorlar. Ancak, son birkaç günlük zaman zarfında, gözle görülür bir şekilde, başaracak seviyeye yaklaştıkları anlaşılıyor.

Çeviren: Nizamettin Karabenk

Nerina Azad
Bu haber toplam: 17304 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:19:33:30