ABD merkezli Washington Post gazetesinde köşe yazarı ve CNN'in politika yorumcusu Josh Rogin gazetede Kazakistan'da yaşanan protestoların Putin'i Ukrayna konusunda geri adım atması için Batı'nın kullanabileceği bir fırsat olarak yorumladığı 'Putin hem Kazakistan hem Ukrayna krizini kaldıramaz' başlıklı bir yazı yazdı.
Rogin'in yazısı şöyle:
Kazakistan hükümeti ülkenin internetini kapatmış olsa da, ülke çapında polisin sert müdahalelerine yol açan şiddetli protestolardan şok edici haberler gelmeye devam ediyor. Bu olaylar çok sayıda kişinin ölümüne, hükümet binalarının yakılmasına, iktidardaki rejim için bir hayatta kalma mücadelesine ve bu rejimin ana velinimeti Rusya Devlet Başkanı Vladimir Putin için yeni bir krize yol açtı. Batı, Putin'i pervasızca Ukrayna'da başka bir kriz başlatmaktan vazgeçirmek için yeni sorununu kullanmalı.
Elbette Putin uzun zamandır Kazakistan da dâhil olmak üzere tüm eski Sovyet toprakları üzerinde Rus kontrolünün yeniden sağlanması konusunda çabalıyor. Putin, Kazakistan’ın eski başbakan ve cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbayev tarafından yapay olarak kurulduğunu ve Putin'in kendi modelini taklit eden ince örtülü bir diktatörlük olarak otuz yıldan fazla bir süredir onu kurup yöneten olduğunu söyledi. Perde arkasında hâlâ ipler çekiyor olsa da, şimdi 81 yaşındaki Nazarbayev durumun kontrolünü açıkça kaybetti ve onu acil yardım için Putin'e koşmaya zorladı.
Rusya liderliğindeki Kolektif Güvenlik Antlaşması Örgütü (CSTO), sözde Kazakistan'ın talebi üzerine, hükümetin şimdi "teröristler" olarak adlandırdığı sıradan vatandaşlarla savaşmak için ilk kez Kazakistan'a asker yerleştirdi. Hâlâ erken ve pek çok şey bilinmiyor, ancak Kazakistan krizinin Rusya'nın planlamadığı bir bataklığa dönüşmesi konusunda gerçek bir risk var.
Milli Savunma Üniversitesi Uluslararası Güvenlik İşleri Yüksek Okulu’nda öğretim üyesi Erica Marat, "Güçlü ve istikrarlı olmakla övünen bir hükümetin, üstelik bu örgüt daha önce hiç böyle bir şey yapmamışken, Rusya liderliğindeki bu örgüte müdahale etmesi için başvurması, benzeri görülmemiş ve hayal bile edilemez bir senaryo" dedi. Marat, “Bu temelde Kazakistan'ın egemenliğini Rus liderliğindeki bir askeri güce teslim etmesidir. … hayal gücünün de ötesinde.”
Marat, Kazakistan krizinin nedenlerinin yerel kaynaklı olduğu, on yıllardır süren toplumsal eşitsizlik, yolsuzluk, yoksulluk ve hükümetin daha kapsayıcı ve çeşitli bir siyasi sistem konusundaki vaadini yerine getirememesinden kaynaklandığını ifade ediyor. Bu protestolar gerçekten Putin ile ilgili değil. Ana sebep sosyo-ekonomik meseleler ve halk ile rejim arasında bozulan sosyal sözleşmedir.
Ancak Putin ve Nazarbayev, Kazakistan iç krizini jeopolitik bir olaya dönüştürdüğüne göre, Ukrayna üzerinde bir devrilme noktasına ulaşan ABD-Rusya ilişkileri üzerindeki etkileri görmezden gelmek mümkün değil. Putin'in Ukrayna sınırına 100 bin Rus askeri yığması, Batı'yı Moskova'nın NATO'nun 1997 sınırlarına çekilmesi gibi mantıksız talepleri üzerine müzakerelere zorlamak anlamına geliyordu. Bu kadar, işe yaradı. ABD'li üst düzey yetkililer, önümüzdeki hafta Rus yetkililerle bir dizi görüşme yapacak.
Fakat Putin, Kiev ve Washington'la arasındaki uçurumun eşiğine gelirken Almatı'nın yanıp kül olacağını bilemezdi. Bugün, Ukrayna sınırında oturan Rus birliklerinin yakında Kazakistan'a konuşlandırılmasına ihtiyacı olup olmayacağını gerçekten bilemiyor. Risk hesaplaması kesinlikle Ukrayna'yı işgal etme lehine değişmedi.
'BATI PUTİN'İN GÜVENLİK AÇIĞINDAN YARARLANMALI'
“Kazakistan'daki huzursuzluk Putin'e bir soru soruyor: Gözdağı verme kampanyasını batı kanadında mı sürdürmeli yoksa güneydeki tehlikelere mi yönelmeli? Yoksa ikisini birden yapabilir mi?” Ukrayna ve Özbekistan'ın eski büyükelçisi John Herbst Perşembe günü Atlantik Konseyine "Şu anda Putin pastasını alıp yemeye çalışıyor" şeklinde yazdı.
Batı, Putin'in Ukrayna'yı rehin almamasını ve aynı zamanda Kazakistan'ın askeri kontrolünü üstlenmemesini sağlamak için bu güvenlik açığından yararlanmalı. Kimse ABD'nin Kazakistan'a doğrudan müdahale etmesini önermiyor, bu da Cumhurbaşkanı Tokayev'in protestocuların dış destekli olduğu yönündeki saçma iddialarını doğrulayacak. Aksine, Putin'i Ukrayna'ya şimdi saldırmanın kendisi için felaket olacağına ikna etmek için hem askeri hem de diplomatik alanlarda Ukrayna'ya desteği artırmalıyız.
Askeri cephede, Biden yönetimi, işgalin maliyetini Putin için aşırı derecede yüksek hale getirmeye ihtiyaç duyduğu bazı öğeleri Ukrayna'ya vermeyi veya satmayı hala kabul etmedi. Ukrayna ordusunun elektronik savaş, hava savunması, istihbarat desteği, keskin nişancı önleme sistemleri, gelişmiş iletişim teknolojisi ve helikopterler için teçhizata ihtiyacı var. Kasım ayında Biden yönetimi iki devriye botu gönderdi.
Diplomatik cephede, Biden yetkilileri Moskova'yı işgal ederse ciddi ekonomik sonuçlar doğuracağı konusunda uyarıyorlar. Aynı zamanda Biden, 10 Ocak'ta Cenevre'de Rus yetkililerle görüşmek üzere Dışişleri Bakan Yardımcısı Wendy Sherman liderliğindeki bir ekibi gönderiyor. Churchill'in dediği gibi, konuşmak her zaman savaştan daha iyidir. Ancak Moskova'ya tavizler vermenin bir mantığı yok, esasen Putin'in kozunun azaldığı şu anda saldırganlığı için ödüller.
Putin bir fırsatçı, öfkeli ama mantıklı. Yaşlanan bir diktatör iktidarı elinde tutamazsa, bu Putin'in yakın geleceği için kötü bir emsal olur. Kazakistan'ın Nazarbayev'in muhalefetinin, Çin'in ya da - daha da kötüsü - kendi halkının kontrolü altına girmesini önleme konusunda başka seçeneği yok. Ancak Ukrayna'da yeni ve maliyetli bir savaş başlatması gerekmiyor. Putin için bu korkunç bir ikilem. Batı bundan faydalanmalı.