Aziz Yağan: Felaketler Bölgesinin İkincil Felaketi

Geçmişinde ağır felaketi ve verdiği acıyı tekrar tekrar yaşamış bir toplumun merkezi bir sivil yardım kuruluşu neden olmaz ya da oluşmuyor?
08.02.2023, Çar - 09:39
Aziz Yağan: Felaketler Bölgesinin İkincil Felaketi
Haberi Paylaş

Uzak ve yakın tarihinde sayısız felaketi, altüst oluşu yaşamış bölge toplumu yine büyük bir deprem felaketi yaşadı, yaşıyor.

Bölge toplumu her bir altüst oluşa hazırlıksız yakalandı. Felaketin türü ve verdiği hasarın şiddeti, etkisi, sonuçları değişse de toplumumuzun bir sonraki felakete karşı hazırlık yapmadığı bir realite.

Geçmişinde ağır felaketi ve verdiği acıyı tekrar tekrar yaşamış bir toplumun merkezi bir sivil yardım kuruluşu neden olmaz ya da oluşmuyor?

Bölgemizde de deneyimli ya da deneyimsiz gönüllüler, destekçiler var; felaket başladığında elinden geleni yapan, yapmak isteyen insanlarımız var.

Dünyanın her yerinden bölgemize yardım etmek, yardım ulaştırmak isteyen bireyler ve kuruluşlar var. Ancak bölgede muhatapları olabilecek sivil kuruluşumuz yok. Bu insanların ve kuruluşların bir kısmı yardımlarını sivil görünümlü ideolojik yapıların aracılığı ile ulaştırmak istemiyor; dahası, devlet dışı sivil organizasyon arıyor. Bu arayışa yanıt verecek sivil bir kuruluşumuz olmadığı için gönüllülerin ve destekçilerin dayanışması cisimleşmiyor.

Bir destekçi parasal ya da eşya desteğinin ihtiyacı olanlara ulaştığından emin olmak ister. Profesyonel bir kuruluş aracılık yapmadıkça destekçinin bu takibi yapması zordur.

Felaket günlerinde destekçilerin sağladığı yardımları bölgeye ulaştıran, dağıtan kimi aracıların istismarı gözlendi. Ayrıca, yardımların ulaştığı insanların da istismarda yer aldığına dair tecrübeler edinildi. Örneğin, aynı birey ya da ailenin farklı destek gruplarından destek aradığına, farklı destek gruplarının desteğini sessiz sedasız kabul ettiğine şahit olundu. Kimi zaman da yardımlar kontrolsüz alanda kayboldu.

Son depremin ardından yine destekçilerin duygularını sömürücü, istismar edici ve yardımların doğru insanların eline geçmesini engelleyici girişimlerle karşılaşılabilir. Önemli olan istismarı en aza indirmektir.

Eğer yardımlar bir kuruluşa yapılırsa; destekçi, destek ve desteğin ulaştığı kişiler de tarihiyle kayıt altına alınacaktır. Böylece destek veren desteğinin akıbetini takip edebilecek, doğru yer ve kişilere ulaştığından emin olacaktır. Destekçi için bağışladığı para ya da eşyanın doğru ellere teslim edildiğinin kanıtlarını istemek süreci tamamlayıcı en önemli aşamadır.

Milliyeti, dili, dini, kültürü farklı toplumların yerleşkesi olan bölgemiz toplumunun profesyonel, bağımsız, vesayetsiz ve şeffaf bir yardım kuruluşuna ihtiyacı var. Bu alanda birikimli, deneyimli gönüllülerimiz bir araya gelip “Bir dahaki felaket için hazırlık yapmak istiyoruz!” diyerek başlangıç yapabilir. Kurumsal bir yapı oluşturup bölgenin her il ve ilçesinde gönüllü ve destekçi ağı örebilir. Bir taraftan gönüllülere ilgi alanlarına göre teorik ve pratik eğitim verilebilir; diğer taraftan felaket yaşandığında gereksinime göre uygun destekçilere ve gönüllülere ulaşılabilir ya da destekçiler ve gönüllüler kendiliğinden bu yapıya ulaşabilir.

Evrensel ilkelere bağlı kalacak böylesi bir sivil yapı bölge toplumunun her yıkım döneminde yerel ya da bölgesel yaralarını sarabilmesinde inisiyatif alabilir; yaşanacak krizleri yönetebilir, süreci her aşamasında kayıt altına alarak sağlıklı ve hakkaniyetli biçimde yürütebilir; edindiği deneyimi ve desteği bölge dışına da aktarabilir. Dahası ve en önemli işlevlerinden biri olarak; ön çalışmalar ve tavsiyelerle felaketlerin etkilerini önleyici, azaltıcı, koruyucu çalışmalar yapabilir.

Bölge toplumunu bilinçlendirmeyi ve korumayı sağlayıcı bu yapı için geç kalınmış değildir. Hayata geçtiği anda; yardım bekleyen, yalnızlık hisseden, incinmiş toplum refleksinden sıyrılarak; felaket anında ve sonrasında hızla organize olan, kendi gücüne ve birliğine güvenen topluma evrilebiliriz.

Nerina Azad
Bu haber toplam: 3379 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:09:24:14