İsmet Yüce: Şeladize Direnişi

Şeladize direnişi ısrarı, talebi ve sonucu ile Kürd Milli Tarihinin eşsiz örneklerle dolu bir dönüm noktasıdır. Sayısız dersler barındırmaktadır. Örnek bir tarzdır, ayrıntılı incelenip, değerlendirilmelidir. Milletimiz bu haklı taleplerini başka alanlarda, partiler ve ideolojiler üstü, başka biçimlerde de göstermelidir.
01.03.2019, Cum - 08:05
İsmet Yüce: Şeladize Direnişi
Haberi Paylaş

Önce Şeladize neresi, onu anlarsak, durumun önemini ve derinliğini dah iyi anlamış oluruz. Kuzey Kürdistan sınırına yakın Amedi ve Barzan arasında, Çukurca’nın karşısı denebilecek bir alan. Aynı zamanda Zaho ve Duhok bağlantılı, burasıda Batı Kürdistan-Küçük Güney’e çıkıyor. Yapay se-sinur denilebilecek bir yer. Askeri ekonomik, ticari ve ulaşım ilişkileri olarak tam bir stratejik bölge. Bu bahsedilen üçgenin her hangi bir yerinde bu direniş olabilirdi.

Tarihimizde her şey çok kısa sürede unutuluyor, çok az durum tarihe ve tarihi derse kalıyor. Bu direnişin çok boyutlu özelliği var farklı dersler çıkarılması gerekir.

Aynı tarz istekle direniş; Kolombiya savaşında, gerilla ve hükümet üssüne yürüyen yerliler tarafından 2000’lerde dile getirilmiş: ‘Alanımızda savaşıp, bizim, doğamızı, insanımızı, yaşam tarzımızı kültürümüzü öldürmeyin. İkinizide buradan istemiyoruz. Üslerinizi gidin başka yere yapın.’ Tabi orada iki tarafta medeni ve demokrat, çıkıp gitmişler. Ortadoğu veya Kürdistan değil.

Şeladize direnişi ısrarı, talebi ve sonucu ile Kürd Milli Tarihinin eşsiz örneklerle dolu bir dönüm noktasıdır. Sayısız dersler barındırmaktadır. Örnek bir tarzdır, ayrıntılı incelenip, değerlendirilmelidir. Milletimiz bu haklı taleplerini başka alanlarda, partiler ve ideolojiler üstü, başka biçimlerde de göstermelidir.

Her ne kadar üç dört ayrı değerlendirme ve yanlış sahiplenme olmuşsa da, asıl olan, yerel milletin TC vede Gerilla güçlerine ‘buradan gidin’ mesajı alanı sahiplenmedir. Güçler birbirini bahane ederek, bölgenin kültürel, ekonomik, doğal yaşam tarzını zorluyor ve yok ediyorlar. Bölge bağımsız-sahiplenmiş Kürdistan’dır. Bu anlamda savaş talebinin dışındadır. Kürdistan için savaştığını iddia edenler, olan-kazanılmış Kürdistan’ı istikrarsız duruma düşürerek, işgalcilerin hedefi haline getirmemeleri gerekir.

‘Eğer Kürd milli ve ulusal hissiyatıyla baktığımızda bile; Kürd milliyetçiliği, kendi ulusundan olanlara iyi bir hayat sağlamaktır, mevcudu bozmak değildir.’ Hemin Ebdullah’ın; değerlendirmesi tamda bu süreci ve milletimizin talepelerini anlamdıran bir değerlendirme oluyor.

Şu ana kadar bildiğimiz Kürdistan’ın hiç bir yerinde bu tarz yerel millet kendi alan sorunlarını sahiplenip, bir duruş benimseyip, bunu bu tarz pratiğe dökmemişlerdir. Bu bir ilktir. Hiç kimse, hiç kimseye karşı sahiplenmesin. Bu duruş, direniş ve talepler tamamen milletin kendi öz talepleridir. Sonuna kadar haklı ve tüm Kürd Milleti tarafından sahip çıkılması gerken taleplerdir.

Kürdistan Yönetimi’de bu gibi alanlarda her tür iç ve dış askeri faaliyetlere karşı duyarlı olmalı, kısa vadeli, milletimizin çıkarına olmayan davranış ve ilişkilere girmemelidir. Milletin taleplerinin arkasında durmalı, millete destek vermelidir.

Yine bu direnişe bağlı olarak, milli sahiplenmeye bir örnekte Brüksel’de Ala Rengin’e hakaret eden yaklaşıma karşı büyük bir öfke ile milli değerler için, milli birlik gösteren tavır gelişmiştir. Milletimiz artık her yerde anında değerlerine ve çıkarlarına uymayan hareketlere karşı tutumlarını ortaya koyuyorlar. Tepkilerini ölçülü ve zamanında sergiliyorlar. Millet olmanın, bütünlüklü düşünmenin kıstası budur. Milletimiz artık bunu pratikte gösteriyor.

Dünyada belki sadece Kürd Milleti bu bayrağını bu kadar zor kabullendirip, sahiplenip, göndere çekip-çektirmişlerdir. Bunca zahmete rağmen, belkide dünyada bayrağını indiren, indirmeye çalışan bir millettin bireyleridir. Brüksel’deki Kürdistan temsilciliğine yapılan mesnetsiz ve hain saldırı, zorla, neredeyse tırnaklarla kazınarak elde edilen kazanımlara bir saldırıdır. Ne yazık ki kendi bayrağını indiren olarak tarihe geçmiştir. Bayrağımız, en güçlü temsilimizdir. Yukarıdaki Şeladize olayının gündem dışına taşınmasına yardım etmiştir. Her tür Kürd milli çıkarına düşmalıktır. Görüldü ki, milletimiz artık, değerlerine ve tarihine kıskançlıla sahip çıkıyor.

Artık, her bölgede temsilcilerimizde milletimizim bu birlik ve sahiplenme ruhu ile vatanına milli bilinçle sahip çıkmasını görmeli, hareket ve pratiklerini bu Kürdi duruşa göre konumlandırmalıdır.

Nerina Azad
Bu haber toplam: 6864 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:10:06:53