Gülen Cemaati lideri Fethullah Gülen, çözüm sürecine destek verdi ancak yavaş kalındığını iddia etti. Herkesle ortak paydada buluşmak lazım diyen Gülen \"Çözüm süreci sekteye uğrar diye korkuyorum\" dedi.

Cemaat\'in yayın organı Zaman gazetesinde yayınlanan Fethullah Gülen röportajının dördüncü gününde konulardan biri çözüm süreciydi. Bölgedeki barışın bozulmaması gerektiğini belirten Gülen, şöyle konuştu:

\"Bir mümin sulhun yanında olur. Sulhun gerektirdiği tavırları takınır. Orada teraküm etmiş, birikmiş problemler var. Bunlar her defasında silahla çözülmeye kalkıldı. Böyle olunca da katlanarak büyüdü. Şimdi bir sulh ve sükûn süreci var. Bozmamak lazım. Bu, her iki taraf için de düşmanlıkları unutma ve hataları gözden geçirme için iyi bir fırsat.\"

Herkesle ortak payda...

Gülen, bölgede yaşayan herkesi içine alan bir uzlaşma sağlanması gerektiğini söyledi ve ekledi :

\"Bütün bunları ortak bir platformda ele almak lazım. Tepeden bakarak tekebbüre girerek olmaz bu. Bir uzlaşma olacaksa o bölgenin bütününü, farklı düşünen bütün insanını içine alan bir uzlaşma olur. Kimseyi dışlamamak lazım. Siyasi, gayrisiyasi herkesle ortak bir paydada buluşmak lazım. Orada yaşayan insanların problemlerini kendilerinin çözmesine imkan tanımak lazım. Bu hususlarda yavaş kalınırsa çözüm süreci sekteye uğrar diye korkuyorum.\"

Hükümet\'e eleştiri

Gülen, anadilde eğitim hakkıyla ilgili ise Hükümet\'in ileri adım atmadığını iddia etti:

\"Çözüm süreci daha başlamadan, fakir, anadilde eğitim hakkında kanaatimi ifade etmiştim. Bir türlü adım atılmadı. Hâlâ sürüncemede. Bir an evvel Kürtçe eğitim verebilecek kabiliyette öğretmenler yetiştirilmeli. Bu, halkın istemesiyle olacak, bir iş değil. Devletin adım atması lazım. Bu adımları atarken de söz, tavır ve davranışlarımızda lütfedici imajı uyarmaktan uzak durmalı... Türkiye, bunu yaparken Kürt vatandaşlarına gerekli hak ve hürriyetleri tanımanın yanında diğer coğrafyalarda yaşayan Kürtlere de yardım elini uzatmaktan geri durmamalı...Üç temel problemimiz var: Bunları Hz. Bediüzzaman, yaklaşık bir asır önce cehalet, fakirlik ve tefrika olarak ifade ediyor. Bunların hasıl ettiği ümitsizlik; hile, aldatma, karşılıklı güvensizlik gibi meseleler ortada.\"