İsmail Beşikçi’nin Bağımsız Kürdistan ve Ulusal Kongre İlişkin Açıklamaları

<b>Gulan: Dr.
21.07.2014, Pts - 07:55
İsmail Beşikçi’nin Bağımsız Kürdistan ve Ulusal Kongre İlişkin Açıklamaları
Haberi Paylaş
Gulan: Dr. İsmail Beşikçi ile röportajımıza şu soru ile başlatmak istiyoruz: Güney Kürdistan’nın devletleşmesi süreci şimdi hangi aşamadır ve ne gibi adımlar atılması gerekir?

Dr. İsmail Beşikçi: Bağımsız Kürdistan devletinden söz edildiği zaman her zaman yanlış bazı konuşmalara tanık oluyoruz. Herkes Amerika Kürdistan devletinin ilanına karşı, Türkiye, İran ve Suriye Kürdistan devletine karşı, Avrupa karşı ve Kürdistan devletini desteklemiyor. Bana göre bu söylemlerin tümü Kürdistan devleti sürecini geciktiriyor ve yanlıştır. Bu soruna ilişkin önemli ve çözümleyici olan, üzerinde ısrar edilmesi gereken husus, Kürdlerin bağımsızlık ve devleti ilan etmesi için göstereceği iradedir. Bunun için Kürdler Amerika, Türkiye ve İran ile olan sürekli görüşmeleri esnasında meşru ve doğal hakları konusunda ısrarcı olmalılar. Çünkü bağımsız Kürdistan devleti sorunu Amerika, Türkiye ve İran istemediğinden dolayı bir kenara bırakılacak bir sorun değildir. Bağımsız Kürdistan devleti sorunu Kürdlerin isteğidir ve Kürdlerin talepleriyle ilişkilidir. Bundan dolayı bundan ısrar edilmelidir.

Bu tarihsel aşamada Kürdler sorularını ve taleplerini tüm uluslararası merkezlere ulaştırmalılar. Örneğin Kürdler Avrupa Birliğine bir kaç soru sormalılar ve kendilerine demeliler ki „Niçin Avrupa Birliğinin üyesi olan Kıbrıs, Luxemburg ve Malta gibi nüfusları yarım milyona yakın olan devletler var, nüfusu 40 milyondan fazla olan Kürdistan’a devlet olma hakkı meşru görülmüyor?“

Kürdler, Avrupa Parlamentosuna da sormalılar ve kendilerine Avrupa Parlamento’sunun 47 üyesi vardır. Bu 47 devletin içinde Lichtenstein, San Marino ve Monaco gibi üye devletlerde var, ki nüfuslar 40 ve 45 bin arasında değişiyor. Bu devletler Avrupa Parlamentosunun ve Birleşmiş Milletlerin üyeleridirler. Fakat, Kürdler 40 milyonluk bir halktır ve şimdiye kadar bir statüleri yok.

Bundan dolayı Kürdler sürekli olarak Avrupa Birliğine, Amerika’ya ve Uluslararası tüm kuruluşlara eleştiriler yöneltmeli ve hakları konusunda ısrar etmeliler. Bu çok çok önemlidir.

Gulan: Fakat Uluslararası durumda önemli bir faktordur. Kürdler uluslararası durumu görmezlikten gelebilirlermi?

Dr. İsmail Beşikçi: Tek başına uluslararası durumu gözönünde bulundurmak, Kürdlerin Bağımsız Kürdistan devletini ilan etme konusundaki istem ve iradelerine zarar veriyor ve Kürdlerin bağımsız Kürdistan için ciddi adımlar atmasının yolunu kesiyor.

Bağımsız Kürdistan devletinin kurulması için belirleyici olan husus, Kürdlerin ısrarları, istemleri ve iradeleridir. Kürdlerin bu soruna ilişkin istemleri, ısrarları ve iradeleri varsa, başka şart ve mercler önemli değildir ve sözü edilemez. Örneğin 2011 yılında Güney Sudan referandum yaptı, ayrıldı ve devletini ilan etti. Filistin’e Birleşmiş Milletlerde gözlemci statüsü verildi. Bu önemli bir adımdır. Belli bir dönem sonra devlet olacak.

Gulan: Acaba Kürdistan’ın parçalanmasından sonra, bağımsız Kürdistan kurulması için Kürdlerin kaçırdığı tarihsel fırsatlar oldumu?

Dr. İsmail Beşikçi: Kürdler için belli ve açık bir fırsatın gündeme geldiğini söyleyemeyiz. Çünkü Kürdler yalnızca ya Türkiye’nin, ya İran’ın, ya Irak’ın yada Suriye’nin saldırılarılarıyla karşı karşı değil, Kürdistan parçalanmış bir ülke olduğundan dolayı bu dört ülke birlikte doğrudan Kürdistan’a karşı harekete geçiyorlar. Başka bir çok devlet daha bu meseleye karışıyorlar. Kürdistan’ın parçalanmasından sonra bağımsız Kürdistan devletinin kuruluşu kolay değildi. Kürdistan parçalanmadan önce yani 1920’de bağımsız Kürdistan devletinin kurulması daha kolaydı. Aktüel olarakta Kürdistan’ın dört parçasını tek bir devlet çatısı altında da toplamakta kolay bir iş değildir. Niçin? Çünkü, Türkiye, Irak, İran ve Suriye’nın dışında Avrupa ve Amerika gibi devletlerde meseleye dahil olur ve karışırlar. Bundan dolayı tüm bu devletlerin projeleri, Kürdistan’ın dört parçasını tek bir çatı altında birleştirilmesiyle uyuşması zordur. Fakat, önemli olan var olan bu uluslararası durumun Kürdlerin, devlet kurmaya yönelik istem ve iradelerini kırmaya neden olmamalıdır. Şimdi uluslararası durum değişme süreci içindedir, uygun şartlar kısa bir zaman içinde gündeme gelebilir.

Burada bir örnek vermek istiyorum: Eğer biz 1998 yada 1999 yılında Irak’ın geleceğine dair bir plan yapmış olsaydık, kim sayin Celal Talabani gibi bir Kürd liderinin Irak Cumhurbaşkanı olabileceğini tahmin edebilirdi. Fakat, Irak rejiminin yıkılmasından sonra sayin Celal Talabani bir Kürd olarak Irak devlet başkanı oldu. Bundan dolayı daha önce hiç hesaplamadığımız dış koşullar sık sık değişebiliyor.

Gulan: Bir görüşe göre bağımsız Kürdistan devletinin kurulmamasının nedeni, Kürdistani partilerin kendi aralarından birlik oluşturmamalarındandır. Aktüel olarak Kürd evinde barış ne kadar önemlidir? Çevre ile barışmak ne kadar önemlidir?

Dr. İsmail Beşikçi: Daha önce de vurguladığım gibi Kürdistan devleti prosesinde Kürdlerin istemi ve iradeleri tayin edici unsurdur. Bu ise Kürdlerin evinde barış ile olur. Kürdler her şeyden önce tüm çabalarını Kürd Evine barışı yerleştirmek için kanalize etmeliler. Ondan sonra Türkiye ve Suriye gibi komşularla da barış önemlidir. Fakat, her şeyden önce Kürd Evine barışı yerleştirmek önemlidir. İç barış, Kürdlerin kendi kaderlerini tayin etmeleri için kendilerine büyük bir güç verecektir.

Gulan: Acaba Kürdler bu aşamada devlet sorunu için Kürdistan’daki tüm yapılanmaları birleştirmek amacıyla ulusal bir diskursa mı yoksa mıknatisi bir diskursa mı sahip olmalılar?

Dr. İsmail Beşikçi: Bana göre şimdi Kürdistan’da ulusal diskursun kendisi magnetik bir diskurdur ve tüm yapıları birleştiriyor. Fakat, burada önemli olan Kürd ulusal diskursunu tanımlamaktır. Kürd ulusal diskursunun, Fars, Türk ve Arap ulusal diskursundan farklı olduğunu ısrarla ortaya koymak gerekiyor. Niçin? Arap, Türk ve Fars nasyonalizminin amacı Kürdleri boyundurukları altında tutmak, Kürdlerin haklarını gaspetmek ve topraklarını işgal etmektir. Kürd ulusal diskursu bu nasyonalistlerin Kürdlere yönelik baskılara karşı bir diskursdur. Kürd ulusal diskursu Kürdlere karşı yapılan zulum ve baskılara son vermek istiyor, Kürd kültürü ve diline sahip çıkıyor. Tüm bu nedenlerden dolayı daha şimdiden Kürd diskursunun ulusal diskurs olması önemlidir.

Gulan: Açıktır, ki dünyanın büyük güçleri Kürdistan’ın kurulması için Kürdlere yardım etmedikleri gibi, bir çok defa Kürdistan’ın dört parçasında başlatılan devrimleri bastırmak amacıyla Kürdistan’ı işgal eden güçlere yardım ettiler. Acaba Kürdler bu aşamada bu güçlerin desteğini garanti altına almak için ne yapmalılar?

Dr. İsmail Beşikçi: Daha önce de vurguladığım gibi Kürdler açık ve yüksek bir sesle uluslararası sistemi eleştirmeli ve açıkca tüm dünyaya demeliler, ki „Niçin Ortadoğu’da Kürdler 40 milyondan fazla nüfusa sahip olmalarına rağmen bir statüleri yok?“ Dünyayı bu sorularla yüzleştirmek gerekiyor. Niçin Kürdler işgalcilerin baskı ve zulmune karşı harekete geçtikleri zaman Kürd hareketini terör olarak damgalıyorsunuz? Kendilerine sormak lazım niçin dünya halk ve milletlerin haklarından söz ederken Kürdlerin haklarından söz etmiyorsunuz? Kürd meselesi doğal haklar meselesidir, bu koundaki talepleri yüksek sesle dilendirmek ve ısrar etmek lazımdır. İster Amerika, ister Fransa, ister Britanya ve isterse Kürdistan’ı kendi aralarından paylaşan Türkiye, İran ve Suriye olsun bu devletleri Kürd haklarıyla sürekli yüzleştirmek lazım.

Gulan: Kürdler büyük enerji kaynaklarına sahipler. Acaba Kürdler ne kadar bu kaynakları kart olarak kullanarak büyük güçlere yaklaşabilir ve onlardan bağımsızlık için aldıkları destek ile bağımsız Kürdistan devletini kurmayi başarabilir?

Dr. İsmail Beşikçi: Kürdler için petrol ve gaz gibi doğal kaynaklar kartı önemlidir. Önemli olduğundan dolayı Kürdler, kendi doğal kaynaklarının sahibi olmalıdır. Kürdlerin kendileri kendi petrol ve gazlarının sahibi olmalılar. Kürdler bu konulara ilişkin tüm kararları vermeliler ve karar sahibi olmalılar. Petrol ve gaz çıkarmasına ilişkin karar ve bunların satışına ilişkin kararlar Kürdlerin elinde olmalıdır. Eğer Kürdler doğal kaynaklar sahibi ve kendileri bunların üzerine karar sahibi ise bu Kürdlerin geleceği için iyi bir kart olur.

Gulan: Aktüel olarak Güney Kürdistan’ın Türkiye ile çok geniş ilişkileri var. Acaba Güney Kürdistan’da devlet ilan edildiği zaman Türkiye’nin tavrı nasıl olur?

Dr. İsmail Beşikçi: on yıl önce Türkiye’nin Güney Kürdistan’a karşı tavrı çok sertti ve Güney Kürdistan’ın hiç bir siyasi ve yasal kurumunu kabul etmiyordu. Ayrıca Güney Kürdistan’ın geleceğine karşı her türlü büyük engelleri oluşturmaya çalışıyordu. Fakat Türkiye ile Güney Kürdistan arasında ekonomik ve ticari ilişkiler geliştikten sonra, ayrıca Güney Kürdistan petrol ve gaz üretimine geçip ve Türkiye üzerinden dış dünyaya ihraç ettikten sonra, bu son bir kaç yıl içinde Türkiye ve Güney Kürdistan ilişkilerinden büyük değişmeler oldu. Yani ekonomik ve ticari ilişkiler Türkiye’nin siyasetinde yumuşamaya neden oldu, iki taraf arasında siyasi ilişkiler başladı. Bugün Türkiye ve Güney Kürdistan arasında var olan ilişkiler gelecekte esasi ilişkilere dönüşür. İlişkilerin dahada ilerlemesi için Kürdlerin kendi zenginlik kaynaklarına sahip olması ve onlara ilişkin kararları vermeleri gerekiyor. Bundan dolayı Güney Kürdistan’da Kürdlerin tüm çabaları Bağdat’ı petrol ve gaz olayından uzaklaştırmak ve kendileri bu konularda karar sahibi olmalıdır.

Gulan: Şiddet yanlısı Arap şövenistleri tüm güçlerini seferber ederek Kürdlerin çıkarına olan her şeyi tasfiye etmek istiyorlar. Acaba federal Irak’ın çerçevesinde kalmak Kürdlere ne yararı var?

Dr.İsmail Beşikçi: Aktüel olarak Kürdlerin ortak ve birleşik Irak’ta hiç bir çıkarları yok. Bundan dolayı Kürdler bağımsızlığa doğru adım atmalılar. Bu ortak Irak’ta!!!! Acaba Kürd-Arap kardeşliği diye bir şey kaldı mı? Eğer Kürdler kendi bağımsız devletlerine sahip değillerse Kürd-Arap kardeşliğinden söz edilemez. Eğer Kürdlerin Irak’tan bağımsız kendi devletleri olursa o zaman Kürd-Arap kardeşliğinden söz edilebilinir.

Gulan: Şimdi biraz da Türkiye Kürdlerinin meselesine gelelim. Türkiye’de Kürd meselesine dair bir açılım olayı var. Acaba Türkiye bu açılımı Kürd meselesinin meşruluğuna inandığından dolayı mı yoksa aktüel durumda bölge ve dünyadaki gelişmelere karşı muamale etmek için mi gündeme getirdi?

Dr.İsmail Beşikçi: Bu soruna ilişkin Kürdlerin rolü ve mücadelesinin önemli bir rolü var. Buradan Kürdlerin Türkiye’de 30 yıldan daha fazla olan başlatılan mücadelelerinden söz ediyorum. Kürdlerin bu mücadelesi Avrupa Birliği ve Avrupa Parlamentosu üzerinde etkisini gösterdi ve Avrupa Birliğine tam üye olmak için kandidat olan Türkiye’ye karşı bir tavır geliştirdi.

Avrupa Birliği Türkiye’nin üyeliği meselesinde kendisine verdiği yol haritasında „eğer Avrupa Birliğine üye olmak istiyorsan üye olmadan önce Kürd meselesini çöz“ diyor. Burada esas faktor, Kürdlerin Kürd sorununu çözmek için istem ve mücadeleleridir. Bir örnek vermek istiyorum: Avrupa Birliği Türkiye’ye Birliğe üye olmak istiyorsan acil adımlar atmanız gerekiyor. Türkiye’nin Avrupa Birliğine üye olabilmesi içinde en önemli adım, Kürd meselesinin çözümüdür. Fakat, Türkiye’nin Kürdlerin bazı haklarına karşı tavrı çok katıdır ve yumuşatılmamıştır. Şimdiye kadar Türkiye Kürd dilinden eğitimi kabul etmiyor. Fakat, tüm bunlara rağmen yeniden ısrarla vurguluyorum Kürd sorununun çözümü meselesinde Kürdlerin tavrı çok önemlidir. Türkiye’nın Kürd dilinden eğitime karşı gösterdiği bu katı tutuma karşı eğer Kürdlerin kendi dillerini öğrenme istemi ve iradeleri olsa Türkiye’de her Kürd ailesi evini bir okula çevirir. Evlerinde çocuklarına ana dillerini Kürdçe’yi öğretir. Çocuklar Kürdçe konuşur ve Kürdçe yazabilirler. Eğer aileler içinde bu sorun çözülürse, ailelerden halkın günlük yaşamına kadar yayılır. Böylelikle Kürdçe yazım dili haline gelir. Türk devleti kabul etmeye mecbur kalır. Bundan dolayı Türkiye’de Kürd meselesinin çözümü için Kürdlerin tavrı Türkiye’nin tavrından daha önemlidir.

Gulan: Bir söylem var „ Türkiye’nin Avrupa yolu Diyarbakırdan geçiyor“ diye. Size göre bu söylem ne anlama geliyor?

Dr.İsmail Beşikçi: Bu söylemin manası Türkiye Avrupa Birliğine üye olmak istiyor. Eğer böyle bir istemi varsa Kürd meselesini çözmesi gerekiyor.

Gulan: Belli bir dönem önce Güney Kürdistan’da Kürdistan’ın dört parçasındaki Kürdleri ulusal bir kongre de birleştirmek amacıyla bir toplantı yapılacaktı. Fakat, Kongre olmadı. Acaba Ulusal Kongre Kürdler için ne kadar önemlidir?

Dr.İsmail Beşikçi: Kürd Ulusal Kongresinin başarılı olabilmesi için kongreden önce Kürdlerin bazı prensipler konusunda anlaşmaları ve çözmeleri gerekir. Ulusal Kongrenin başarısı için tüm Kürd taraflar arasında askeri bir antlaşma yapılması gerekiyor ve prensipler konusunda anlaşmaları gerekiyor. En önemli mesele, Kürdistan bayrağı meselesidir. Örneğin bugün Güney Kürdistan’da dalgalanan bayrak 1927 yılında Xoybun Partisi tarafından yapıldı. 1946 yılında Mahabad’ta Kürdistan Cumhuriyeti ilan edildiği zaman Cumhuriyetin bayrağı olarak bu bayrağı dalgalandırdılar. Fakat, şimdi PYD ve PKK bu bayrağı reddediyor ve diyorlar ki bu bayrak bizi bağlamıyor. Her şeyden önce bayrak meselesini çözmek gerekiyor. Bayrak meselesi çözülmeden Ulusal Kongre’nin hiç bir kiymeti ve manası yoktur.

Gulan: Son soruyu sizin Kürd meselesine ilişkin yaklaşımınız hakkında sormak istiyoruz. Siz uzun yıllardan beri Kürd meselesine dair bilimsel araştırmalar yapıyorsunuz. Acaba sizin Kürd meselesine dair bu yaklaşımınız bilim dostluğundan mı yoksa insan dostluğundan mı kaynaklanıyor? Ayrıca Kürdlere ilişkin yaklaşımınız size ne kazandırdı ve ne kaybettirdi?

Dr.İsmail Beşikçi: Açıktır, ki Kürd meselesi hem toplumsal ve hem de siyasal bir meseleledir. Ben bir akademisiyen olarak Kürd meselesine önem verdim ve bilimsel olarak bu meseleyi anlamaya çalıştım. Her ne kadar başlangışta bilim dostu olarak bu mesele ile ilgilendim ise de süreç içinde meselenin haklılığı insan dostuluğu dimensiyonunu da beraberinden getiriyor. Birinci etapta önemli olan Kürd meselesinin bilimsel açıdan sosyal ve siyasal bir mesele olduğunu anlamak gerekiyor. Bu sorunuzun ilk bölümünün cevabı..... Sorunun ikinci bölümüne gelince açıktır, ki bilimsel olarak meseleyi anladığmız zaman, meselenin meşru bir mesele olduğunu görüyoruz. O zamanda devlet sana karşı baskı uyguluyor, idari cezalandırma yoluna gidiyor ve hapse atıyor. Burada sorun acaba daha önceden bu baskı ve cezalandırmaların geleceğini biliyormuyduk? Kuşkusuz evet. Çünkü, eğer senin bir gerçekliğe inancın varsa o sana güç veriyor. Bir şekilde insan kendisini tüm ihtimallere karşı hazırlıyor. Bu güç insana devletin baskılarına , ister idari ve isterse hapis olsun karşı koymaya götürüyor. Her halü karda nasıl Kürd meselesi sosyal ve siyasal olarak bilimsel bir çerçevede değerlendirmek gerekiyorsa, devletin baskı ve cezalandırmalarını bilimsel bir çerçevede değerlendirmek gerekiyor.

Röportaj : Gulan Gazetesi

Çeviri: Aso Zagrosi

Not: Sarı Hoca bir bilim dostu ve Kürd dostu olarak yaşamının tümünü Kürd ve Kürdistan araştırmalarına adayan bir bilim adamı olarak, Kürdistan’ın son gelişmelerini değerlendiriyor. Güney Kürdistan’da çıkan Gulan gazetesi adına Keywan Reşani ve Rehim Ahmed İsmail Hoca ile Kürdistan’ın bağmsızlığından ulusal kongreye kadar çok geniş bir alanı kapsayan bir röportaj yapmışlar. Bu röportajı zaman darlığından dolayı serbest çevirerek Biz Kuzey Kürdleri ile paylaşan

Aso Zagrosi\'ye teşekkür ederiz.

Nerina Azad
Bu haber toplam: 10999 kişi tarafından görüldü.
Son Güncellenme:05:32:14