Türkiye Savunma Bakanlığı’nın (MSB) Mart ayı sonunda yayınladığı fotoğraflarda, Libyalıların Türk M60A1 tanklarında eğitim aldığını gösteriyordu, ki bu durum açıklanmayan sayıda tankın Türkiye tarafından Kuzey Afrika ülkesine uygulanan Birleşmiş Milletler silah ambargosuna doğrudan aykırı olarak Libya'ya teslim edildiğinin bir başka kanıtı.
Savunma dergisi Jane's ise, MSB tarafından yayınlanan diğer görüntülerde, Türkiye’nin müttefiki Ulusal Mutabakat Hükümeti (GNA) kuvvetlerinin Türk yapımı T-155 Fırtına kundağı motorlu topçu sistemi (Suriye'deki Türk operasyonlarında sıklıkla kullanılan türden) ve bir T-122 Sakarya çok fırlatmalı roket sistemi üzerinde eğitim aldığını gösterdiğini yazıyor..
Türkiye’nin Libya’ya askeri müdahalesi ile GNA’nın düşmanı Halife Hafter’in doğudaki Libya Ulusal Ordusu’nu (LNA) 2020 ortalarında geri püskürtülmesini kesin olarak sağlaması, Türk ordusunun Kuzey Afrika ülkesindeki yerini korumasının önün açtı.
Türkiye, Trablus’un yanı sıra stratejik açıdan önemli diğer alanlarda kısa ve orta menzilli hava savunma füze sistemleri kurdu ve hatta hava kuvvetleri bünyesindeki F-16 avcı-bombardıman jetlerinin gelecekte olası konuşlandırılmaları için Batı Libya'daki büyük El Vatiya hava üssünü bile hazırladı.
Peki M60'lar bu resmin neresinde?
İsrail merkezli istihbarat firması MAX Security'nin istihbarat müdür yardımcısı Oded Berkowitz, "Türk Savunma Bakanlığı 30 Mart'ta Libya'ya en az üç M60A1 tankı konuşlandırdığını görsel olarak doğruladı" diye yazdı. "Görsellerin yayınlanması, doğrudan bir bildiri şeklinde değil, yerel güçlere sağlanan eğitim ve destek vurgulanırken dolaylı bir referanstı."
Libya'da M60A1'leri gösteren gayri resmi fotoğraflar en azından Kasım 2020'ye kadar uzanıyor. ABD yapımı bu tür tanklar hiçbir zaman eski Libya cephaneliğinin bir parçası olmadı.
Bu tanklar çok eski ve 1990'ların başından beri Türk Ordusu'nun envanterinde yer alıyorlar, bu da Türkiye'nin en azından bunların küçük bir kısmını GNA‘ya devretmeye karar vermiş olmasının nedenlerinden biri olabilir. Ankara nihayetinde eski M60'ları, ürettiği yerli Altay MBT ile değiştirmeyi planlıyor.
Berkowitz, "M60A1, Türkiye gibi modern bir ordu için çok eski, ancak Türkiye'nin onu Libya'ya konuşlandırması," bir adamın çöpü başka birinin hazinesidir" sözünü doğrulayan bir durum olduğu gibi LNA ile olası bir çatışmanın yeniden başlaması veya başka herhangi bir olası çatışma öncesinde GNA/GNU’nun askeri gücü ve yeteneklerinin Türk tedarik hatlarına bağımlılığını artırıyor“ şeklinde ifadeler kullanıyor.
“Türkiye her ne kadar artık bu tankları pek kullanmasa da, GNA‘nın sınırlı sayıdaki zırhlı yeteneklerine önemli bir destek sağlayabilir, özellikle de LNA cephaneliğinde yer alan "tankların ezici çoğunluğunun çok eski ve bakımsız [Rus yapımı] T-55 / 62'ler ve az sayıda T-72'ler olduğunu göz önünde bulundurursak" diyor.
M60'lar, çoğu zırhlı araç gibi, Libya'da yaygın olan anti-tank güdümlü füzelere ve son çatışmanın sonucunu belirlemede önemli bir rol oynayan drone saldırılarına karşı savunmasız oldukları için kesinlikle oyun değiştirici değiller.
Berkowitz, "Bunlar, MBT'lerin modern savaş alanındaki doğal sınırlarıdır ve bu durum bir tanka, belirli ülkelere veya silahlı gruplara özgü bir şey değil" diyor.
Libya uzmanı ve İsviçre merkezli Global İnisiyatif enstitüsünün kıdemli üyesi Jalel Harchaoui, Libyalılardan elde edilen tanıklıklara dayanarak, M60'ların Şubat-Mart 2020'de teslim edildiğini tahmin ediyor.
Bir röportajında "Bu yeni bir teslimat değil, Temelde Türkiye'nin Misrata ve Trablus'a gemiyle her türlü malzeme teslimatını yaptığı bir anda oldu" diyor.
Bu dönemde Türkiye, GNA‘yı desteklemek ve LNA saldırısını püskürtmek için büyük miktarlarda askeri donanım, danışman ve Suriyeli milis sevk etti.
Harchaoui, "M60'lar bu resmin bir parçasıydı" diyor.
ABD'de üretilen askeri donanımı üçüncü bir ülkeye veya partiye aktarmak, herhangi bir son kullanıcı sözleşmesinin ihlalini önlemek için genellikle ABD'nin onayını gerektiriyor.
Ancak Harchaoui, M60'ların eski tanklar olduğu gerçeğinin, Ankara’nın onları GNA’ya devretme kararını etkilemiş olabileceğine inanıyor.
Sonuçta, Washington için daha kışkırtıcı olabilecek daha gelişmiş veya modern donanımlar yerine bu tür eski donanımların transferi söz konusu olduğunda Türkiye’nin ABD’den en azından zımni bir yeşil ışık alma olasılığı daha yüksek.
Türkiye büyük olasılıkla BM'nin Libya'ya yönelik silah ambargosunu periyodik olarak ihlal etmeye devam edecek çünkü başta el Vatiye olmak üzere Libya'da kontrol ettiği üslerin bakımı için gerekli askeri teçhizatı transfer etmek zorunda.
Berkowitz, Ankara'nın başından beri “buna asla tam olarak uymadığını” belirtiyor. “Ülkede zaten çok sayıda Türk personeli, tankları, zırhlı araçları, topçuları, insansız hava araçları, hava savunma sistemleri, elektronik harp sistemleri, hafif silahlar, fırkateynler ve diğer deniz araçları var, bu yüzden aniden fikirlerini değiştirmeleri için hiçbir neden yok” diyor ve ekliyor: “Bu nedenle, eğitim ve diğer askeri faaliyetlerin yanı sıra Türk silahlarının ve malzemelerinin ülkeye transferini bekleyebiliriz."
Harchaoui bu öngörüyü tekrarlıyor, ancak gelecekteki ambargo ihlallerinin şu anda Libya'da “savaş olmadığı” için ilave tank transferlerini içereceğine şüpheyle bakıyor: "Büyük olasılıkla Libya’da, tipik olarak daha fazla tank göndermeyi gerektirecek büyük bir savaşa sahne olmadan birkaç ay daha geçecek."
Ancak ülkede çatışma bir kez daha alevlenirse, Türkiye şüphesiz Trablus'taki müttefikini ve Batı Libya'daki üslerini korumak için gereken her türlü donanımı gönderecektir. Ancak M60 veya diğer tankların ek transfer olasılığı pek olası değil.
Harchaoui, Türkiye'den Libya'ya silah naklinin iki farklı aşaması olduğunu söylüyor. İlki, Hafter’in 4 Haziran’da gerçekleştirdiği saldırıyı geri püskürtmesine yardımcı olmak için GNA’ya silah ve kuvvet aktardığı Ocak ve Mayıs 2020 arasında gerçekleşti.
Harchaoui, "Kesinlikle dikkate çekici olan şey, bu olay gerçekleşir gerçekleşmez, Türkiye kendi üslerini sağlamlaştırmak, yenilemek ve güçlendirmek için bir dizi silah transferine başladı, birincil örnek el Vatiye’dir" diyor.
GNA, LNA'ya karşı saldırıya geçtiğinde, Türkiye silah transferlerinin ikinci aşamasına geçti. Bu “hacimli malzeme transferleri” Haziran 2020'de başladı ve birçok bakımdan günümüze kadar devam ediyor.
Bununla birlikte, ikinci aşama birinciden belirgin şekilde farklı.
LNA'ya karşı bir karşı saldırı gerçekleştirmek için yapılan ilk aşamadan farklı olarak ikinci aşama, çok sağlam bir temeller kümesi üzerinde Türk kontrolünü sağlamlaştırmak gibi açık bir hedefe sahip.
Harchaoui, "Haziran zaferinden sonraki transferler, çok net bir ifadeyle, Türkiye'nin Libya'dan ayrılmaya niyeti olmadığını gösteriyor. Türkiye'nin ayrılmayı düşünmesi için çok uzun bir dönem ve ABD gibi güçlü ülkelerin çabaları gerekiyor" diyor.
“M60'lar ikinci aşamanın değil, ilk aşamanın bir parçasıydılar."