İsrail Dışişleri Bakanı ve İsrail'i yöneten mevcut koalisyon hükümetinin mimarı Yair Lapid, 12-14 Ekim tarihlerinde ABD'ye bir ziyaret gerçekleştirdi.
Bu ziyarette İsrail'in İran'a karşı ABD'den istediklerini alıp alamadığı konusu, İsrail'de gündemin ilk maddesi.
Ziyaret ve görüşmelerde ABD Dışişleri Bakanı Antony Blinken'in "mümkün olan her seçeneğe" atıfta bulunması İsrail'de bazı kesimlerde zafer olarak değerlendirildi.
Bazı kesimler ise bunu "ABD'nin her zamanki oyalama söylemleri" olarak nitelendirdi.
İsrail Dışişleri Bakanı Yair Lapid ve çevresinin ABD'nin İsrail'e desteğine dair "daha iyimser" olduğu belirtilirken İsrail Başbakanı Naftali Bennett'in çevresinin "daha karamsar" olduğu iddia ediliyor.
Kimi uzmanlar bu tavrın, Lapid'in geldiği sol çevrenin daha iyimser, Bennett'in geldiği sağ çevrenin daha karamsar yapısıyla ilgili olduğunu belirtiyorlar.
"Nükleer anlaşma temel kriter"
İran'a askeri müdahale kararı ihtimali, İran'ın nükleer anlaşmaya geri dönmemesi durumuyla gündeme geliyor. İsrail, ABD ile bu konuda yaptığı görüşmelerde İran'ın ancak nükleer anlaşmaya geri dönmemesi durumunda askeri seçenek ihtimaliyle karşı karşıya kalması şartını kabul etmiş görünüyor.
Üst düzey bir İsrailli diplomatik kaynağın isminin açıklanmaması koşuluyla Al-Monitor'a yaptığı açıklamada "Her seçenek askeri seçeneği de içeriyor" dediği aktarıldı.
Al-Monitor'e göre, basın toplantısında Blinken'e yöneltilen "askeri seçeneğin her seçenek ifadesine dahil olup olmadığı" sorusunun bilinçli olarak soruldu. Bu soruya verdiği cevapta Blinken, askeri seçeneğin de masada olduğunu inkar etmedi.