ABD’de 5 Kasım’da gerçekleştirilecek başkanlık seçimleri, ABD dünyada hâlâ küresel sistemin belirleyicisi olduğuna göre 2024 yılının en önemli seçimleri olacak. Başkanlık seçimleri öncesinde Demokrat Parti’nin lideri Başkan Joe Biden ile Cumhuriyetçilerin lideri eski başkan Donald Trump arasında geçen ilk canlı yayın münazarası, Biden açısından kelimenin tam anlamıyla “felaketle” sonuçlandı. Münazarada 82 yaşındaki Biden’ın Trump karşısında zaman zaman donup kalması, soruları karıştırması, sayıları karıştırması, vs. gibi olaylar, Biden’ın yaşından ve mental yeterliliğinden dolayı dünyanın en güçlü ülkesine bir dönem daha başkanlık yapmaya ne kadar hazır olduğuyla ilgili seçmenin kafasında ciddi soru işaretleri oluşturdu. Nitekim TV’deki tartışmanın ardından yapılan anketlerde, Biden’ın zaten önünde olan Trump’ın oy oranında yüzde 2,5’a kadar ekstra bir artış kaydedildi.
Uzun lafı kısası, Demokrat Parti seçime bu kadar kısa zaman kalmışken başkanlık adayını çok güçlü bir figürle değiştirmediği ya da Trump hakkında olağanüstü bir mahkeme kararı, vs. olmadığı müddetçe, Donald Trump gümbür gümbür Beyaz Saray’a geliyor gibi gözüküyor.
ABD seçimleri sonuçları itibarıyla neredeyse bütün dünyayı ilgilendirdiği için sadece ABD kamuoyu değil, tüm dünya nefesini tutmuş başkanlık seçimlerinin nasıl sonuçlanacağını bekliyor.
Peki öngörülerimiz doğru çıkar da Donald Trump kazanırsa ne olacak? O zaman bizi nasıl bir dünya bekliyor? Bu sorunun cevabını, ta 2024 yılı başında düzenlenen bir küresel güvenlik zirvesinde, önde gelen uluslararası ilişkiler profesörleri yanıtlamaya çalışmıştı.
Yeni tip bir ekonomik model
Örneğin Özyeğin Üniversitesi Öğretim Üyesi Prof. Dr. Evren Balta’ya göre Trump’ın kazanması demek, ABD’de ve dünyada yeni tipte bir ekonomik modelin olması anlamına geliyor.
Zira Trump, daha önceki başkanlık döneminde Neo-Keynesyen korumacı ekonomik politikaları benimsemiş ve Çin’le ABD arasındaki ticaret savaşlarını başlatmıştı. (Biden’ın önerdiği ekonomik model bu politikadan geri dönüşü içeriyordu.)
Bunun dışında Trump’ın ilk başkanlık döneminde güttüğü ABD’nin Ortadoğu’dan çekilmesi, NATO’dan uzaklaşması, vs. gibi tüm dünyada Amerikan hegemonyasının daha da azalması anlamına geliyor.
AB’nin güvenlik sorunu
Kadir Has Üniversitesi Uluslararası İlişkiler Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Serhat Güvenç’e göre de Trump’ın seçilmesi durumunda NATO, tamamen Avrupa güvenliğine vakfedilmiş bir bölgesel güvenlik örgütüne dönüşebilir. Çünkü ABD NATO’dan çıkmasa bile, Trump’ın başkanlığı ABD’nin Avrupa güvenliğine yönelik taahhüdünü azaltması anlamına gelecek. Trump aylardır bağıra bağıra seçilirse Rusya-Ukrayna savaşında Ukrayna’ya olan askeri ödeneği keseceğini söylüyor. Bunun da sadece Ukrayna değil, tüm Avrupa üzerinde bir etkisi olacağı muhakkak. Yani Trump’ın yeniden seçilmesi durumunda Avrupa’nın kendi güvenliğini kendisi kıvırması gerekecek.
Dünyada Trump gibi politikacıların iş başına gelmesiyle küreselleşme gitgide daha da sürdürülemez hale geliyor. Güvenç, bu durumda dünyanın ekonomik küreciklere bölüneceğini, Çin merkezli yeni bir ekonomik parasal sistemin ortaya çıkma ihtimalinin hiç de yabana atılır gibi olmadığının altını çiziyor.
Halihazırda Rusya- Ukrayna savaşı, İsrail’in Gazze’ye saldırısı, olası bir İsrail-Lübnan savaşı ihtimali, olası bir Asya-Pasifik savaşı ihtimali ve bazı liderlerin üçüncü dünya savaşı riski açıklamalarıyla zaten diken üstünde olan dünyanın, Trump’ın seçilmesi durumunda nasıl bir bilinmeze doğru evrileceğini yaşayıp göreceğiz.