Suriye'de 27 Kasım'da ordu ile Heyet Tahrir Şam (HTŞ) liderliğindeki silahlı gruplar arasında başlayan çatışmalar devam ediyor. Suriye Milli Ordusu (SMO) da Suriye ordusuna karşı "Saldırıyı Püskürtme Operasyonu" başlatan HTŞ liderliğindeki gruplarla beraber hareket ediyor. Suriye'deki çatışmalar sürerken, ABD Dışişleri Bakanlığı'ndan Suriye'deki duruma ilişkin açıklama yapıldı.
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Matthew Miller, dün düzenlediği günlük basın toplantısında, Suriye'deki gelişmelere binaen politikalarında herhangi bir değişiklik olmadığını belirterek, "Görmek istediğimiz şey, gerginliğin azaltılması, sivillerin ve azınlık gruplarının korunmasıdır, ancak genel politikamız aynı. Bu iç savaşı kesin olarak herkes için sona erdirecek ciddi ve güvenilir bir siyasi süreç görmek istiyoruz" dedi.
'Görmek istediğimiz şey ileriye dönük bir siyasi süreç'
BM Güvenlik Konseyi (BMGK) tarafından 2015'te alınan ve Suriye'de iç savaşı bitirmek amacıyla siyasi süreci teşvik eden 2254 sayılı karara işaret eden Miller, Suriye rejimi üzerinde nüfuzu olan her ülkenin, Esad yönetiminin kendi halkıyla diyalog kurarak siyasi süreç başlatması ve iç savaşa devam etmesini engelleyecek BM kararlarının tam olarak uygulanması için çaba sarf etmesini umduklarını söyledi.
Miller, Esad için de "Esad, ellerinde Suriye'deki masum sivillerin, kendi halkının kanı olan acımasız bir diktatördür. Sonuç olarak, görmek istediğimiz şey ileriye dönük bir siyasi süreçtir, ancak Suriye halkının liderlerinin kim olduğunu belirleyebileceği bir süreç" dedi.
Mıller'a 'Türkiye' sorusu: isyancılara mesaj var mıydı?
Bir basın mensubu, günlük basın toplantısında, Matthew Miller'a ABD'nin Suriye konusunda nasıl bir politika nüfuzu olduğu sorusunu yöneltti. Dışişleri Bakanı Antony Blinken ve mevkidaşı Hakan Fidan'ın bir telefon görüşmesi yaptığını hatırlatan gazeteci, "Türkiye'nin muhtemelen bu isyancılar üzerinde diğerlerinden daha fazla nüfuzu var. Burada Türkiye'ye ya da Türkiye üzerinden isyancılara bir mesaj var mıydı" sorusunu sordu.
Miller, yanıtında şöyle dedi: "(Blinken'ın) Dışişleri Bakanı Fidan ile yaptığı özel diplomatik konuşmaya girmeyeceğim ama bölgedeki ülkelerle tüm konuşmalarımızda her ülkeyi gerilimin azalması için nüfuzunu kullanmaya çağırmaya devam ediyoruz. Hiçbir ülkenin Suriye'deki durumdan, Suriye'deki istikrarsızlıktan avantaj sağlamaya çalıştığını görmek istemiyoruz. Tüm ülkelerine gerilimin düşürülmesi, sivillerin korunması ve nihayetinde siyasi sürecin ilerlemesi için nüfuzunu kullandığını görmek istiyoruz."
'Türkiye'ye suriye'den çekilme çağrısı yapıyor musunuz?'
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü'nün 'Suriye rejimi üzerinde nüfuz sahibi olan ülkelerden nüfuzunu kullanmasını' istediği hatırlatılarak sorulan "Peki, temel olarak El Kaide olan El Nusra'dan doğan, gerçekten bir terör örgütü olan HTŞ üzerinde nüfuzu olan ülkeler?" sorusuna da yanıt verdi. Miller, yanıtında, "Söylediğim gibi, Suriye'deki herhangi biri üzerinde nüfuzu olan her ülkenin bu nüfuzunu durumun gerilimini düşürmek için kullanması gerektiği konusunda çok açığız" dedi. Miller, bu sözlerine yanıt olarak bir basın mensubunun sorduğu "Türkiye dahil mi?" sorusuna cevabında, "Her ülke dahil" diye konuştu.
"Bu konu hakkında Türkiye ile konuşuyor musunuz?" sorusuna yanıtında Miller, "Dışişleri Bakanı dün Türkiye Dışişleri Bakanı'yla konuştu... Özel diplomatik konuşmalara girmeden; bölgedeki ülkelerle tüm konuşmalarımızda gerilimin düşürülmesi için baskı yapmak üzere nüfuzlarını kullanmaları yönünde çağrı yapıyoruz" dedi. Bir basın mensubu, bunun üzerine Miller'a şu soruyu yöneltti: "Bölgedeki pek çok analist, Türkiye'nin temelde Halep ve İdlib'i ilhak etmek için çok fazla emeli olduğuna inanıyor. Halihazırda Suriye'nin yaklaşık yüzde 11'ini kontrol ediyorlar, işgal ediyorlar. Muhtemelen bunun yüzde 30'unu kontrol ediyorlar. Türkiye'ye Suriye'den çekilme çağrısı yapıyor musunuz?"
ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü Miller, bu soruyu şöyle yanıtladı: "Özel diplomatik konuşmalara girmeyeceğim. Nihayetinde, Suriye halkının ülkelerinin geleceğine karar vereceği ileriye doğru bir yol görmek istiyoruz. Suriye dışında hiçbir ülke, dünyanın herhangi bir yerindeki hiçbir ülke değil... Bu Suriye halkının meselesi, başka hiç kimsenin değil."