19 Ocak’ta Berlin’de yapılan Libya Konferansı’nda alınan en önemli karar yabancı ülkelerin silah ve militan göndermesinin engellenmesi yönündeydi. Ancak son günlerde Türkiye’nin Libya’ya asker, silah ve militan göndermeyi yoğunlaştırdığına dair iddialar artış gösteriyor.
Son olarak Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın Berlin’de verdiği sözleri tutmadığını ve anlaşmayı ihlal ettiğini belirtti.
Libya açıklarında demirleyen iki Türk firkateyni ile ilgili iddiaların doğru olduğunu belirten Macron, Türkiye'yi Libya'nın egemenliğini ihlal etmek ve Avrupa ile Batı Afrika'nın güvenliğini tehlikeye atmakla suçladı.
Libya’daki gelişmeler konusunda ABD ise genellikle sessiz bir tavır içinde. Ancak ilk kez üst düzey bir Amerikalı yetkili Türkiye’yi anlaşmayı ihlal etmekle suçladı.
Kongre kayıtlarına giren açıklamasında Townsend, ‘Rus paralı askerlerine karşı denge oluşturmak amacıyla Türkiye’nin son dönemde gönderdiği asker ve teçhizat gerginliği tırmandırma riskini artırıyor ve her iki ülke de gerginliği kendi lehine çevirmeye çalışıyor. Hem ABD ve hem de NATO için kötü bir sonuç doğuracak olan, Rusya’nın NATO’nun güneydoğu kanadında petrole ulaşması ve askeri üsler inşa etmesidir.’ dedi.
Türkiye ve Libya arasında 27 Kasım’da imzalanan anlaşma ile Trablus merkezli Ulusal Mutabakat Hükümeti’ne her türlü asker, silah, istihbarat, lojistik desteği sağlanması öngörülüyor. Cumhurbaşkanı Erdoğan, Türkiye’nin Libya’ya asker gönderdiğini, ancak bu askerlerin daha çok geri planda çalışacaklarını söylemişti. Ancak Erdoğan’ın açıklamalarında Libya’ya ordu dışı askeri unsurlar gönderileceğini ima etmesinden sonra Batı medyasında Türkiye’nin Libya’ya Suriyeli militanlar gönderdiğine dair haberler yayınlanmaya başladı. Son olarak İngiliz The Guardian gazetesi Türkiye’nin en az iki bin Suriyeli militanı Trablus hükümetine destek için Libya’ya gönderdiğini yazmıştı.
TBMM, 2 Ocak’ta aldığı kararla Libya’ya asker gönderilmesi kararını Erdoğan’ın inisiyatifine bırakmıştı.
Erdoğan pek çok kez Rusya’nın Wagner şirketini hedef göstererek, Rusya’nın Libya’ya paralı asker gönderdiğini belirtmişti. Ancak Rusya Lideri Vladimir Putin, bu tür paralı askerlerin kesinlikle Rusya hükümetinin emrinde olmadığını belirterek, bu tür iddiaları reddetmişti.
Trump’ın iktidara gelmesinden bazı ülkelerden askerlerini çekeceğini açıklamasından sonra gözler ABD’nin Afrika Kuvvetler Komutanlığı’na çevrilmişti. Trump’ın ilk etapta Afrika’daki birliklerinden en az altı bin askeri çekmesi bekleniyor.
Afrika’da Çin’in hızla yükselen bir ülke olması ABD’de endişe meydana getiriyor. Rusya’nın da Libya üzerinden bu kıtaya açılma ihtimali ABD tarafından büyük bir güvenlik riski olarak değerlendiriliyor.
Rusya’nın Mısır ve Birleşik Arap Emirlikleri tarafından desteklenen Libya Ulusal Ordusu Halife Hafter’in arkasında olduğunu belirten Townsend, ‘Rusya’nın Afrikalıların aleyhine olarak Rus çıkarlarını korumak, Afrika’daki bozuk rejimleri desteklemek ve küresel bir Rus askeri alanı oluşturmak için büyük bir faaliyet içinde olduğunu’ belirtiyor.
Geçtiğimiz yıl Kasım ayında Rus paralı askerlerin bir Amerikan dronunu düşürdüğünü de belirten Townsend, Rusya’nın halihazırda Afrika ülkelerine gerçekleştirdiği silah ihracatının 2017’de bir milyar doları bulduğunu, 36 ülke ile de askeri anlaşmalar yaptığını ifade ediyor.
Senato Silahlı Hizmetler Paneli’nde devam eden oturumlarda ABD’nin Afrika’dan asker çekmesinin özellikle terörle mücadeleye büyük bir zarar vereceği belirtiliyor.