Rudaw’ın sorularını yanıtlayan Erdemir, Biden döneminde ABD-Türkiye ilişkilerinin kişisel ilişkilerden kurumsal ilişkilere doğru geçiş yaşayacağını belirterek, Trump’ın dört yıllık görevi boyunca, Erdoğan ile yakın bir kişisel ilişki geliştirdiğini Biden’ın ise bu tarz bir ilişki modeline devam etmeyeceğini söyledi.

Erdemir, “Biden’ın Kürt meselesine bakışını nasıl değerlendiriyorsunuz?”sorusuna şu yanıtı verdi:

“Biden ve dış politika ekibi demokrasi, insan hakları ve hukukun üstünlüğü konularına Trump ekibine kıyasla çok daha fazla önem vermektedir. Türkiye ile olan ilişkilerde bu konu başlıklarının sıklıkla gündeme gelmesi şaşırtıcı olmayacaktır. Biden\'ın kariyeri boyunca Kürtlere duyduğu yakınlık ve Kürtlerin hak ve özgürlüklerini savunmada gösterdiği çaba başkanlığı döneminde de devam edecektir. Biden, Türkiye\'nin görevden aldığı veya siyasi gerekçelerle hapsettiği Kürt siyasetçileri de gündeme taşıyacaktır, Türkiye\'nin Kürt barış sürecine dönmesi için teşvik edici girişimlerde bulunacaktır.”

Erdemir, ayrıca Biden’ın Rojava tutumu ve Türkiye’ye yönelik insan hakları ihlallerine yönelik tavrı üzerine de konuştu:

“Biden ve ekibi, 2018 yılında Trump\'ın Rojava\'dan çekilme kararını yüksek sesle eleştirmiş ve bu konuda geri adım atılmasını sağlamıştı. Biden, başkanlığı döneminde de ABD kuvvetlerinin Rojava\'da bulunmasını ve tehdit altındaki gruplara yönelik yeni katliam girişimlerini ve insan hakları ihlallerini engellemek için caydırıcı bir rol oynamasını sağlayacaktır. Aynı zamanda da Rojava\'da demokrasi ve çoğulculuğun kurumsallaşması ve PYD ile ENKS arasındaki görüşmelerin ilerlemesi için çaba gösterecektir. Bu vesileyle de Türkiye ile Suriyeli Kürtler arasındaki ilişkileri güvene dayalı bir zemine taşımaya çalışacaktır.

Biden\'ın bir diğer özelliği de transatlantik ilişkilere verdiği önem ve Avrupa Birliği ile eşgüdüm içinde hareket etme istediğidir. Başkanlığı döneminde Avrupa Birliği ve Avrupa Konseyi kurumlarının Türkiye\'de temel hak ve özgürlüklerin güvence altına alınmasına ilişkin tüm girişimlere destek verecektir. ABD\'nin bu alandaki açık tavrı Avrupalı kurum ve siyasileri de Türkiye konusunda geçtiğimiz dört yıla kıyasla daha proaktif bir söylem ve politika geliştirmeye yönlendirecektir.”