Bolton daha önce yaptığı açıklamalarda Trump’ın “güvenilmez” bir lider olduğunu ve yeniden seçilebilme hayalleriyle Amerika’nın güvenliğini tehlikeye attığını söylemişti.
Trump’tan sert eleştiri
Amerika’nın Sesi’nin “Plugged In” adlı televizyon programında Susteren’in konuğu olan Bolton, “The Room Where It Happened” adlı yeni kitabında Trump yönetiminde görev aldığı dönemi anlatıyor. Trump’ın ve üst düzey danışmanlarının tepkisini çeken ve tartışmalara neden olan kitapta Bolton, başkana atfen bir dizi usulsüzlük ve dış politika hatalarını sıralıyor. Beyaz Saray’da Trump yönetiminde yaklaşık 18 ay görev yapan kıdemli dış politika uzmanı Bolton geçen yıl Eylül ayında görevinden ayrıldı. Trump, Bolton’u görevden aldığını iddia ederken, Bolton istifa ettiğini söylemişti.
Trump’ın fevri davranan, yetersiz bir lider olduğunu ve siyasi çıkarları uğruna İran ve Kuzey Kore gibi Amerika’nın düşmanlarına taviz vermeye hazır olduğunu savunan Bolton, röportajda “Trump sürekli, tıpkı Kim Jong Un ile yaptığı gibi, Ayetullahlarla da yanyana oturma eğiliminde” dedi.
Bolton, Trump’ın tedirgin edici diyaloglarına şahit olduğunu aktararak, başkanın yeniden seçilebilmek için Çin lideri Xi Jinping’den yardım istemeyi gündeme getirdiğini ve “sevdiği diktatörlere iyilikler yaparak” hukuki soruşturmaları durdurmayı göze aldığını söylüyor. Bolton’ın aktardıklarına göre, Trump ayrıca Venezuela’yı işgal etmeyi çekici bulma konusunda fikrini değiştirerek Venezuela’nın otokrat lideri Nicolas Maduro’yu “akıllı” bir lider olarak tanımladığına dikkat çekiyor.
Bolton ayrıca Trump’ın, Ukrayna lideri Volodimir Zelensky’ye, ABD’deki rakibi Joe Biden’la ilgili kritik ve zarar verici bilgi toplamak için baskı yaptığına da şahit olduğunu söylüyor. Söz konusu iddia bu yılın başında Trump’ın azledilme soruşturmasına konu olmuştu.
Başkan Donald Trump, Bolton’un kitabını “yalanlar silsilesi ve uydurulmuş hikayeler” sözleriyle eleştirdi, Bolton’un gizli bilgileri açığa çıkararak yasaları ihlal ettiğini iddia etti.
Geçen hafta, bir mahkeme, Trump yönetiminin Bolton’un kitabının yayınlanmasının durdurulması yönündeki talebini reddetti. Hakim, bununla birlikte, Bolton’un tek taraflı bir şekilde hareket ederek bu bilgileri paylaşmasının ulusal güvenlik açısından endişe yarattığını da savundu.
Dışişleri Bakanı Mike Pompeo da Bolton’a “vatan haini” yakıştırması yaparak, Amerikan halkının güvenini sarsmak ve yalan söylemekle suçladı.
Bolton’un kitabında, Trump’ın Çin lideri Xi Jinping’den Amerikan tarım ürünlerinin ithalatını arttırarak kendisinin yeniden seçilme çabalarına destek olmasını açıkça talep ettiği yazıyor. Xi’nin bir milyondan fazla Uygur’u ve diğer Müslüman azınlıkları kamplara yerleştirme planlarına Trump’ın gözyumduğu da Bolton’un kitabında yer alan iddialar arasında.
Beyaz Saray’ın üst düzey ticaret yetkililerinden Peter Navarro ise Bolton’un bu iddialarını reddederek Trump’ın Çin’e, taraflı ticaret yaklaşımı ve Hong Kong’a baskısı nedeniyle yaptırım uyguladığını hatırlatmıştı.
Trump yönetimi bu ay, bazı Çin yetkililerine yönelik insan hakları ihlalleri nedeniyle yaptırım uygulama kararı aldı.
Bolton neden azil soruşturmasında bildiklerini anlatmadı?
Bolton, kitabında, ayrıca, bu yılın başında başkanın azledilme soruşturmasının ana konularından olan, Trump’ın yeniden seçilme şansını arttırmak amacıyla Ukrayna’dan uygunsuz bir şekilde yardım istediği iddialarını da doğrulayıcı ifadelere yer veriyor.
Bolton, Susteren’e verdiği söyleşide, “Ukrayna’nın odak noktası olması tamamen Trump’ın hem Hillary Clinton hem de Joe Biden gibi siyasi rakiplerine zarar vermeye yönelikti. Kesinlikle Ukrayna’daki yolsuzlukla ilgili değildi” dedi.
Trump, hakkındaki azil soruşturmasında, Demokrat rakiplerine zarar verecek bilgileri araştırıp toplaması için Ukrayna liderine baskı yapmakla, bu koşullar yerine getirilmezse Ukrayna’ya askeri yardımı kesme tehdidinde bulunmakla suçlanmıştı. Azil soruşturması Cumhuriyetçiler’in çoğunlukta olduğu Senato’da Trump’ın aklanmasıyla sonuçlanmıştı.
Kitabında aktardığı bilgileri daha önce paylaşmamakla eleştirilen Bolton, bunu yapmış olsa dahi soruşturmanın sonucunda bir değişiklik olmayacağı düşüncesinde olduğunu söylüyor.
Bolton’un Trump’ın dış politikadaki eksikliklerini eleştirmesinin altında, İran, Kuzey Kore ve Venezuela gibi ülkelerdeki otoriter liderlerin sadece ekonomik baskı ve askeri tehdit yoluyla değiştirilebileceği görüşü yatıyor. Ancak birçok dış politika uzmanı ve yetkili bu görüşü savunmuyor.
Uzmanlar Bolton’u değerlendiriyor
Merkezi Wahington’da olan Brookings Enstitüsü’nden kıdemli dış politika uzmanı Michael O’Hanlon, “John Bolton kariyeri boyunca büyük oranda yanlış görüşteydi” diyor ve zorla köşeye itilen aşırıcı rejimlerin teslim olmadığını savunuyor.
Bolton, Başkan Trump’ın Kuzey Kore lideri Kim Jong Un’la 2018’de Singapur’da düzenlenen zirvede buluşmasına karşı çıkmıştı. Bolton ayrıca, Kuzey Kore’nin nükleer denemelerini askıya alma kararına karşılık olarak Trump’ın Güney Kore’yle olan ortak askeri tatbikatlarını tek taraflı olarak durdurma kararının da tüm güvenlik ekibini şaşkınlığa uğrattığını söylüyor.
Singapur’daki zirvede Un ve Trump, Kore’nin tamamen nükleerden arındırılması hususunda tarihi bir uzlaşıya varmıştı. Ancak daha sonra müzakereler sekteye uğradı ve geçen yıl Hanoi’de düzenlenen ikinci bir zirvede Washington’un Kuzey Kore’ye yönelik yaptırımları azaltmayı kabul etmemesiyle birlikte tamamen sona erdi.
Bolton İran’la ilgili olarak da geçen yıl Trump ile İran lideri Hasan Ruhani’nin görüşme ve İran’a karşı yaptırımları azaltma olasılığına da karşı çıkmıştı.
Bolton ayrıca, Taleban’la görüşmelerin ardından ABD askerlerinin Afganistan’dan çekilmesine de onay vermemiş, Camp David’de Trump ile Taleban yetkilileri arasında görüşme düzenlenmesi planlarına da karşı çıkmıştı.
Tüm Amerikan başkanlarının yurt içinde siyasi destek kazanmak için dış politika başarılarından faydalanması ülke siyasetinde alışılmış bir durum. Ancak Bolton, Trump’ın diplomatik zafer elde edebilmek uğruna uzun vadeli güvenlik önceliklerini riske atmasından endişe duyduğunu belirtiyor.
Atlantik Konseyi Avrasya Merkezi’nden ulusal güvenlik uzmanı Mark Simakovsky de aynı görüşte. Simakovsky, “Başkan Trump’ı kendisinden önce gelen başkanlardan ayıran şey, kararlarının birçoğunun sadece kendi siyasi çıkarlarına ve liderlerle olan kişisel etkileşimine dayanıyor olması” diyor.
Bolton, geçen yıl Eylül ayında, İran’ın bir Amerikan insansız hava aracını düşürmesine misilleme olarak İran’a hava saldırısı planını Trump’ın iptal etmesinin ardından istifa ettiğini söylüyor. Trump ise Bolton’un işine son verdiğini…
Bu yıl Ocak ayında Irak’ta düzenlenen ABD hava saldırısında İranlı General Kasım Süleymani’nin öldürülmesine Bolton’dan destek gelmişti.