İki bakanın F-16 konusu dışında Suriye ve Ukrayna’da devam eden savaşları değerlendirmeleri, bu kapsamda özellikle Ankara’nın Şam ile yakınlaşmasını ve Washington’un YPG ile devam eden işbirliğini ele almaları bekleniyor. NATO’nun İsveç ve Finlandiya’yı bünyesine alarak genişlemesi Bakan Blinken’ın gündeminde önemli bir yer tutuyor.
BBC Türkçe'nin haberinde, Çavuşoğlu-Blinken görüşmesi birçok açıdan kritik bir döneme rastlıyor. İki bakanın görüşmesinden sadece bir gün sonra Amerikan Kongresi’nin Türkiye’ye F-16 satışına ilişkin resmi görüşünü iletmesi bekleniyor.
İki dışişleri bakanının masasındaki en önemli konu başlığını da bu satışa onay verilip verilmeyeceği oluşturuyor. Türk-Amerikan ilişkilerinde yaşanan gerilimin 2021 sonuna doğru düşmesinin ardından Türkiye, F-35 savaş uçağı programından çıkartılması nedeniyle hava gücünde zafiyet yaşamamak için ABD’den 40 yeni F-16 savaş uçağı ve mevcut filoları için de 79 adet modernizasyon kiti almak için resmi başvuruda bulunmuştu.
24 Şubat 2022’de başlayan Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişimini kınayan, Montreux Sözleşmesi uyarınca boğazları Rus savaş gemilerine kapatan ve Ukrayna’nın savunması için silahlı insansız hava araçları sağlayan Türkiye’nin bu pozisyonunu takdir eden Washington, hem Türkiye hem de NATO’nun hava gücüne destek olacağı gerekçesiyle F-16 satışına destek verdiğini ilan etmişti.
Biden yönetimi, ayrıca, ABD Kongresi’nden Türkiye’ye F-16 satışını koşula bağlayan adımlarını da etkisiz hale getirmiş ve sürecin önünü açmıştı.
Ankara’da yapılan değerlendirmelerde, başta Senatör Bob Menendez olmak üzere az sayıda senatörün satışla ilgili itirazını sürdüreceği ancak F-16 satışı için gerekli onayın Kongre’den çıkacağı öngörülüyor.
Hem Ankara hem Washington F-16 satış sürecinin sorunsuz tamamlanmasını son dönemde normalleşme sinyalleri veren Türk-Amerikan ilişkileri açısından önemli bir adım olarak görüyorlar.
ABD: İsveç-Finlandiya için NATO onayı verilsin
Türkiye ile süren F-16 satış sürecinin ABD açısından bir başka önemi de Rusya’nın Ukrayna’yı işgalinin ardından NATO’ya katılım başvurusunda bulunan İsveç ve Finlandiya’ya ilişkin onay sürecine olumlu yansıyacak olması.
İki İskandinav ülkesinin PKK ve diğer örgütlere serbestlik vermesi, faaliyetlerini engellememesi ve önde gelen liderlerine sığınma hakkı vermesinden dolayı ittifaka katılımını öteleyen Ankara, gerekli Meclis onayının ancak 2022 Haziran ayında imzalanan üçlü protokolde yer alan unsurların tamamen uygulanması durumunda verileceğini kaydediyor.
ABD’nin liderlik ettiği önde gelen Batı ülkeleri ise İsveç ve Finlandiya’nın koşulları karşıladığını ve bir an önce ittifaka katılarak Rusya’ya güçlü bir mesajın verilmesi gerektiğini düşünüyorlar. ABD Dışişleri Bakanı’nın bu konuda Washington’un yaklaşımını Çavuşoğlu’na bir kez daha aktarması öngörülüyor.
Ancak Ankara’da yapılan değerlendirmeler, geçen hafta Stockholm’de Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ı hedef alan gösterilerin ardından gerekli onayın Türkiye’de Mayıs ayında yapılması beklenen seçimlerden önce olmasının güçleştiğini gösteriyor.
ABD, 'Suriye ile diyalog' konusunda rahatsızlığını saklamıyor
Çavuşoğlu-Blinken görüşmesinde önemli yer tutacak bir diğer konu Suriye’de devam eden istikrarsızlık ve bu kapsamda Türkiye ile Suriye arasında Rusya arabuluculuğunda başlayan diyalog süreci.
ABD, Şam yönetimi ile hiçbir ülkenin temas kurmaması gerektiğine ilişkin mesajını Aralık ayı sonunda Türkiye, Suriye ve Rusya savunma bakanlarının Moskova’da yaptıkları ilk görüşmenin ardından birden fazla kez kamuoyuna verdi.
Çavuşoğlu-Blinken görüşmesinde Türk tarafının süreçle ilgili bilgi vermesi ve bu yakınlaşmanın özellikle ABD’nin Demokratik Suriye Güçleri’nin omurgasını oluşturan YPG’yi (Halk Savunma Birlikleri) desteklemeye devam etmesinin sonuçlarından biri olduğu mesajını vermesi bekleniyor.
ABD, Suriye’de yerleşik IŞİD ile mücadelesinde Ankara’nın terör örgütü olarak değerlendirdiği YPG ile 2015’den bu yana ortaklık yapıyor ve bu gruba askeri destek veriyor.
Çavuşoğlu, ABD’ye hareketinden önce İran Dışişleri Bakanı Hüseyin Emir Abdullahiyan ile düzenlediği basın toplantısında, YPG’nin bazı ülkelerden aldığı destek ile "Suriye’yi bölmek ve bir terör devleti kurmak amacında olduğu" düşüncesini bir kez daha dile getirdi.
Türkiye, ABD ve Rusya’dan 2019’da verdikleri sözleri tutup YPG’yi Türkiye sınırından en az 30 kilometre güneye geri çekilmeye zorlamalarını bekliyor. Bu adımın atılmaması durumunda ise yeni bir sınır ötesi operasyonla başta Tel Rifat ve Münbiç olmak üzere Rojava'daki (Suriye’nin kuzeydoğusu) YPG varlığını temizleyeceğini kaydediyor.
ABD ve Rusya ise yeni bir askeri operasyona karşı olduklarını açıkladılar. Washington’daki görüşmelerde ABD’nin bu yöndeki telkinlerini bir kez daha iletmesi bekleniyor.