İsrail’in önde gelen medya kuruluşlarından Haaretz’de Alexander Griffing imzasıyla yayınlanan “Trump Suriye’nin Kürtlerini terkediyor: Türkiye şimdi ‘Laik Ütopya’nın hayallerini ezecek mi? başlıklı analizde ABD’li askerlerin koruması olmaksızın Kürtlerin Türkiye, Esad ve IŞİD arasında sıkışıp kalacakları tespitine yer verildi.
Kürtlerin, Uluslararası Koalisyon’un hava desteği ile önce Kobane, ardından Rakka ve Rojava’yı özgürleştirdiği ve özerk bir bölge haline getirdiği dile getirilen analizde, ABD başkanı Donald Trump’un ABD birliklerini Suriye’den çekme kararı ve Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan’ın saldırı tehdidi ile Suriye’deki Kürtlerin özerklik günlerinin sonuna gelindiği ileri sürüldü.
Kürtlerin 2016’da diğer etnik grupları kendi yönetim organlarına dahil ederek oluşturdukları Kuzey Suriye Demokratik Meclisi’nin 2 milyon kadar insanı IŞİD’e karşı, azınlık haklarını, dinsel hoşgörüyü, toplumsal cinsiyet eşitliğini ve doğrudan demokratik yönetimi teşvik ederek yönettiği dile getirilen analizde Rojava’nın “laik bir ütopya” meydana getirdiği vurgulandı.
Türkiye, Irak, İran ve Suriye’de yaklaşık 30 milyon Kürd’ün yaşadığı dile getirilen analizde “Kürtlerin devletsiz yaşayan dünyanın en büyük etnik topluluğu olduğu” vurgulandı.
Erdoğan: ABD askerleri hedefimiz değil
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın 2015 Haziran ayında yaptığı bir konuşmada “Suriye’nin kuzeyinde veya güneyinde herhangi bir devlet oluşumuna hiçbir şart altında izin vermeyeceklerini” dile getirdiği hatırlatılan analizde, geçtiğimiz Çarşamba günü yaptığı bir diğer açıklamada ise Rojava’ya gerçekleştirecekleri yeni saldırılarda hedeflerinin asla ABD’li askerler olmayacağını söylediği belirtildi.
Türkiye destekli Özgür Suriye Ordusu’nun (ÖSO) komutanlarından Yusuf Hamud’un geçtiğimiz hafta Reuters’a verdiği söyleşide Türkiye destekli operasyonun eş zamanlı olarak bir çok noktadan başlatılacağını ve bunların Menbiç, Girê Spî (Tel Abyad) ile Serêkanî (Resulayn) olduğunu dile getirdi.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu’nun, Trump’un 2.000 ABD askerinin Suriye’den geri çekilme kararı konusunda önceden bilgilendirildikleri dile getirilen analizde, Pentagon, Savunma Bakanlığı ve ABD Kongresi’nin bu bilgilendirilmeden muaf tutulduğu ileri sürüldü.
Marco Rubio: Suriye’den çekilme kararının destekleyen birini buldum
Çekilme kararı sonrasında ABD senatosu Dış İlişkiler Komitesi Başkanı Bob Corker’ın “Ne olduğu konusunda hiçbir fikrim yok.”, Senato Silahlı Hizmetler Komitesi Başkanı Jim Inhofe’nin “Bilmiyorum ama bilgilendirilmem gerekiyordu. Muhtemelen başta bizim komitemiz olmak üzere tüm Kongre’yi bilgilendirmeleri gerektiğine inanıyorum.” şeklinde şaşkınlık içeren demeçlerine yer verilen haberde Trump’ın geri çekilme kararının kendi yandaşlarından da sert eleştiriler aldığı dile getirildi.
Senator Lindsey Graham’ın “Obama tarzı büyük bir hata” olarak nitelendirdiği geri çekilmeyi, IŞİD’in Suriye, Irak ve Afganistan’da henüz yenilgiye uğratılmadığı, bu süreçte gerçekleştirilecek bir geri çekilmenin IŞİD, İran, Beşar Esad’ın Suriye’si ve Rusya için büyük bir galibiyet olacağı sözleriyle sertçe eleştirdi.
Analizde bir diğer Senatör Marco Rubio’nun Rus Büyükelçiliği’nin geri çekilme kararını öven paylaşımına atıfta bulunarak “Suriye’den çekilme kararının destekleyen birini buldum” imalı paylaşımına da yer verildi.
