İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu, ABD Başkanı Donald Trump ile kritik görüşmeler yapmak üzere 7 Temmuz’da Beyaz Saray’ı ziyaret edecek. Ziyaret, Trump’ın Gazze’de ateşkes, Hamas’la rehine anlaşması ve bölgesel dengeleri değiştirecek bir süreci—Suriye ile diplomatik açılım dahil—hızlandırma çabalarının ortasında gerçekleşiyor.
Bu ziyaret, İsrail Stratejik İşler Bakanı Ron Dermer’in Gazze, İran ve diplomasinin bir sonraki aşaması hakkında ABD’li yetkililerle yaptığı temasların ardından geldi. Beyaz Saray’dan bir yetkili, Netanyahu’nun görüşmelerinde bölgesel meselelerin ele alınacağını, özellikle de İsrail’in Gazze’de süren savaşı ve Suriye’nin yeni Cumhurbaşkanı Ahmed Şara yönetimiyle son zamanlarda atılan diplomatik adımların konuşulacağını söyledi.
ABD Başkanı Trump, Gazze’deki çatışmaları sona erdirme konusunda artan bir aciliyet hissi taşıdığını belirtti. Geçtiğimiz hafta gazetecilere “Önümüzdeki hafta içinde bir ateşkes sağlayacağımızı düşünüyoruz,” dedi. Truth Social üzerinden de “GAZZE’DE ANLAŞMAYI YAPIN. REHİNELERİ GERİ ALIN!!!” çağrısında bulundu. Beyaz Saray Sözcüsü Karoline Leavitt pazartesi günü yaptığı açıklamada, savaşın sona erdirilmesinin başkanın önceliği olduğunu belirterek, “O hayatları kurtarmak istiyor,” dedi.
Ancak Netanyahu’nun ziyareti öncesinde bazı tartışmalar da gündeme geldi. Trump, İsrail’in Netanyahu’ya yönelik süren yolsuzluk davasını iptal etmesi çağrısını defalarca yineledi; bu davanın hassas müzakereleri engellediğini savundu. Trump, “Bibi Netanyahu’ya karşı kontrolden çıkmış savcıların yaptıkları DELİLİK,” ifadelerini kullandı. Kendi hukuki sorunlarıyla da mücadele eden Trump, davanın Hamas ve İran’la yürütülen diplomasiyi sekteye uğrattığını belirtti ve ABD’nin İsrail’e yaptığı askeri yardımları davanın iptaliyle ilişkilendirebileceğini ima etti.
“Amerika Birleşik Devletleri, başka hiçbir ülkeye olmadığı kadar, her yıl milyarlarca dolar harcayarak İsrail’i koruyor ve destekliyor. Buna artık göz yummayacağız,” dedi. Netanyahu ise bu desteği memnuniyetle karşıladı ve “Birlikte, Ortadoğu’yu yeniden büyük yapacağız!” yanıtını verdi.
Netanyahu, İran çatışması ve Gazze savaşı sonrasında artan ulusal güvenlik sorumluluklarını gerekçe göstererek yargılamasının iki hafta ertelenmesini talep etti. Netanyahu; rüşvet, dolandırıcılık ve güveni kötüye kullanma suçlamalarıyla yargılanıyor. Bu davalar, önceki başbakanlık dönemlerine kadar uzanıyor ve dört yılı aşkın süredir çeşitli nedenlerle—bunların bazıları Netanyahu’nun kendisi tarafından talep edilmişti—ertelenmiş durumda.
Gazze ve dava sürecinin ötesinde, Trump, Ortadoğu diplomasisinde yeni bir cephe daha açtı: ABD'nin Suriye’ye yönelik yaptırımlarının çoğunu kaldırdı ve İsrail ile Suriye arasında keşif amaçlı temasları başlattı. Bu görüşmeler, Beşar Esad rejiminin geçen yıl çöküşü ve eski İslamcı muhalif lider Ahmed el-Şaraa’nın iktidara gelişiyle mümkün oldu. Şaraa, İsrail ile barışa açık bir tutum sergiliyor.
ABD ve İsrailli yetkililer, şu anda “çok erken ve yumuşak” aşamada olan güvenlik düzenlemeleri üzerine görüşmeler yürütüyor. Bu süreç, iki ülke arasında normalleşmeye yol açabilir. Netanyahu’nun, Başkan Trump’ın Suriye özel temsilcisi Tom Barrack’a, İsrail’in işgal altında tuttuğu bazı Suriye topraklarından—Hermon Dağı'nın bazı bölümleri dahil—aşamalı olarak çekilme karşılığında tam barışı değerlendirebileceğini söylediği bildirildi.
Ancak olası bir atılımın önünde engeller var. Bunların başında 1981’de İsrail’in ilhak ettiği Golan Tepeleri’nin statüsü geliyor. İsrail Dışişleri Bakanı Gideon Sa’ar bu hafta yaptığı açıklamada, “Golan Tepeleri herhangi bir gelecekteki anlaşmada İsrail’in bir parçası olarak kalacaktır,” dedi.
Netanyahu’nun yaklaşan ziyareti; diplomatik bir yeniden başlangıç, hukuki bir mücadele alanı ve her iki liderin de İran’a karşı kazanılmış ortak bir askeri zafer olarak gördüğü sürecin kutlaması olabilir.