ABD Temsilciler Meclisi Silahlı Hizmetler Komisyonu’nun oturumunda Kongre üyelerinin sorularını yanıtlayan Esper, Türkiye’nin NATO ekseninden uzaklaşmasından endişelendiğini söyledi.
Türkiye ile ABD’nin 70 yıldır ortaklığı devam ettiğini belirten Esper, “Suriye ve Türkiye konusunda en büyük kaygım esasında Türkiye ve Rusya. Türkiye’nin NATO ekseninden uzaklaşıyor olmasından endişeliyim. Bana göre bizi bekleyen görev, Türkler’i tekrar NATO ittifakına nasıl çekebileceğimizin yolunu bulmak. Çünkü bence Türkiye çok kritik önemde bir ülke ve 70 yıla yakın süredir ortağımız” dedi.
Türkiye’nin Rojava’ya gerçekleştirdiği operasyonun IŞİD’e karşı mücadeleyi daha da karmaşık hale getirdiğini ifade eden Esper, buna rağmen Savunma Bakanlığı (Pentagon) IŞİD’in kalıcı yenilgiye uğratılması misyonunu devam ettirebileceklerinden emin olduğunu vurguladı.
Esper, Türkiye’nin de Rojava ve Suriye’yle ilgili iki endişesinin olduğuna dikkati çekerek, birincisinin PKK unsurlarının Türkiye’ye girerek Türk halkını hedef alan saldırılar düzenlemesi, ikincisinin de Türkiye’deki 3 milyon civarındaki Suriyeli sığınmacının durumu olduğunu belirtti.
ABD Savunma Bakanı, Rojava’da şu anda durumun genel anlamda stabil düzeyde seyrettiğini kaydederken, bununla birlikte hiçbir ateşkesin kusursuz olmadığını, bölgede Türkiye destekli güçlerin bulunmasının da “kestirilmesi güç” bir hal yarattığını söyledi. Esper, “Ama genel anlamda hissiyatım, kuzeydoğu Suriye’de vaziyetin aşağı yukarı stabil hale geldiği yönünde” ifadesini kullandı.
ABD Genelkurmay Başkanı Orgeneral Mark Milley de, bölgedeki durumun biraz sakinleştiği noktasında aynı yönde görüş bildirdi ancak kesin bir hükümde bulunmak için erken olduğu uyarısında bulundu.
Tampon bölgedeki gelişmeler
Türkiye’nin oluşturduğu 30 km’lik tampon bölgenin her iki tarafında da Suriye ve Rusya’nın olduğunu söyleyen Milley, “ Burası hala bu güçler arasında dinamik bir hareketliliğe sahne olan bir yer. Bunu çok yakından takip ediyoruz” dedi.
Amerikalı komutan, Demokratik Suriye Güçleri’nin de (DSG) gelişmeler ışığında kendilerini yeniden konumlandırdıklarını belirterek“Kuzeydoğu Suriye’nin doğusundaki kesimde hala onlarla çalışıyoruz. Diğer bazı bölgelerde de Ruslar ve Suriye rejimiyle çalışıyorlar. Yani hedeflerini ve Suriye’deki çeşitli unsurlarla savaşlarını sürdürüyorlar” dedi.
Milley bir soru üzerine, IŞİD mahkumlarının tutulduğu hapishanelerin güvenliği konusunda şu anda bir riskin bulunmadığını, DSG’nin bu hapishaneleri kontrolü altında tuttuğunu söyledi. Milley, Rojava’da 30 km’lik harekat bölgesindeki hapishanelerin ise Türkiye’nin sorumluluğunda olduğunu kaydetti.
Esper bir soruyu yanıtlarken, gelecek aylarda dikkatle izlemeleri gereken unsurlardan birinin, Türkiye Suriyeli sığınmacıları Rojava’ya yerleştirmeye başlarken bu sürecin Kürt bölgelerine doğru hareket eden Kürtler’le bir karışıklığa yol açıp-açmayacağı olduğu değerlendirmesinde bulundu. Savunma Bakanı, “Bu süreçte kargaşa olmasını bekliyorum, bu olmaya başladı bile. Bunu çok dikkatle takip edeceğiz” diye konuştu.
ABD Savunma Bakanı Esper, “Önümüzde iki senaryo vardı. Ya Türkiye’nin saldırısı karşısında askerlerimizi orada tutmaya devam edecektik ki hem ben hem Genelkurmay Başkanı Milley, askerlerimizin hayatını riske atmaya değmeyeceği noktasında aynı görüşteyiz, ikincisi de uzun geçmişe sahip bir NATO müttefikiyle savaşmak gibi makul olmayan bir seçenekti” diye konuştu.
Rusya Ortadoğu’da etkisini artırmayı hedefliyor
Esper bir Kongre üyesinin “Rusya’nın Suriye’de artan etkisinden endişeli misiniz?” sorusunu yanıtlarken, bundan endişe duyduğunu ancak esas endişesinin, Rusya’nın Ortadoğu’nun diğer kesimlerindeki faaliyetleri, örneğin Mısır’a, Suudi Arabistan’a ya da diğer yerlere yayılma çabaları olduğunu belirtti. Bu noktada tekrar sözü Türkiye-Rusya ilişkilerine getiren Esper, “Rusya’yla ilgili daha büyük mesele, Rusya ve Türkiye arasındaki bağlar. Beni gerçekten endişelendiren Rusya-Türkiye bağları” ifadesini kullandı.
ABD’nin “Kürtler’e ihanet ettiği” eleştirilerine yönelik sorulara da muhatap olan Esper, DSG’yle yapılan anlaşmanın IŞİD’e karşı savaşla sınırlı olduğunu, kuzeyde özerk bir Kürt devleti kurulması ya da Türkiye’ye karşı Kürtler’le birlikte savaşılması gibi bir taahhüdü kapsamadığını belirtti.
YPG, terör örgütü mü?
Bir Kongre üyesinin “Türkiye’nin ana kaygısının YPG güçlerinin PKK’ya sızması ve Türkiye içerisindeki saldırılara karışması olduğu” şeklinde hatırlatmada bulunduğu bir sorusu üzerine Esper, “Bence aramızdaki temel görüş farklılığı, YPG’nin bir yabancı terör örgütü olup olmadığı. Biz, diğer birçok NATO müttefikimizle beraber, öyle olmadığını düşünüyoruz. Ancak Türkler öyle olduğunu düşünüyor. Şu anda NATO’nun da zararına olacak biçimde NATO’daki bazı adımları geciktirmelerinin nedenlerinden biri bu” diye konuştu.
Bu konuya bir çözüm bulmaları gerektiğine işaret eden Esper, sahada kimin terör örgütü olduğu kimin olmadığı noktasında ayrım yapmanın güçlüğüne dikkati çekti, bunun tespiti için imkanları dahilindeki en iyi değerlendirmeyi yaptıklarını vurguladı.
Esper, Türkiye’nin kaygılarını ele almaya çalıştıklarını söylerken, operasyon olana kadar güvenli bölge oluşturmak için Türkiye’yle birlikte çalıştıklarını hatırlattı ancak bunun Türkler’i hala tatmin etmediğini belirtti.