AFP’ye konuşan Alman Federal Meclisi Üyesi ve Yeşiller Partisi Milletvekili Max Lucks, hayatta kalan Ezidilerin durumuna dikkat çekerek, “Onlar hala tehlikede” değerlendirmesinde bulundu.

Katliamların “soykırım” olarak tanınmasının önemini vurgulayan Lucks, “Bu, Ezidi toplumunun yaşadığı travmaların üstesinden gelmeleri için önemli bir adımdır” ifadelerini kullandı. Max Lucks, “Güvenli bir yaşam ve barış, Ezidi toplumu için politikamız olsun” şeklinde konuştu.

Bu arada Almanya'da bir mahkeme, Aralık 2021’de Iraklı IŞİD üyesi Taha el-Cumali'yi müebbet hapse mahkum etmişti.

Bu kararla, tarihte ilk kez bir IŞİD üyesi Ezidi Soykırımı'ndan hüküm giymiş oldu.

Frankfurt'ta görülen davada, beş Ezidi kız çocuğunu öldürmekten yargılanan Irak vatandaşı Cumali soykırım, insanlığa karşı suç, savaş suçu ve insan kaçakçılığı suçundan hüküm giymişti.

Ayrıca Belçika ve Hollanda parlamentoları da geçtiğimiz yıl Ezidilere yönelik katliamı soykırım olarak tanımıştı. Almanya ile birlikte şu ana kadar 17 ülke ve uluslararası örgüt Ezidi Kürtlere yönelik soykırımı tanıdı.

IŞİD’in 2014 Ağustos’unda Şengal ve çevresinde Ezidi Kürtlere yönelik soykırımı tüm dünya tarafından halen tanınmadı.

Kürdistan Bölgesi Hükümeti Avrupa Birliği Temsilciliği’nin girişimleri sayesinde bazı adı geçen Avrupa ülkeleri bu yönde adım attı.

Ezidi Soykırımı

3 Ağustos 2014’te Ezidi Kürtlerin yaşadığı Şengal’e saldıran IŞİD örgütü, binlerce masum Ezidi’yi katlederek toplu mezarlara gömmüş, binlercesini de kaçırmıştı.

Kaçırdıkları Ezidi erkeklerinin çoğunu infaz eden, kadın ve kız çocuklarını ise köle pazarına satan IŞİD’in elinden kurtulan kişiler, yaşananları uluslararası kuruluşlara ve sivil toplum örgütlerine anlatarak seslerini dünyaya duyurdu.

Kürdistan Bölgesi Hükümeti de Duhok merkezli Kaçırılan Ezidileri Kurtarma Ofisi’ni kurarak, IŞİD’in kaçırdığı kişileri kurtarmak için çaba gösterdi ve bu sayede kaçırılan kişilerin yarısından fazlası ailelerine kavuştu.

Halen 3 bin dolayında Ezidi Kürt’ün akıbeti bilinmiyor.