Avrupa Parlamentosu’nun (AP) Türkiye Raportörü Kati Piri, AP\'nin tek başına Türkiye\'nin AB üyeliği sürecini \'dondurma\' veya askıya alma yetkisi olmadığını belirterek, \"Salı (yarın) günü oturumda Yüksek Temsilci Mogherini konuşma yapacak, karar çıkacak. Ve bu kararda da AB liderlerine, Türkiye’de bir şeylerin tekrar normalleştiğini görene kadar, katılım müzakerelerini geçici olarak dondurma çağrısında bulunacağız\" dedi.
Piri, \"AP sadece siyasi bir sinyal gönderebilir, tek başına bir karar alamaz. Ama 8 parti grubunun AB liderlerine aralık ortasındaki toplantı için yollamak istediği siyasi mesaj, \'Türkiye ile katılım müzakerelerini dondurun çünkü şu andaki hükümet bu görüşmeler için samimi taahhütte bulunmuyor\'; \'bugüne kadar yaptığımız gibi devam edemeyiz\' demenin zamanı geldi\" diye konuştu.
\"Türkiye’de de, Avrupa’da da vatandaşlarımız, sahip olduğumuz tek gücü, ‘yumuşak gücü’, ‘değerlerimizi’ yeniden güçlendirmemizi istiyor\" diyen Piri, \"Bu Türk halkına karşı değil; kesinlikle Türk vatandaşlarını cezalandırmak için değil ama bu ‘bizim belli değerlerimiz var ve bu aşamada Türk hükümeti bu değerleri paylaşmıyor. Bu nedenle de bir işaret veriyoruz’ demek\" ifadesini kullandı.
Piri, idam konusunun AB için kırmızı çizgi olacağını belirterek \"Komisyon, üye ülkeler ve parlamento da aynı pozisyonu tekrarladı. İdam cezasının geri getirilmesi resmen askıya alma sürecini tetikler\" dedi. Piri, tutuklu milletvekillerini ve gazetecileri hatırlatarak, \"Bütün bunlar birlikte değerlendirildiğinde AP’deki 8 siyasi grubun hepsi Türkiye’ye siyasi bir tepki verilmesinde hemfikir. Ama ben şunu da söyledim; Türkiye ile diyaloğumuz sürmeli\" diye konuştu.
Kürt sorununun siyasi bir çözümü olmalı diyen Piri, \"PKK konusunda Avrupa Parlamentosu\'nda farklı düşünen sadece küçük bir azınlık var. Yedide bir temsil oranındaki bu grup, PKK\'nin AB terör listesinden çıkmasını savunuyor. Ancak Avrupa Parlamentosu milletvekillerinin çok büyük bir bölümü –ben de dahil– bunun doğru bir yol olmadığını düşünüyoruz. Ancak öte yandan parlamentomuzun büyük çoğunluğu askeri tedbirlerin de soruna bir çözüm olmadığını ve yaşanan acılara rağmen tarafların bir araya gelip konuşması gerektiğini düşünüyor. Kürt sorununun siyasi bir çözümü olmalı. Ancak barış görüşmelerinden yana olduğunuzda, hükümetin insanları havaya uçuranlarla değil ama ılımlılarla bir diyaloğa girmesini savunduğunuzda bir anda PKK\'ya yakın biri gibi görülmeye başlıyorsunuz. Açıkçası ben bunu son derece akıl almaz buluyorum. Benim Türkiye\'de siyasi partiler arasında bir tercihim olamaz. Hollanda\'dan bir Avrupa Parlamentosu milletvekili olarak böyle bir rolüm yok. Benim rolüm Avrupa Parlamentosu adına Türkiye\'yi izlemek\" şeklinde konuştu.