Birleşmiş Milletler (BM) Genel Sekreteri Sözcüsü Stephane Dujarric, Rûdaw New York muhabiri ile bir röportaj gerçekleştirdi.
BM Genel kurulunun bu yılki amacına ve gündemine ilişkin konuşan Sözcü Stephane Dujarric; \"Genel Sekreter çok kararlı. Dolayısıyla Genel Kurul\'da konuşması gereken pek çok konu olduğunu düşünüyorum. Dünyanın durumu ve özellikle iklim değişikliği ve uluslararası yönetişim konularında karşılaştığımız zorluklar hakkında konuşacak. Bununla birlikte kendisi oldukça ileri görüşlüdür ve bu zorluklara bir dizi çözüm öneriyor.\" ifadelerini kullandı.
Dujarric, \"Irak\'ta seçimlerin yaklaştığını biliyorsunuz, Kürdistan Bölgesi’nde seçimler 2024’te yapılacak. Seçimlerin en düzenli şekilde yapılmasını sağlamak için BM ne yapabilir?\" Sorusunu şöyle cevapladı;
\"Özgür ve adil seçimleri organize etme sorumluluğu öncelikle ve tamamen iktidardakilere ve ulusal otoriteye aittir. Biz Birleşmiş Milletler olarak her zaman Irak halkının yanında olacağız ve onlara talep edecekleri her türlü desteği sunacağız. Ancak seçimler iktidardakilerin sorumluluğunda olmalıdır. Biz Irak halkına yardım etmek için oradayız.\"
Bağdat ile Erbil arasındaki bütçe anlaşmazlığı ve BM\'nin bu konudaki önerilerine ilişkinse Sözcü Stephane Dujarric şunları kaydediyor:
\"Uzlaşmaları gerekiyor. Liderliğin uzlaşma olduğunu düşünüyorum. Tüm partilerin liderlerinin oturup fikir birliğine varması çok önemli. Irak\'ın son birkaç on yılda birçok zorlu aşamadan geçtiğini hepimiz biliyoruz. Halklarının geleceğini güvence altına almak liderlerin görevidir. Daha sonra bütçe ve gelirle ilgili önemli bölümü gelir.\"
Bütçeden dolayı halk sıkıntı yaşıyor. Hükümetler arasında çekişmeler devam ettiğinde bu durum sivilleri de etkiliyor.
\"Benim de kastettiğim bu; liderler liderlik etmeli. Liderliğin bir kısmı uzlaşmadır ve dünyanın neresinde olursa olsun liderin önceliği halkın çıkarları olmalı. Ülkesinin istikrarlı olmasını sağlamak için uzun vadede nelerin halkın çıkarına olduğunu bilmesi gerekiyor.\"
Irak ile İran arasında artan gerginliğe ilişkin BM\'nin takınacağı tavra ilişkinse Dujarric şunları söylüyor:
\"Genel Sekreter, New York\'ta Irak ve İran heyetiyle görüşecek. Görüşmeler ikili olacaktır. Yani bildiğim kadarıyla üçlü değil ayrı ayrı toplantılar olacak. Ama önemli olan her iki ülkenin toprak bütünlüğüne saygı duymaktır. Irak\'ın toprak bütünlüğüne saygı duyulmalı. Biz toprak bütünlüğünün farklı ülkeler tarafından farklı zamanlarda birçok kez ihlal edildiğini biliyoruz. Bu bütünlüğe saygı gösterilmesi çok önemlidir. Her iki taraf da gerilimi artıracak şeylerden kaçınmalı. Dünyada gerilim yaşanan bölgelerinde gerilimi azaltmanın bir yolunu bulmamız gerekiyor çünkü işler hızla kontrolden çıkabiliyor.\"
Dujarric, \"Bildiğiniz gibi İran, özellikle Kürt şehirlerinde vatandaşlarına karşı sert davranıyor. Ne konuda diyorsunuz?\" sorusuna verdiği cevapta; Tekrar ediyorum, ırkı, dini veya geçmişi ne olursa olsun halkını korumak her hükümetin sorumluluğudur. İran\'daki insan hakları durumuyla ilgili kaygılarımızı çeşitli vesilelerle sürekli olarak dile getirdik. Bazı kutsal mekanlara yönelik gerçekleştirilen terör eylemlerini de kınıyoruz. Aryıca Genel Sekreter İranlı yetkililerle görüştüğünde sürekli tartıştığı konulardan biri de insan hakları konusu oldu.\" ifadeelerini kullandı.
Kürtler dünyada devleti olmayan en kalabalık ve tek millettir. Biliyorsunuz 40 milyondan fazla bir nüfustan bahsediyoruz. Kürtlerin Birleşmiş Milletler\'de bir temsiliyeti yok. Sizce bu eşitlik mi? Kürtler seslerini nasıl duyurabilir? sorusuna Stephane Dujarric\'in cevabı şöyle:
\"Burada farklı meseleler olduğunu düşünüyorum. Birincisi, \"Kimin üye devlet olacağı” kavramı? “Birleşmiş Milletler\'e kimler katılıyor?\" Bu, üye devletlerin kararıyla oluyor. Hepimiz Kürt halkının geçmişini ve zorlu tarihini biliyoruz. Durumu şu anki haliyle ele alırsak, Kürt halkının birçok farklı ülkeyi kapsayan bir coğrafyaya yayıldığını biliyoruz. Çünkü nerede olursa olsun saygı duyulması gereken bir toplum. Kürt toplumun haklarının ve onurunun korunması yaşadıkları tüm ülkelerin görevidir.\"
Kürtler burada bulunmaz ve seslerini duyamazlarsa davaları yerinde sayar. Kürtlere nasıl yardım edebilirsiniz? Dolayısıyla BM Kürtlere daha fazla yardım sağlamalı.
\"Genel Sekreterin ülkeleri ayırma veya üyelik verme gibi yetkisi yoktur. Bu, üye devletlerin kendilerinin karar vereceği bir konudur ancak büyük topluluklara sahip birçok ülke de vardır. O halde uluslararası alanda konuştuklarında bu toplulukların seslerini duyurmak da bu ülkelerin görevidir.\"
Şu şekilde sorayım; bu gelecekte değişir mi?
\"Bakın geleceği tahmin etmek benim işim değil. Şimdilik ancak insan haklarının korunması ve onurlarına saygı duyulmasının temin edilmesi ile ilgilenebilirim.\"
Gelecekte bağımsız bir devlete sahip olmak isterlerse BM\'nin Kürtlere yardım edeceğini düşünüyor musunuz? Genel Sekreter bunu destekler mi? sorusuna Sözcü Dujarric;
\"Bu, BM hakkında konuştuğumuz ana bağlı bir konu. Hangi BM\'den bahsettiğimizi bilmek önemlidir çünkü BM, Genel Sekreterliktir, Genel Kuruldur, Güvenlik Konseyidir. Farklı bölümleri vardır. Ben sadece Genel Sekreter adına konuşabilirim. Bu kararı vermek Genel Sekreterin görevi değildir. Ülkelerin ve bölgelerin üyelik başvurusunda bulunabileceği bir süreç var ve bu da anlaşmada yer alıyor. Ama bu Genel Sekreterin dahil olacağı bir süreç değil.\"
Genel Sekreter destekler mi?
\"Tekrar ediyorum, ne olup ne olmayacağına karar vermek Genel Sekreterin işi değil. Şimdi Kürt halkı da dahil olmak üzere, nerede yaşarsa yaşasın tüm toplulukların haklarına saygı gösterildiğine odaklanıyoruz. Saygı duyulmadığı taktirde ses olmaktır.\"
BM ile Kürt yetkililer arasında ilişki ve iletişim düzeyine ilişkin değerlendirmelerini paylaşan Stephane Dujarric; \"Ortadoğu\'da Kürtlerin de yaşadığı ülkelerde çalışıyoruz. Bildiğiniz gibi BM Irak\'ta ve Irak Kürdistanı\'nda var. Bölgesel ve federal düzeyde ilişkilerimizin olduğunu biliyorum.\" ifadelerini kullanıyor.
Sözcü Stephane Dujarric, Türkiye, İran, Suriye ve Irak\'a Kürt sorununun çözümü konusunda ise şunları belirtiyor:
\"Bu karmaşık bir sorun. Bu tarihsel olarak en karmaşık durumlardan biridir. Sanırım bu dönemde bizim tavsiyemiz nerede yaşarsa yaşasın Kürt halkının onuruna ve insan haklarına saygı duyulmasıdır.\"
Röportaj şöyle son buluyor:
Suriye savaşı 12’inci yılını geride bıraktı. Büyük ülkelerin ve BM\'nin savaşı sonlandıramasını önleyen nedir?
\"Siyasi bir çözüm yolu üzerinde çalışan özel elçimiz Ger Pedersen var. BM’nin 2254 no’lu kararında bu açıklanmış. Elde edilen sonuçlar ortada ama iktidardakilerden daha fazla siyasi iradeye ihtiyacı olduğu açık. Güvenlik Konseyi\'nden daha tutarlı bir vurguya ihtiyacımız var. Hepimiz Güvenlik Konseyi\'nin şu anda çok bölünmüş olduğunu biliyoruz, ancak bu siyasi bir bölünmedir. Üye devletlerdeki durum bizi bir an bile Suriye\'de bulunmaktan ve tüm Suriyelilere hak ettikleri insani yardımı sağlamaktan alıkoyamaz. Şiddetli depremden sonra bile Suriye\'de kaldık, oradaki insanları asla bırakmadık ve onların yanında kalacağız.\"
Sizce Astana ve benzeri toplantılar tek başına Suriye savaşını sonlandırabilir mi, yoksa daha fazla ülke ve grubun katılımıyla yeni bir platform oluşturulmalı mı?
\"Sanırım farklı platformlarımız, farklı kurulumlarımız oldu. Şu anda bile tüm sivil toplumu kapsayan platformlar var. Başka bir platform oluşturmanın çözüm olduğundan emin değilim. Çözüm iktidardakilerin uzlaşmak istemesi ve aynı masaya oturmasıdır.\"
Söyleşiyi başka bir konu ile sonlandıracağım. Ukrayna ile Rusya arasındaki savaş bir yılı aşkın süredir devam ediyor, BM\'nin tahmini nedir?
\"Sanırım birkaç gün önce Genel Sekreter\'in basın toplantısındaydınız. Çatışmanın sona ereceği konusunda fazla iyimser değildi. Halen mevcut çabalarımızı tutarlı bir şekilde devam ediyoruz. Ancak gerçek şu ki, barış müzakerelerinin yakın zamanda gerçekleşmesi ihtimali yok. Bu, bizi Ukrayna savaşının sadece Ukrayna halkı üzerindeki olumsuz etkisini değil aynı zamanda gıda krizi yoluyla da olumsuz etkisini hafifletme çabalarında aktif olmaktan alıkoymadı.\"