Ülkedeki kadınlara yönelik muameleden endişe duyduğunu belirten ve İran'ın insan hakları sicilini ele alan komite, Tahran'ın kadınları ve kız çocuklarını her türlü şiddetten koruyan yasalar çıkarması gerektiğini bildirdi.
Komtie raporunda, "Taraf devlet, aile içi şiddet, evlilik içi tecavüz ve sözde 'namus' adına işlenen suçları açıkça ele alan, kadınlara ve kız çocuklarına yönelik her türlü şiddeti suç sayan kapsamlı bir yasa kabul etmelidir." değerlendirmesinde bulundu.
Zorunlu başörtüsü kuralını ihlal ettiği iddiasıyla geçen yıl "ahlak polisi" tarafından gözaltına alınan 22 yaşındaki Doğu Kürdistanlı Jina Emini, polis sorgusu sırasında hayatını kaybetmiş ve ölümü, ülke çapında aylar süren hükümet karşıtı protestoları tetiklemişti.
Emini'nin ölümü, siyasi ve yaşam tarzı özgürlüklerinin eksikliğinden ekonomik sıkıntılara kadar halkın birçok konuda yıllardır bastırılmış öfkesini açığa çıkarmış ve dini kurumların son yıllardaki en büyük meşruiyet krizini beraberinde getirmişti.
Cenevre merkezli BM kuruluşu, İran'ın "zorunlu örtünmeye uymamayı suç sayan yasa ve politikaları değiştirmesi ya da yürürlükten kaldırması ve ahlak polisini dağıtması" gerektiği yönünde görüş beyan etti.
İran'ın Cenevre'deki diplomatik misyonu, Komitenin bulgularına ilişkin basının yorum taleplerini yanıtsız bıraktı.
Birleşmiş Milletler'in yanı sıra insan hakları örgütleri, İran polisi ve İran Devrim Muhafızları Ordusu bünyesinde faaliyet gösteren Besiç milislerinin, kamusal alanda zorunlu kıyafet kurallarını şiddet kullanarak uyguladığını belirtiyor.
Başörtüsü takmayan bir kadın taciz, tutuklanma, para cezası ve hatta hapis cezasıyla karşı karşıya kalabiliyor. Yasalara karşı çıkan kişiler ise yıllar süren hapis cezalarına çarptırılıyor.
İranlı yetkililerin ülkedeki huzursuzluktan ABD ve İsrail başta olmak üzere dış güçleri (yabancı düşmanları) sorumlu tutması, tutuklanma tehlikesiyle karşı karşıya olanlar açısından riskleri daha da arttırıyor.
Tahran'ın Şii ağırlıklı dini liderliği, peçeyi "İran ulusunun uygarlık temellerinden biri" olarak tanımlıyor.
Rojhılatlı Emini'nin gözaltındayken hayatını kaybetmesi sonrası "ahlak polisi" büyük ölçüde sokaklardan kayboldu.
Ancak protestolar hızını kaybedince sokaklara geri döndü ve başı açık kadınları tespit edip cezalandırmak amacıyla cadde ve sokaklara gözetleme kameraları yerleştirildi.