BBC’de yer alan habere göre, sözcü Rupert Colville, Cenevre'de yaptığı basın açıklamasında "Her tür şiddeti ve şiddetin kışkırtılmasını, etnik ayrılık ve provokasyonları kınıyoruz" dedi.
İsrail güvenlik güçlerinin ifade, örgütlenme ve toplanma özgürlüğüne izin vermesi gerektiğini belirten Colville, "Haklarını barışçıl bir şekilde kullananlara karşı kuvvet kullanılmamalı" dedi.
Kuvvet kullanılması gereken durumlarda ise uluslararası insan hakları standartlarına uyulması gerektiği uyarısında bulunan Colville, şiddetin özellikle çocuklar üzerindeki etkisi konusunda kaygı duyduklarını belirtti.
Colville, "Gözaltına alınan çocuklar serbest bırakılmalı… Ortam yatışmalı" diye konuştu.
Gerginlik Nasıl Başladı?
İsrail’in Doğu Kudüs’teki, Şeyh Cerrah Mahallesi'nde yaşayan Filistinlilere zorunlu tahliyesi kararı nedeniyle başlayan gerginlik, İsrail polisinin Mescid-i Aksa’daki müdahalesi ile tırmandı.
Cuma günü namaz kılmak üzere Mescid-i Aksa'ya giden on binlerce Filistinli, 10 Mayıs'taki "Kudüs Günü"nde bazı İsrailli grupların planladığı yürüyüşte Harem-üş Şerif'e girmemesi için üç günlük bir nöbete başladı. Ardından İsrail polisi kalabalığa sert müdahalede bulundu.
Hafta sonu ve ardından Pazartesi devam eden olaylarda, İsrail polisi göstericilere karşı tazyikli su, göz yaşartıcı gaz ve plastik mermi kullandı.
Gerginlik devam ederken Hamas İsrail’e roketli saldırı gerçekleştirdi.
İsrail ordusu ise Gazze’yi havadan bombaladı ve bombardıman nedeniyle 22 kişi hayatını kaybetti.