1 Mayıs birçok ülkede işçi ve emekçi örgütleri tarafından bir bayram günü olarak, barış içinde kutlanıyor. İşçi ve emekçilerin talep ve mücadeleleri en üst seviyede dile getiriliyor.
Almanya\'da da, birçok Avrupa ülkesinde olduğu gibi, emekçiler açısından süreç olumsuz bir seyir izliyor. İşsizlik oranı sürekli artıyor. Sermaye sınıfı, emekçilerin sosyal haklarında kısıtlamalara gitmek amacıyla var gücüyle çaba sarfediyor. Yoksul çocuklar kaliteli bir eğitim olanağından yoksunlar. Kadınlar yaşamın tüm alanlarında hala baskı altındalar, toplumsal ve ekonomik yaşama katılma olanağından yeterince yararlanamıyorlar. Bu da toplumda varolan eşitsizliklerin tehlikeli noktalara tırmanmasına neden oluyor.
Bu durum, Kürtlerin de bir parçasını oluşturdukları Avrupa ülkelerindeki yabancılar üzerinde olumsuz bir etkide bulunuyor. Çocuklar da dahil, bir bütün olarak yabancılar çok yönlü saldırılarla karşı karşıyalar. Neo-Nazi/ NSU saldırıları, ev yakmalar ve benzeri olaylar, yabancılar açısından yaşamın bir parçası haline gelmiş bulunuyor.
Öte yandan, dünya çapında ve dolayısıyla işçilerin durumlarında gözle görülür değişiklikler yaşansa da, ne yazık ki, sömürü, soygun, talan, savaş ve çatışmalar bugün de devam ediyor. Dünyanın kimi bölgelerinde, özellikle de Rojava‘da gözyaşı, kan kokusu ve ölümün sesi bugün de en yüksek perdeden duyuluyor.
Özellikle de ülkemiz Kürdistan, hala düşman çizmeleri altında inliyor. Kürt halkı bugün de en temel insani ve ulusal haklarından yoksun. Kürdistanlı işçi ve köylüler, kirli savaş nedeniyle ata topraklarından koparılmış, ülkemizin büyük kentleriyle Batı metropollerinin varoşlarında yaşamak zorunda bırakılmış durumdalar. 7 yaşındaki çocuklar, evin geçimini sağlamak amacıyla sokaklarda kağıt mendil satıyor. Türk devletinin Kürdistan´da yürüttüğü kirli savaş, Kürt literatürüne yeni bir kelime ekledi: „Sokakta Yaşayan Çocuklar.“ Yokluk, yoksulluk ve çaresizlik bu çocukları mafya çetelerinin tuzağına çekiyor, onları mafyanın tetikçileri, „tinerciler“ konumuna düşürüyor.
Özetle, her ne kadar ülkemizin bir parçası özgür olsa da, Kürdistan\'ın üç parçasında durum, halkımız, özellikle de Kürdistanlı işçi ve emekçiler açısından dünden daha iyi değil. Bu nedenle, özellikle de Kürdistanlı emekçiler için barış bugün ekmek-su kadar gereklidir. Öncelikle Kürt halkına karşı sürdürülen bu kirli savaş bir an önce sona erdirilmelidir.
Batılı devletlere, özellikle Almanya´ya çağrı yapıyoruz; yabancılara yönelik saldırıların engellenmesi için daha çok çaba harcayın. Kürtler de dahil, tüm yabancıların Alman toplumuna entegre olabilmeleri için seferber olun. Kürtleri halk olarak resmi düzeyde tanıyın.
Toplumsal çelişkilerin tehlikeli boyutlar kazanmaması için işsiz sayısı azaltılmalı, yeni işyerlerinin açılması teşvik edilmelidir.
Eğitim alanındaki eşitsizlik ortadan kaldırılmalı, Alman ya da yabancı, tüm çocukların yetenekleri doğrultusunda eğitim alabilmeleri sağlanmalıdır.
Uluslararası ve Alman kurum ve kuruluşlar Kürt halkının barış ve özgürlük mücadelesine destek vermeli, sömürgeci devletlerin Kürt halkı üzerinde sürdürdükleri kirli savaşın son bulması için kendi devletleri üzerinde kamuoyu baskısı oluşturmalıdırlar.
Yaşasın emekçilerin sömürüye karşı mücadelesi!
Yaşasın işçilerin uluslararası birlik, dayanışma ve mücadele günü!
Yaşasın 1 Mayıs!
Kürdistan Dernekleri Federasyonu-KOMKAR / Berlin