Raportör Nacho Sanchez Amor, Türkiye-Avrupa Birliği (AB) ilişkileri konusunda Euronews'a açıklamalarda bulundu. Ankara ile 2005 yılında başlayan üyelik müzakerelerinin, gelinen noktada Türkiye'de demokrasinin gelişimine katkı sunmadığını söyleyen Sanchez Amor, "süreç işlevsel değilse, ki benim görüşüme göre işlevsiz hale geliyor, başka bir format aramamız gerekir" dedi.
'İsveç'e onaydan Ab üyeliğine geçiş mümkün değil'
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan geçen hafta gerçekleşen NATO Liderler Zirvesi öncesinde yaptığı AB üyelik çıkışını değerlendiren Amor, “Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın tutumundaki değişim normal olabilir. Ancak İsveç’in NATO üyeliğinden, Avrupa Birliği üyeliğine geçişi düşünmek tamamen beklenmedik bir hamleydi ve bu zaten mümkün de değil. Çünkü burada iki farklı kanal var, farklı rasyonel yapılara sahip iki farklı örgüt var; NATO, diyelim ki askeri ve güvenlikle ilgili. Avrupa Birliği ise hala katılım sürecinin merkezinde yer alan bir demokrasiler kulübüdür” dedi.
'Türkiye'de reform yok, geriye gidiş var'
Raportör Amor, şöyle devam etti: “Her ülke Kopenhag kriterlerini yerine getirmek zorunda. O halde Türkiye’nin mevcut durumunu değerlendirmeliyiz. Mevcut durumda hiçbir değişiklik yok. Hiçbir reform yok. Aksine, insan hakları ve hukukun üstünlüğü alanlarında tam bir geriye gidiş söz konusudur. Bu da katılım sürecinin özünü oluşturmakta. Elbette pek çok teknik konuyu tartışmak zorundayız, ancak değerlendirmemiz gereken ve benim raporlarımda da başkalarının komisyon raporlarında da değerlendirilen temel şey, ülkeyi tam teşekküllü bir demokrasi haline getirmek için görünürde bir siyasi irade olmadığıdır” yorumunu yaptı. Amor, İsveç’in NATO üyeliğinin olağandışı bir durum olduğunu çünkü ortada bir savaş durumu olduğunu söylerken, “Savaş var ve Erdoğan savaş anında kuzey kanadımızın takviyesini geciktiriyor. Sonunda Erdoğan’ın vetoyu kaldırdığını görmekten çok mutluyum çünkü bu çok ama çok acı verici bir durumdu. Bu son adımı takdir ediyoruz."
Avrupalı yetkili, Avrupa Birliği’nin Türkiye’nin İsveç’in üyeliğine onay vermesi karşılığında bir teklifte bulunmadığının da altını çizdi. Amor, “Güçlü ve demokratik bir Türkiye’nin, bu güçlü ülkenin aramızda olmasının Avrupa Birliği için mükemmel bir şey olacağını düşünüyorum” yorumunu yaptı.
'Türkiye'nin ele almadığı koşullar var'
Amor, kendisine yöneltilen vize serbestisi konularında ilerleme sağlanamamasıyla ilgili olarak da şu ifadeleri kullandı:
“Bu konularda hiçbir ilerleme yok çünkü Türk hükümetinin ele almadığı kriterler, koşullar var. Gerçek olan da bu. Türkiye’deki kamuoyuna Avrupa Birliği’nin buna uymadığı mesajı verildiğinden eminim. Göçle ilgili anlaşmada imzaladığımız şey, Türkiye bu kriterlere uyduğunda vize serbestisi sürecine yeniden katılmaya hazır olacağıdır. Bunlardan ikisi çok önemli. Terörle mücadele yasasındaki terörizm kavramının kapsamı ve veri koruma yasası. Ancak hükümetin geçen yıl bu reformu meclise gönderdiğini duymadım. O zaman son dönemde yaşananlar bu süreçten farklı”
AB, Türkiye'de herhangi bir konuda bir söz verdi mi? Sorusuna Amor, "Hayır. AB, NATO üyeliğiyle ilgili hiçbir şey sunamaz. NATO'nun farklı bir yapısı, farklı bir kodu, farklı bir gerekçesi ve üye olmak için farklı bir prosedürü vardır." şeklinde yanıtladı.
Raportör Amor Türkiye'nin PKK konusunda taleplerine ilişkin şu ifadeleri kullandı: "Türkiye'nin yaklaşımımızla ilgili (terör konusunda) bazı meşru endişeleri var. Ayrıca, Türkiye (...) gerçekten daha az anormal bir terör kavramı yaratırsa, güvenlik sorununu ele almak kolaylaşır. Ama PKK'yi konuşmaya başlarsanız ve diğer Kürt örgütlerini koymaya başlarsanız, bu mümkün değil. PKK'yi bir terör örgütü olarak listeledik ve Türkiye'nin buna uymamızı talep etme konusunda tam bir meşruiyeti var. Ancak Türkiye'deki küçük siyasi eleştirileri terörizm olarak değerlendirirseniz, bu Türkiye'nin güvenliğine yardımcı olmaz. Vetonun kaldırılması iyi oldu. Bunun Türkiye'nin Avrupa Birliği'ne katılım süreciyle hiçbir ilgisi yok ve PKK'yi bir terör örgütü olarak görme politikamızla tutarlı olmak zorundayız. Türkiye'nin de bizden bu politikalarda tutarlı olmamızı talep etme hakkı vardır."