İran Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani ise benzin zammının açıklanacağı tarihten kendisinin de haberi olmadığını söyledi. İçişleri Bakanı Abdurrıza Rahmani Fazli, yaklaşık 731 banka şubesinin ve 140 devlet binasının protesto gösterileri sırasında zarar gördüğünü açıkladı. İran Rejim Lideri Ali Hamaney, protesto gösterilerini ‘derin, geniş kapsamlı ve çok tehlikeli bir komplo’ olarak niteledi. İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Sözcüsü de dün yaptığı açıklamada şu ana kadar 7 bin kişinin gözaltına alındığı duyurdu.
Hamaney, protestoların bastırılmasında önemli bir rol oynayan Milis Gücü (Besic) unsurlarıyla gerçekleşen görüşmede yaptığı ve kendi internet sitesinde yer alan açıklamasında “İran halkı derin, geniş kapsamlı, çok tehlikeli ve düşmanın büyük paralar yatırdığı bir komployu engelledi” ifadelerini kullandı. Hamaney ayrıca İran Devrim Muhafızları Ordusu (DMO), onun kolu olan Besic ve polis güçlerinin protestolar sırasında üstlendiği role de övgüde bulundu.
İran’da 15 Kasım’da benzin fiyatlarında artış kararının açıklanmasının ardından protesto gösterileri başladı. Ancak gösteriler hızla siyasi bir yöne kaydı. Protestocular ülkenin yöneticilerini istifaya çağırdı. Söz konusu gösteriler, 2009 yılındaki cumhurbaşkanlığı seçimleri sırasında hile yapıldığı gerekçesiyle başlayan eylemlerden bu yana ülkedeki en şiddetli hükümet karşıtı protesto dalgası oldu. İran, 2017 yılının aralık ayı sonlarında ülkenin farklı bölgelerinde yapılan protestoların ardından iki yıl içinde ikinci kez ekonomik nedenlerden ötürü gerçekleşen protesto gösterileriyle sarsıldı.
İranlı yetkililer, protestolar sırasında yaşanan şiddet olaylarının Şah döneminin geri dönmesini isteyen ‘bozguncuların, Kürtlerin ve Arapların yoğun olarak yaşadığı eyaletlerdeki ayrılıkçı partilerin ve Halkın Mücahitleri Örgütü’nün (HMÖ) gösterilere dahil olmasından kaynaklandığını belirtti.
Bazı bölgelerde onlarca banka şubesi, benzin istasyonu ve polis merkezinin yakılması gibi şiddet olaylarına dönüşen protestoları bastırmak için güvenlik güçlerinin konuşlandırılmasıyla birlikte ölenlerin ve gözaltına alınanların haberleri de artmaya başladı. Gözaltı kampanyasının boyutu yetkililerin ülke çapında internet erişimini engellemesi nedeniyle belirsizliğini koruyor. Yetkililer, protestolar sırasında yaşanan şiddet olaylarında kaydedilen görüntülerin yayınlanmasını engellemek amacıyla böyle bir yola başvurduğunu öne sürdü.
Ölü sayısıyla ilgili çelişkili rakamlar
İnsan Hakları İzleme Örgütü (HRW), İranlı yetkililerin göstericilere yönelik müdahalelerin boyutunu ‘kasıtlı olarak gizlendiklerini’ duyurdu. Yetkililere ölen, gözaltına alınan ve tutuklananların sayısını derhal açıklamaya çağıran HRW ayrıca öne sürülen ihlallerle ilgili bağımsız bir soruşturma yapılmasına izin verilmesini istedi.
HRW Ortadoğu Müdür Yardımcısı Michael Page, İran’ı ‘ölenlerle ilgili tam sayı vermeyi reddettiği ve gözaltındakileri ölümle tehdit ettiği için’ kınadı.
İranlı resmi kaynaklar tarafından son olarak 18 Kasım’da açıklanan ve DMO’ya bağlı Fars Haber Ajansı tarafından aktarılan verilere göre ülke genelinde protesto gösterilerinde bin kişi gözaltına aldı. Tahran Valisi, İran’ın 70 eyaletinde protesto gösterileri yapıldığını duyurdu.
Fransız Haber Ajansı’nın (AFP) aktardığı açıklamalarında Hamaney, İran halkının derin, geniş kapsamlı ve çok tehlikeli bir komployu engellediğini, düşmanların ‘vandalizm, şeytani eylemler ve cinayet’ gibi uygulamalar için çok miktarda para ve büyük çaba harcadıklarını söyledi. Hamaney’in Twitter’daki resmi hesabından pazartesi günü yapılan paylaşımda Tahran'da yapılan hükümete destek mitinginin fotoğraflarıyla birlikte şu mesaj iletildi:
“Aziz İran halkına son günlerde yaşanan olağanüstü hareketlilik için takdir ve teşekkürlerimi sunuyorum. Ne kadar güçlü ve harika insanlar olduklarını bir kez daha kanıtladılar.”
AFP’nin haberine göre ABD’ye ve İsrail’e atıfta bulunan Hamaney, şiddet olaylarından ‘küresel kibir ve Siyonizmi sorumlu tuttu.
İnsan hakları örgütleri, İran İstihbarat Bakanlığı, DMO ve polis tarafından gerçekleştirilen gözaltı kampanyası süresince tutuklu sayısının artmasından ve cezaevlerindeki koşulların bozulmasından endişeli.
HRW açıklamasında, “Uluslararası Af Örgütü (UAÖ) dahil olmak üzere insan hakları örgütleri, protestolar sırasında en az 140 kişinin öldüğünü ve yaklaşık 7 bin kişinin gözaltına alındığını belirttiler” ifadesine yer verdi.
HRW Ortadoğu Müdür Yardımcısı Page, “Aileler sevdiklerinden haber alamıyor. Bu, hükümetin muhalifleri bastırmak için kasıtlı olarak korku ve ceza atmosferi oluşturma stratejisidir” diye konuştu.
UAÖ’nün verilerine göre protestolar sırasında 40’ı Huzistan eyaletinde, 34’ü Kürt bölgesi Kirmanşah eyaletinde, 20’si Tahran’da, 15’i Fars eyaletinde, 7’si İsfahan’da, 9’u Elburz eyaletinde, 4’ü Batı Azerbaycan eyaletinde ve Doğu Azerbaycan eyaleti ile Kirman şehrinde en az birer kişi olmak üzere toplam 143 kişi öldü.
İran Meclisi Ulusal Güvenlik ve Dış Politika Komisyonu Sözcüsü Hüseyin Nakavi Hüseyni Salı günü yaptığı açıklamada protestolar sırasında yaklaşık 7 bin kişinin gözaltına alındığını söyledi.
New York merkezli HRW pazar günü internet sitesi üzerinden yaptığı açıklamada resmi rakamlara ve güvenilir kaynaklara dayanan verilerin en az 2 bin 755 kişinin tutuklandığına işaret ettiğini ancak gerçek sayının 4 bine yaklaşmış olabileceğini belirtti.
İran merkezli Etemad gazetesi salı günü, milletvekillerinin meclisteki toplantıya cep telefonuyla girmelerinin engellendiğini aktardı.
Yargı Erki tarafından salı günü yapılan açıklamada gözaltına alınanlarla ilgili suçlamaların bir an önce gözden geçirileceği belirtilirken gözaltında tutulanlarla ilgili herhangi bir sayı verilmedi.
İnternet trafiğini izleyen NetBlocks son günlerde ülkenin genelinde sabit hatların yeniden hizmete açıldığını ancak mobil hatlarda halen kesinti olduğunu bildirdi.
ABD’li yetkililer salı günü, İran’daki internet kısıtlamaları kaldırıldıktan sonra protestolarla ilgili binlerce mesaj aldıklarını duyurdu. ABD Dışişleri Bakanı Mike Pompeo yaptığı açıklamada, “Mesajlaşma uygulaması Telegram üzerinden şu ana kadar rejimin ihlallerini belgeleyen yaklaşık 20 bin video, fotoğraf ve mesaj aldık” dedi.
İran hükümetinin kayıplarla ilgili açıkladığı ilk veriler
İçişleri Bakanı Abdurrıza Rahmani Fazli, İran televizyonundan yaptığı açıklamada protestolar sırasında yaklaşık 731 banka şubesi ve 140 devlet binasının zarar gördüğünü, 50 polis merkezi ve Besic’e ait bir karargaha saldırıldığını, 70 benzin istasyonu ve 9 dini merkezin yakıldığını söyledi. Fazli ayrıca 183 askeri araç, 34 ambulans, 307 özel araç ve bin 76 motosikletin yakılarak kullanılamaz hale getirildiğini aktardı.
Protesto gösterilerine 200 bin kişinin katıldığını kaydeden Fazli, sadece başkent Tahran’da 100 ayrı noktada protesto gösterileri yapıldığını belirtti.
Protestolar, İran’ın bu yıl neredeyse tüm petrol ihracatının durmasına neden olan ABD yaptırımlarının ardından yaşandı. Yaptırımlar, ülkedeki ekonomik krizi daha da derinleştirirken işsizliği daha da artırdı.
Diğer yandan İran'ın resmi haber ajansı IRNA’nın haberine göre İran güvenlik birimleri, protestolar sırasında CIA bağlantılı 8 kişinin gözaltına alındığını aktardı. Söz konusu kişilerin nerede ve ne zaman gözaltına alındığıyla ilgili ise herhangi bir detay verilmedi.
Reuters’ın haberine göre İran İstihbarat Bakanlığı’ndan yapılan açıklamada söz konusu kişilerden 6’sının isyan olayları sırasında CIA’in talimatlarını yerine getirirken 2’sinin de yurt dışına bilgi göndermeye çalışırken tutuklandığı belirtildi.
Bir diğer gelişmede ise İran Petrol Bakanı Bijen Namdar Zengene, benzin zammından bu yana günlük benzin tüketiminde 20 milyon litrelik bir düşüş yaşandığını açıkladı.
Cumhurbaşkanı Hasan Ruhani benzin zammı kararının uygulamaya geçirildiğini diğer İran vatandaşlarıyla birlikte ‘öğrendiğini’ söyledi. Ruhani yaptığı değerlendirmede şu ifadeleri kullandı:
“Benzin zammının açıklandığı zamandan benim de haberim yoktu. Benzin fiyatlarında artış kararıyla ilgili talimatı İçişleri Bakanlığı ve Ulusal Güvenlik Yüksek Konseyi’ne bir ay ya da 40 gün kadar önce verdim. Onlardan Radyo Televizyon Kurumu’yla (İRİB) irtibat kurmalarını ve kararın açıklanacağı zamanı belirlemelerini istedim. Yüksek Ulusal Güvenlik Konseyi karar alınca uygulamaya koyuldu. Benzin fiyat düzenlemesinin bu hafta mı yoksa önümüzdeki hafta mı uygulamaya başlanacağını bilmiyordum.”
Bununla birlikte Ruhani dün, protesto gösterilerinin yaşandığı Tebriz’i ziyaret etti. Burada yaptığı konuşmada rejimin savunmak için tüm güçlerin birlik olduğunu söyleyen Ruhani, “Hepimiz rejimi savunmak için birleştik” dedi. Cumhurbaşkanı, “Korkmayın, korkmayın hepimiz birlikteyiz” dediğinde büyük alkış aldı.
Ruhani sözlerine şöyle devam etti;
“Düşmanlar rejimin düşeceğini sanıyordu. Düşmanların iki yıl önce bu alana yatırım yaptığını, para ve ekipman gönderdiğini gösteren bilgilere sahibiz. Bir yandan propagandalar yaparken diğer yandan da planlarını uygulamak için ekonomik baskı uyguladılar.”
İran’da halkın hayat şartları, ABD Başkanı Donald Trump’ın geçen yıl İran’la varılan nükleer anlaşmadan çekilerek Tahran’a yaptırımlar uygulamaya başlamasıyla ve ekonomik krizin derinleşmesiyle daha da ağırlaştı.
Buna yüksek enflasyon, işsizlik oranında artış, İran riyalindeki değer kaybı ve yolsuzlukların artması eklendi. Washington’ın ‘aşırı baskı’ politikası da İran’ın ekonomisini daha da kötüleştirdi.
İran hükümeti, akaryakıt fiyatları artışından elde edilecek gelirlerin yıllık 2,55 milyar dolar civarında olmasını bekliyor. Hükümet, söz konusu ek gelirle 18 milyon düşük gelirli aileye (yaklaşık 60 milyon kişi) yardım etmeyi planlıyor.
Etemad gazetesinin internet sitesindeki haberde açıklamalarına yer verilen İranlı milletvekili Şehap Nadiri, bazı milletvekillerinin Ruhani hükümetini devirmek istediğini söyledi. Nadiri ayrıca Dışişleri Bakanı Muhammed Cevad Zarif, Petrol Bakanı Bijen Namdar Zengene, İçişleri Bakanı Abdurrıza Rahmani Fazli ve Milli Eğitim Bakanı Muhsin Haci Mirzai de dahil bazı bakanların ifade vermek üzere meclise çağrıldığını aktardı. Hükümetten güvenin çekilmesi hamlesinin başarılı olması halinde hükümetin düşebileceğini söyleyen Nadiri, ardından söz konusu milletvekillerinin cumhurbaşkanı için güven oylaması önerisi sunacaklarını kaydetti.
Hükümet Sözcüsü Ali Rebii de dün, Petrol ve Milli Eğitim bakanlarının mecliste ifade vermeye çağrılmasının ‘ülkenin çıkarlarına hizmet etmediğini’ söyledi. Meclisin bakanları sorgulama hakkı olduğunu vurgulayan Rebii ancak zamanlamanın önemli bir konu olduğunun altını çizdi. Rebii, halkın sıkıntılarını giderebilmek için ‘ortak’ hareket edilmesini umduğunu belirtti.