Rojhılat ile Beluc ve Türkmen bölgelerinde bulunan Sünni din adamları, Jina Emini'nin polis tarafından katledilmesi nedeniyle ülkede geçen Eylül ayında başlayan gösterileri ezici bir çoğunlukla destekledi.
Sünni din adamlarının protestoları destekleme konusundaki cüretkar davranırken, yetkililer 20.000'den fazla protestocuyu tutukladı.
Güvenlik güçleri Pazartesi günü Rojhılat’ın Piranşar kentinde iki din adamını tutukladı. Mela Muhammed Camaleddin Wazhi ve Mela Şerif Mahmudpur, Paşveh köyünde gözaltına alındı ve nerede olduğu açıklanmayan bir gözaltı merkezine götürüldü.
Wazhi, Kürt Sünni din alimi Seyyid Nureddin Wazhi'nin oğludur. Ailenin bir üyesi, "Ajanlar eve baskın düzenledi ve Mela Muhammed Camaleddin Wazhi'ye saldırdı. Bilgisayar ve cep telefonuna el koydu" dedi.
Adını açıklamayan aile üyesi, "Güvenlik güçleri, İran'daki en önde gelen Kürt Sünni alim olan Mela Wazhi'nin yaşlı babası Seyyid Nureddin Wazhi'nin gözleri önünde aileye hakaretler yağdırdı” diye ekledi.
Ardından Salı sabahı güvenlik güçleri aynı kasabada iki din adamını daha gözaltına aldı. Kürt insan hakları grupları bu kişilerin Mela Yunus Nokan ve Mela Seyid Süleyman Ahmedi olduğunu belirtti.
Mela Hasan Kohi adlı başka bir din adamı da bu ayın başlarında Sardeşt’te tutuklanırken, Rojhılat’ta birkaç kişi de aynı kaderi paylaşmakla tehdit edildi.
9 Kürt din adamı halen tutuklu
En az 9 Kürt din adamı, son protesto dalgasından bu yana hapiste. Güvenlik nedeniyle kimliğini gizli tutan ve tutuklanmakla tehdit edilen başka bir din adamı ise şunları söyledi:
“Din adamları üzerinde çok büyük bir baskı var ve bunu her geçen gün artırıyorlar. Devamlı olarak din adamlarını gözaltına alıyorlar; ama insanları daha fazla karşılarına almamak için Cuma namazı sonrası din adamlarını tutuklama konusunda ihtiyatlı davranıyorlar” dedi.
Son tutuklamalar, Piranşar, Nagedeh ve Şino’da, 80 din adamının protestocuların infazını kınayan ve infazları "yasadışı" ve "İslami olmamak”la nitelendiren bir video yayınlamasının ardından geldi.
Din adamları videoda, protesto hareketinin arkasındaki ana gücü derinleşen yolsuzluklar ve ülkenin kötü yönetimine bağlıyor, hükümeti protestocuların taleplerini dinlememekle suçluyordu.
Mela Şerif Mahmudpur, "Protestocuları Allah'ın düşmanı olarak etiketlemek, Kuran'ın Maide Suresi'nin 33. ayetine dayandırmak, Kuran'ın öğretisine ve ilahi söze büyük bir haksızlıktır ve herhangi bir şeriat gerekçesinden yoksundur" dedi.
İran'ın güneydoğusundaki Belucistan bölgesindeki Sünni din adamları da İran yönetimi tarafında tehdit olarak algılanıyor. Abdulahamid İsmailzahi liderliğindeki Makki Camii, Cuma namazlarından sonra protestoların odak noktası haline gelmiş durumda.
Baluci bölgelerindeki insan hakları ihlallerini izleyen Baluc Activist Ağı’na göre, bir dizi Beluc Sünni din adamı, protestocuları desteklemeye devam etmeleri halinde tutuklanmakla tehdit edildi.
Belucistan bölgesindeki Rask'ta, Molavi Abdulgaffar Nakşibendi de dahil olmak üzere bazı din adamları hiçbir iz bırakmadan ortadan kayboldu.
Sünni din adamları üzerindeki baskı, bu bölgelerle sınırlı değil. Ülkenin kuzeyindeki Türkmen bölgelerindeki önemli kişiler de yetkililerin artan baskısı altında bulunuyor.
Muhammad Hüseyin Gergij Cuma imamı görevinden alındı ve şu anda ev hapsinde tutuluyor.